İZMİR —
-“Adliye önünde ‘keleşli’ çatışma: İzmir Adliyesi’nde görülen dava sonrası iki grup birbirine girdi. 1 ölü, 5 yaralı”
-“Bağcılar Teksas gibi… Bağcılar’da 5 milyonluk haraç iddiasıyla 4 kez saldırı düzenlenen spor salonuna son kez motosikletli iki kişi tarafından düzenlenen saldırıda iki kişi yaralandı”
-“Adana’da dehşet anı… Tüfekle gelerek kendisine haraç vermeyi reddeden esnafı tehdit edip, dükkana ateş eden şehir eşkıyası, dükkandan çıkıp kaçan adamı kovalayıp öldürdü”
-“Afyon’da çocuklar birbirini vurdu… 17 yaşındaki bir genç tartıştığı 14 yaşındaki çocuğu tabancayla vurdu”
-“İstanbul Beylikdüzü’nde mafya hesaplaşmasında araç kurşun yağmuruna tutuldu: 1 ölü, 3 yaralı”
-“Bu nasıl asker eğlencesi? Kütahya’da asker eğlencesinde, ihbar üzerine olay yerine giden jandarma ekipleri, 9 ruhsatsız av tüfeği, 4 ruhsatlı tabanca, 11 faturasız kuru sıkı tabanca olmak üzere 24 silah ele geçirdi”
-“Silahla oyun cinayetle bitti! İzmir'in Buca ilçesinde silahla oyun oynayan İ., karşısında oturan 16 yaşındaki Serdar Baharlı'yı vurdu. Baharlı kaldırıldığı hastanede yaşamını kaybetti”
-“İş insanlarının kavgası cinayetle bitti: İstanbul’da iş insanı Suat Beker alacak verecek meselesi yüzünden tartıştığı arkadaşı Haydar Arıcıoğlu’nu vurarak öldürdü”
-“Arnavutköy’de Sazlıdere Barajı yakınlarında iki kişi, ellerinde uzun namlulu silahlarla göç yolundaki leylekleri acımasızca öldürdü. Polis kısa sürede iki kişiyi yakaladı. Filistinli oldukları belirlenen bu kişilere ceza kesildi”
-“Adliye önünde ‘keleşli’ çatışma: İzmir Adliyesi’nde görülen dava sonrası iki grup birbirine girdi. 1 ölü, 5 yaralı”
Bu haberler son 10 günde basına yansıyan silahlı şiddet olaylarından yalnızca birkaçı. Türkiye’de bireysel silahlanma, suç makineleri ve çeteler son dönemde gündemden düşmüyor. Silahlı şiddet olayları ve buna bağlı ölümler de giderek artıyor. Bireysel silahlanmanın önlenmesi için çalışmalar yürüten Umut Vakfı’na göre, son beş yılda silahlı şiddetteki artış yüzde 8’i geçti. 2023’ün ilk 9 ayında basına yansıyan 2 bin 600 silahlı şiddet olayında 1650 kişi yaşamını kaybetti.
28 Eylül Dünya Bireysel Silahsızlanma Günü’nde VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Umut Vakfı yönetim kurulu üyesi ve psikiyatri uzmanı Dr. Ayhan Akcan, bireysel silahlanmanın özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropollerde yaşamı tehdit eder boyuta ulaştığını söyledi.
Akcan, “Günde 10’un üstünde silahlı şiddeti olayı var. Her 3 vakadan 2’si silahlı şiddet olayı ve cinayetle sonuçlanıyor. Büyük metropollerde bu daha çok yoğunlaşmış durumda. Silahlı şiddetin yüzde 60’ı başta İstanbul olmak üzere bu metropollerde oluşuyor. Artış var ve bundan dolayı zaten gündemden de düşmüyor. Özellikle alacak verecek meselesinde, komşuyla olan husumette ve aile içi şiddette silah kullanılıyor. 5 olaydan 1’i maalesef aile içi şiddet olayı. Bu kadar yaygın durumda” dedi.
