Bünyesinde Demokratik Bölgeler Partisi ile Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin dışında birçok Kürt siyasi hareketine yakın örgüt ve sosyalist gelenekten gelen örgütleri barındıran Halkların Demokratik Kongresi (HDK), “Barış İçin 1 Milyon İmza” kampanyası başlattı.
İstanbul’da bir otelde düzenlenen basın toplantısında HDK’nın bileşenleri ile birlikte DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan da katıldı.
“Demokrasi yok, toplumda çürüme ve ekonomik çöküş var; bu krizin sebebi Türkiye’nin toplumsal barışın sağlanamaması”
DEM Parti Eş Başkanı, toplantıda yaptığı konuşmada Türkiye’de yaşanan siyasi ve ekonomik sorunlarının temelinde Kürt sorunu olduğunu söylerken Çözüm Süreci olarak adlandırılan bir önceki dönemin sonuçsuz kalmasının sonuçlarının yaşandığını savundu.
Bakırhan, “Hiçbir dönemde olmadığı kadar hem Ortadoğu’da hem de Türkiye’de siyasal zemin bir kırılma ile karşı karşıyadır. Demokrasi yok, özgürlükler yok, toplumda ciddi bir çürüme var. Çürüme sadece bununla da kalmıyor ekonomide de çöküş var. Türkiye artık ekonomiyi çeviremeyecek noktaya geldi. Bu çürümenin, bu kaosun, bu krizin tek bir sebebi var. Türkiye’nin kendi iç barışını, toplumsal barışını sağlayamaması. Demokratik bir zeminde diyalog ve müzakere ile Türkiye’nin başta Kürt meselesi olmak üzere kendi sorunlarını çözmesi gerektiğini belirtiyoruz. Başka bir yol yok. Bunun dışındaki yol bir yere çıkmaz. Bunun dışındaki çözüm barışa çıkmaz” dedi.
“Çağrıyı yaptıktan sonra bu çağrının muhataplarının nereye gideceği, nerede yaşayacağının garantisini veren bir merkez var mı?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son dönemdeki açıklamalarına katıldığını belirten DEM Parti Eş Başkanı, Abdullah Öcalan’dan beklenen silah bırakma çağrısının karşılık bulması için çizilmesi gereken bir çerçeve olduğunu belirtti.
Bakırhan, “Sayın Erdoğan’ın Diyarbakır’da dediği refah ve huzur meselesi tam da toplumsal barışı sağlamakla olur. Biz meselelerin demokratik yolla çözülmesini istiyoruz. Cumhurbaşkanı, ‘Gerekli çağrı yapılırsa tüm Türkiye kazanır’ dedi. İyi ve doğru bir tespit. Evet, gerekli çağrı yapılsın ama çağrının yapılabilmesi için gerekli koşullar oluşturulsun. Bu çağrıyı yapacaklar neye göre çağrıyı yapacaklar? Demokratik bir zemin var mı? Bir güven ortamı var mı? Çağrıyı yaptıktan sonra bu çağrının muhataplarının nereye gideceği, nerede yaşayacağı, hangi zeminde yaşamlarını sürdürebileceğinin garantisini veren bir merkez var mı?” diye sordu.
“Seyirci kalmayın; kapıdan ya içeri gireceğiz ya dışarıda kalacağız, içeriyi zorlamamız lazım”
“Barış İçin 1 Milyon İmza” kampanyasına ilk imzayı koyan HDK Eş Sözcüsü ve DEM Parti Erzurum milletvekili Meral Danış Beştaş, sürecin işlemesi için yalnız partilerin değil, yurttaşların da sürece müdahil olması gerektiğini söyledi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Beştaş, “Bahçeli bir çağrı yaptı, önemli bir çağrıydı. Öcalan İmralı'dan buna olumlu yanıt verdi. Ben de diyorum ki bir kapı aralandı, bu kapıdan ya içeri gireceğiz ya dışarıda kalacağız. İçeri girmeyi zorlamamız lazım, benim durduğum yerden bakınca. Ben umutsuz değilim; umutluyum yerine umutsuz değilim diyorum hep. Ama umutsuz değilim derken ben hep daha çok şuna inanıyorum. Mücadele geçmişine. Bedel ödeyen insanların barış konusundaki samimiyetine. Seyirci kalmayın, herkes sürece müdahil olmalı” dedi.
“Türkiye demokratikleşsin, Türkiye'yi demokratikleştirelim”
10 yıldır Meclis’te bulunan deneyimli milletvekili Beştaş, “barışa giden yolda engellerin kaldırılması için inkar siyasetinin terkedilmesi gerektiğini” de ifade etti.
HDK Eş Sözcüsü, “Türkiye'de anadilde eğitim neden yok? Neden isminden dolayı çocuğum ayrımcılığa uğrasın? Ben kendi dilimde bir yemek menüsünü neden okuyamıyorum? Uçağa bindiğimde ki Diyarbakır, Mardin, Urfa uçaklarında çoğunlukla Kürtçe konuşulurken neden İngilizce anons dinliyorum? Çoğulculuğu yaratabiliriz, yaşayabiliriz. HDK olarak bulunduğumuz yer şu: Türkiye demokratikleşsin, Türkiye'yi demokratikleştirelim” diye konuştu.
HDK: “Kürt sorunu, demokratik, barışçıl ve toplumsal çözümünü beklemektedir”
HDK’nin hazırladığı kampanya metnini eski HDP milletvekillerinden HDK Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu okudu.
Metinde, “Güvenlikçi politikaların öncelenmesi nedeniyle Türkiye’de son 40 yılda en az 3 trilyon dolar harcanmıştır. Bu durum, yaşanılan toplumsal yoksunluğun ve yoksulluğun dayanılmaz boyutlara ulaşmasının da en temel nedenidir. Kürt sorunu, demokratik, barışçıl ve toplumsal çözümünü beklemektedir. Barışı kazanmaktan ve ortak yaşam geleceğimizi savunmaktan vazgeçemeyiz. Ortadoğu’da ve Suriye’de katliam ve soykırım boyutuna varan saldırılar da göstermiştir ki barış, bölgede de yaşayan halklar ve inançlar açısından da hayatidir. Bu sebeplerle, başta TBMM olmak üzere, tüm siyasi ve toplumsal çevreleri, özgür ve adil bir yaşam özlemi duyan yurttaşları, barışın inşası için sorumluluk almaya davet ediyoruz” ifadelerine yer verildi.
Forum