Başkan Trump’ın geçen Perşembe günü Amerika Merkez Bankası FED’in faiz yükseltme politikasını eleştirmesinin yankıları Cuma günü ve bütün haftasonu boyunca sürdü.
Başkan Trump CNBC kanalına verdiği demeçte FED’in faiz arttıracağına dair verdiği sinyallerden “hoşnut” olmadığını, bu durumun doların değerini yükselttiğini, Çin’in yuan para birimi “taş gibi düşerken” ve euro değer kaybederken doların yükselmesinin Amerika’ya dezavantaj getirdiğini belirtti. Trump, kendisi ekonomiyi güçlendirmeye çalışırken, FED’in politikalarının bu çabaları erozyona uğrattığını söyledi.
Tarihi boyunca Beyaz Saray’dan bağımsız bir yapı olan FED yönetimi bu yorumlardan hoşnut değil. Kendisinin atadığı FED Başkanı Jerome Powell’i şu ana kadar destekler bir tavır sergileyen Başkan Trump’ın, Powell’in iki gün süren toplantılarının ardından önümüzdeki dönemde faiz arttırma konusunda yaptığı yorumlar üzerine FED’i eleştirmesi, yatırımcıları endişelendiriyor.
Peki Başkan’ı endişelendiren FED politikaları neler?
ABD Merkez Bankası FED, neredeyse tam 10 yıl önce, Amerika’nın 1929’daki krizden sonra içine düştüğü en büyük ekonomik gerileme döneminden çıkabilmesi için faiz oranlarını rekor seviyeye düşürmüştü. O dönemden bu yana işsizlik oranının ve enflasyonun düşmesi sayesinde, eski FED Başkanı Janet Yellen’in düşük faiz politikası bu yeni yönetim altında değişiyor. Ekonominin sağlam olduğuna dair sene başında gelen verilerin ardından Şubat ayında göreve başlayan Jerome Powell, faiz oranlarını dereceli olarak arttırmayı planlıyor. Fakat geçen hafta Kredi Portfolio Yöneticileri Birliği’nden gelen yeni bilgiler ekonomik durumun beklendiği kadar iyi olmadığı yönünde. Yetkililer önümüzdeki aylarda FED’in faiz arttırması yüzünden kredi kartları ve ev ipotek faiz oranlarının yükseleceğini ve bu yüzden ekonominin yavaşlamasından, en azından tüketimin azalmasından endişe ediyorlar. Birliğin yöneticisi Şam-Lök Leung “her yükselişin bir inişi olacaktır” şeklinde yorum yaparak, bir ekonomik yükseliş döneminin sonuna geldiğimizi belirtiyor. Leung önümüzdeki üç aylık dönemde tüketimin artacağını ve 2008’deki kriz öncesindeki duruma gelineceğini, her ne kadar 2008’deki gibi bir krizin gelmesinden endişe etmese de bu rahat dönemin bir şekilde sona ereceğini düşünüyor.
Başkan Trump’un vergi kesintileri bir çok şirketi pozitif etkileyerek büyümeleri için fırsatlar yaratmışsa da faiz oranı artışı, şirketlerin büyümek için gerekli borçları alırken daha dikkatli davranmalarına sebep olabilir. Bu da Başkan’ın FED’le karşı karşıya gelmesiyle sonuçlanabilir diye düşünenler oldukça fazla.
Peki bu haftanın gündeminde neler var? 200’den fazla şirketin çeyrek raporlarının açıklanması dışında, Çarşamba günü Başkan Trump, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’le buluşuyor. İki lider “Transatlantik ticaretinin artması ve daha sıkı bir ticari birlik kurulması” için buluşacak. Her ne kadar bu toplantı uzaktan Başkan Trump’ın ticari savaşı durdurabileceğine işaret etse de Beyaz Saray’ın en azından Çin’e uyguladığı ekstra gümrük vergileri konusunda fikrini değiştirmeyeceğini düşünenler çoğunlukta. Fakat Avrupa Birliği’yle Trump arasındaki gerilim belki bu toplantıdan sonra azalabilir.
Bir yandan Başkan Trump ve FED arasındaki gerilim, diğer yandan çeyrek raporları ve Cuma günü açıklanacak ABD yıllık büyüme ve gayri safi milli hasıla rakamları. Ekonomistler ABD ekonomisinin ikinci çeyrekte de oldukça büyüdüğünde hemfikir görünüyor ve her ne kadar Cuma günü ilk tahminler açıklansa da Maliye Bakanlığı’ndan gelecek olan rakamın %4 olması bekleniyor. Reuter haber ajansının tahmini ABD ekonomisinin ikinci çeyrekte %4,1 oranında büyüdüğü yönünde, bu da birinci çeyrekte %2 büyüyen ekonomi için büyük bir artış. Konuyla iligil olarak geçen Cuma konuşan Başkan Trump’un ekonomik danışmanı Larry Kudlow, “2024’e kadar ABD ekonomisi daha da büyüyecek” şeklinde yorum yapmıştı, fakat ekonomistlerin Kudlow’la görüşbirliği içinde olduklarını söylemek zor.