Brüksel’de 22 Mart’ta yaşanan terör saldırıları sonrasında en tartışılan isimlerden biri İçişleri Bakanı Jan Jambon oldu. Jambon’un ismi ilk olarak Türkiye’nin intihar bombacılarından biri hakkında Belçika’yı uyarmasına rağmen önlem alınmadığının ortaya çıkması üzerine Belçika Başbakanı Charles Michel’e istifasını sunmasıyla geldi. Jambon hakkında asıl fırtına ise saldırılar sonrasında basına yaptığı bir açıklama nedeniyle koptu. Jambon saldırılar sonrasına ülkedeki Müslümanların kutlama amacıyla dans ettiğini iddia etti ancak bu iddiasını kanıtlayamadı. Jambon’un bu açıklaması ülkede büyük polemik yaşanmasına, özellikle de Müslüman toplumun sert tepkisine neden oldu.
Jambon, Avrupa Parlamentosu’nda katıldığı bir toplantıda yine İslam konusunda yorum yaptı. Bu sefer takındığı ton ise oldukça farklıydı. Avrupa Parlamentosu Sivil Özgürlükler, Adalet ve İçişleri Komisyonu’nda parlamenterlerin sorularını yanıtlayan Jambon, Hollandalı aşırı sağcı parlamenter Vicky Maeijer’in, “terörün kökeninde İslam’ın olduğunu kabul etmeden vatandaşları korumanın nasıl mümkün olacağı” yönündeki sorusuna yanıt olarak, “İslam’ı düşmana dönüştürmek yapılabilecek en kötü şey olur. Belçika’da 600-700 bin Müslüman var ve bunların ezici çoğunluğu bizim değerlerimizi paylaşıyor. Tüm bu insanları düşman edinmek, güvenlikli olmayan bir ortam istenmesi halinde izlenecek yoldur” dedi.
Yapılması gerekenin teröristlerin kim olduğunu, teröristleri kimin desteklediğini belirlemek olması gerektiğinin altını çizen Jambon, “Bize karşı olmayan diğer Müslümanları ayırmamız gerekiyor. Tersi çok ciddi bir hata olur” diye konuştu.
22 Mart’taki terör saldırılarının Belçika’nın 11 Eylül’ü olduğunu söyleyen Jambon, güvenliği sağlamak amacıyla ellerinden gelen her şeyi yaptıklarının altını çizdi. Jambon, Belçika’ya yönelik ulusal ve uluslararası medyadan gelen eleştirilerin boyutundan yakındı.
Aynı oturumda konuşan Belçika Adalet Bakanı Koen Geens de Brüksel saldırılarının hazırlanış ve hayata geçirilişinin Paris saldırılarından esinlendiğini belirtilerek, “Terör hücreleri, Belçika'yı geçtiğimiz yıllarda başka yerlerde terör saldırıları gerçekleştirmek için kullandı. Bu plan Salah Abdeslam'ın yakalamasıyla değişti. Bu yakalama, teröristleri B planına geçmeye zorladı. Bu plan ise ellerinde olan patlayıcıları kullanarak Brüksel'de saldırı yapmaktı" diye konuştu. Ülkesine yönelik eleştirilere de değinen Geens, “Kimse Belçika’nın yabancı savaşçılara gözünü kapadığını söyleyemez” dedi.
Radikalleşme konusunda Mağrip ülkelerinin başı çektiği, radikalleşme oranının düşük olduğu Türklerin ise bu konuda örnek bir tavır sergilediği de Geens’in vurguları arasında yer aldı. Geens bununla birlikte Türklerle farklı sorunlar yaşandığının altını çizdi.
Geens, gelecekte Müslüman sayısının Katolik ve Protestan sayısını geçeceğini, bunun bir gerçek olduğunu ve Avrupa’nın bunun farkına varması gerektiğini belirtti.
Belçika’da 22 Mart tarihinde gerçekleştirilen saldırılarda 32 kişi ölmüş, 270 kişi yaralanmıştı.
