24 Nisan tarihi yaklaşırken Başkan Joe Biden’ın 1915 Ermeni olaylarına ilişkin yapacağı açıklamanın içeriği şimdiden gündeme gelmeye başladı ve gazetecilerin Beyaz Saray’a sorduğu sorular arasında yer almaya başladı. Reuters haber ajansı, bazı Amerikalı yetkililere dayandırdığı haberinde ABD Başkanı Joe Biden’ın, 24 Nisan'da, Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1915 yılındaki Ermeni tehcirini "soykırım" olarak tanımlamaya hazırlandığını iddia etti.
Reuters’e konuşan üç kaynaktan biri, "Benim anladığıma göre Biden soykırım kelimesini kullanmaya karar verdi ve Cumartesi günü yapacağı konuşmada bu kelimeyi kullanacak" dedi. Ancak kaynaklar, Türkiye'yle olan ikili ilişkilerin önemi nedeniyle Başkan Biden'ın bir son dakika değişikliği yaparak soykırım tanımlamasını kullanmaktan vazgeçebileceğinin de altını çizdi.
Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, Çarşamba günkü basın brifingi sırasında Beyaz Saray'ın Cumartesi günü bu konuda "söyleyeceği daha çok şey" olabileceğini aktardı, ancak ayrıntı vermeyi reddetti.
ABD Dışişleri Bakanlığı, konuya ilişkin soruların Beyaz Saray'a yönlendirilmesini talep etti. Ulusal Güvenlik Konseyi ise Psaki'nin sözleri dışında herhangi bir açıklamada bulunmadı.
1915 olaylarını soykırım olarak nitelemek simgesel anlam taşısa da bu, Beyaz Saray'ın uzun yıllardır her 24 Nisan'da kullandığı dili dikkat ve titizlikle ayarlaması geleneğinden ayrılması anlamına gelir.
Joe Biden, bir yıl önce henüz başkan adayıyken Ermeni tehciri sırasında hayatını kaybettiği iddia edilen bir milyon 500 bin Ermeni erkek, kadın ve çocuğu anmış, 1915 olaylarının soykırım olarak kabul edilmesi çabalarını destekleyeceğini söylemişti.
Biden, o dönemde paylaştığı Twitter mesajında, "Bugün, Ermeniler'in Metz Yeghern, Ermeni Soykırımı sırasında karşı karşıya kaldıkları zulmü hatırlıyoruz. Ermeni Soykırımı'nı kabul eden bir karara destek verme taahhüdünde bulunuyorum, evrensel insan haklarını öncelik sıralamasının en üzerinde tutacağım" demişti.
Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu topraklarında yaşayan Ermeniler'in Birinci Dünya Savaşı sırasındaki çatışmalarda öldüğünü kabul ediyor, ancak ölen Ermeniler'in sayısına itiraz ediyor ve ölümlerin sistematik olduğu ve soykırım anlamına geldiği fikrini reddediyor.
1915 olaylarının Ermeni soykırımı olarak tanınmasına ilişkin girişimler uzun yıllardır ABD Kongresi'nde sekteye uğradı. ABD başkanları da Türkiye'yle ilişkilerin bozulması olasılığı ve Ankara'nın yoğun lobi çalışmaları nedeniyle soykırım tanımlamasını kullanmaktan kaçındı.
Eski ABD Başkanı Donald Trump'la yakın bir ilişki kuran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 20 Ocak'ta görevi devralan Başkan Biden'la henüz birebir görüşme yapmış değil.
Türk ve Amerikalı yetkililer karşılıklı görüşmelerde bulunsa da Biden yönetimi, insan hakları sicili nedeniyle Türkiye üzerindeki baskıyı arttırdı. Türkiye'nin Rus S-400 savunma sistemini satın almasına ilişkin anlaşmazlık ve iki ülkenin Suriye politikasındaki farklı yaklaşımlar hala çözüme kavuşturulmayı bekleyen meseleler.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Biden'ın 1915 olaylarını soykırım olarak nitelemesinin iki NATO üyesi ülke arasında zaten gergin olan ilişkilere daha da zarar vereceği uyarısında bulundu.
