Amerika, bir göçmenler ülkesi. Göçmenler hem ekonomik büyümeye hem de ülkenin kültürel mozaiğine katkıda bulunuyor.
Avrupa’nın karşı karşıya kaldığı mülteci krizi, terör tehdidi ve Amerika’da 11 milyon kişinin kaçak olarak yaşıyor olması, başkanlık kampanyalarının en sık tartışılan konuları haline geldi.
Donald Trump bir süre önce, tüm Müslümanlar'ın Amerika'ya girişinin tamamen durdurulmasını istediğini söylemişti. Trump daha sonra Müslüman göçmenlere ilişkin tavrını değiştirse de kaçak göçü durdurmak için Amerika-Meksika sınırını duvarla kapatma önerisini savunmaya devam ediyor.
Trump’ın göçmenlik politikalarından biri de örülecek duvarı Meksika’ya ödetmek ve kaçak giriş yapmaya çalışanların yakalandıktan sonra serbest bırakıldıkları uygulamayı sona erdirmek.
Trump ayrıca suç işleyen yabancıları sınırdışı etmek, Sınır muhafızlarının sayısını arttırmak ve şirketlerin kaçakları işe almasını engelleyici uygulamalar getirmek istiyor.
Trump’ın kaçak göçmenlere ilişkin görüşleri, büyük oranda Clinton’ı destekleyen Latin kökenli seçmenleri harekete geçirdi.
Kapsamlı göçmenlik reformuyla kaçaklara af getireceği sözü veren Clinton, başkanlığının ilk yüz günü içinde kaçaklara tam vatandaşlık hakkı yolunu açacağını vaadediyor. Clinton ayrıca vize gecikmelerine çözüm bulma, sınır güvenliğini sağlama ve milyonlarca çalışkan göçmeni ekonomiye kazandırmayı taahhüt ediyor.
Clinton ayrıca Başkan Obama’nın bazı genç kaçaklarla anne babalarını sınırdışı edilmekten geçici süreliğine muaf tutan uygulamasını sürdüreceğini söylüyor.
California eyaletinden Demokrat partili bir yetkiliye göre Clinton, göçmenleri koruyan bir siyasetçi.
Trump cephesi ise Cumhuriyetçi adayın ülkeyi koruyacağını söylüyor.
Beyaz Saray’a uzanan yol, başta göçmenlik ve ulusal güvenlik olmak üzere birçok konuda seçmenlere hitap etmekten geçiyor.