Temsilciler Meclisi Üyesi Demokrat Partili Adam Schiff ve hem Demokrat hem Cumhuriyetçi Parti'den 100 Kongre üyesi bu hafta Başkan Biden'a gönderdikleri mektupta, Biden'ı seçim kampanyası sırasında verdiği sözü tutmaya ve "on yıllardır yapılan yanlışı düzeltmeye" çağırdı.
Senato Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Menendez'den Biden'a destek
Senato Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Bob Menendez, Başkan Joe Biden'ın 1915 olaylarını Ermeni soykırımı olarak resmen tanıyacağına ilişkin ABD basınında çıkan haberlerle ilgili bir açıklama yayınladı. Demokrat Partili New Jersey Senatörü Menendez, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Ermeni Soykırımı’nı bu yıl, Başkan'ın insanlık tarihinin en karanlık olaylarından birinin yüz yıldan uzun süredir tarihten silinmesi çabalarına son verme kararı aldığına ilişkin haberleri alkışlayarak anabileceğim için onur duyuyorum ve bu nedenle derinden duygulandım... Bu soykırımda hayatını kaybedenleri anıyor, nasıl öldüklerini hatırlıyor ve tarihin bu ölümleri nasıl hatırlayacağını değiştirdiğimiz bilinciyle mutluluk duyuyoruz. Kongre'de bu mücadeleyi 30 yıldır sürdürdükten sonra ABD hükümetinin en sonunda hiçbir anlam yumuşatıcı ifadeye yer vermeden 'soykırım soykırımdır' demeye hazır olması nedeniyle gururluyum."
"Menendez yazılı açıklamasının devamında şu görüşleri dile getirdi: “Osmanlı İmparatorluğu'nun Ermeni halkını sistematik olarak yok etme çabasının 106'ncı yıldönümünde Ermeni kökenli Amerikan toplumunun Ermeni soykırımının tarihin inkar edilemez bir gerçeği olduğunun ABD ve dünyanın geri kalanı tarafından kabul edilmesinde gösterdiği ısrara derinden müteşekkirim ve bu ısrardan ilham alıyorum. Tarihle dürüstçe yüzleştiği ve soykırımın gerçek olduğunun kabul edilmesi için yaptığımı çağrılara yanıt verdiği için Başkan Biden'a bizzat teşekkür ediyorum. Bu gerçeklik hiçbir ABD yönetimi tarafından inkar edilmemeliydi, küçümsenmemeliydi ya da yanlış şekilde tanımlanmamalıydı."
"Ermeni Soykırımı’nın gerçeklerinin ABD hükümetinin tamamı tarafından doğrulanması, dış siyasetimizin cehalet ve inkar değil, gerçek ve insan haklarıyla şekillendirileceği yönünde güçlü bir işaret verecektir. 106 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu tarafından öldürülen, açlığa mahkum edilen ve memleketlerinden zorla sürülen bir milyon 500 bin masum erkek, kadın ve çocuğu anmak için New Jersey, ABD ve tüm dünyadaki Ermeni toplumunun yanında duruyorum. Tarihin en karanlık anlarını kabul ederek ve bunları anlayarak ders çıkarabilir ve bu dersleri barışçı bir gelecek inşa etmek için kullanabiliriz."
Senato Dış İlişkiler Komisyonu üyesi Demokrat Senatör Edward Markey de yaptığı yazılı açıklamada, “Biden yönetimini, birçoğunun sözünü verdiği ama hiçbirinin yerine getirmediği bu adımı attığı için kutluyorum. 20’inci yüzyılın ilk soykırımının 106’ıncı yıldönümüne yaklaşırken, sadece hayatlarını kaybeden 1,5 milyon Ermeni’yi hatırlamakla kalmıyoruz, aynı zamanda ABD’nin Ermeniler’e karşı izlenen zulümleri resmen tanıdığı, tarihte yeni bir dönemi başlatıyoruz” ifadesini kullandı.
Markey açıklamasında, “Biden yönetimi, haklı biçimde insan haklarını Amerikan dış politikasının merkezine konumlandırdı ve bu adım, dünya genelinde, bedel ödemeksizin suistimaller işleyebileceklerini düşünenlere önemli bir mesaj gönderiyor” dedi.