“Türkiye’de neredeyse iki yetişkin erkekten birinde ve üç evden birinde silah var”
Silahlı şiddetin son dönemde artmasını, silaha ulaşmanın kolaylığına bağlayan Akcan, “Türkiye’de yaklaşık 35 milyon silah olduğu, bunun 9’da 1’inin ruhsatlı, kalanının ruhsatsız olduğu düşünülüyor. Büyük metropollerde bu, yaşamı tehdit etmeye başladı. İnsanlar tedirgin. Özellikle hem polisin hem de jandarmanın kontrol etmekte zorlandığı alanlarda daha çok gelişiyor. Artık yabancıların da bu tür olaylara karışmaları söz konusu oldu. Hatta alışveriş merkezlerinde, kafelerde husumet veya alacak verecek meselesi nedeniyle otomatik silahlarla tarama ve birkaç kişinin ölümüne neden olan vakalar görmeye başladık. Bu çok ciddi bir sosyal problem olarak önümüzde duruyor” diye konuştu.
İnsanların yüzde 70’inin can ve mal güvenliği için caydırıcılık amacıyla silah edindiğini söyleyen Akcan, “Fakat bu pratikle örtüşmüyor. Bu amaçla silah alanlar, aldıklarına, taşıdıklarına, bulundurduklarına pişman oluyor. Çünkü silah 8 yıl içinde mutlaka çalışıyor. Ya cinayete ya bir yaralanmaya neden oluyor. Bunu muhafaza etmek, özellikle çocuklar, akıl hastaları gibi riskli insanlardan uzakta tutmak da ayrı bir problem” dedi.
Son yıllarda Türkiye’de silah taşıyabileceklerin kapsamı genişletildi
Türkiye’de yasal yollarla silah edinmek için belirli şartlar sağlanmak zorunda. Silah taşıma ruhsatını sadece belirli mesleklere sahip vatandaşlar alabilirken, silah bulundurabileceğine dair Sağlık Kurulu raporu bulunan ve adli sicil kaydı temiz olan 21 yaşının üstündeki her vatandaş, 2023 yılında 11 bin 85 TL harç ödeyerek yanında taşımadan, yalnızca ev veya işyerinde bulundurmak şartıyla ‘silah bulundurma ruhsatına’ sahip olabiliyor. Bu ruhsatın da beş yılda bir yenilenmesi gerekiyor. Silah satışları devlet kontrolünde Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu'nun (MKEK) satış bürolarından yapılabiliyor.
Ancak son yıllarda 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yasa’da yapılan değişikliklerle, silah taşıyabileceklerin kapsamı genişletilirken, ağır suçlardan mahkum olan kişilerin tekrar ateşli silah edinmesine yönelik yasak da kaldırılmış durumda.
Türkiye’de yasal yollarla silah edinmek için belirli şartlar sağlanması zorunlu olduğundan özellikle kayıt dışı silah edinimi daha yaygın.
Bireysel silahlanma karşıtları hem kayıtdışılığın önüne geçilmesini hem de yasal yollarla silah edinmenin daha da zorlaştırılmasını istiyor. Kayıtdışılığın devlet eliyle önüne geçilememesini de yaptırımların caydırıcı olmamasına bağlıyorlar.
“Devlet can ve mal güvenliğini sağlayamıyorsa zaten çok ciddi sorun var demek”
Akcan, devletin silah edinimini kayıt altına alarak silahlı şiddet sorununu çözebileceğine inandığını söyleyerek, “Birçok gelişmiş ülkede eğer sizin can güvenliğiniz veya mal güvenliğinizle ilgili bir sorun varsa, silah edinebilmek için bunu mahkemeyle ispatlamanız isteniyor. Bizdeyse dilekçe karşılığı hemen işleme konuyor ve çok az bir Genel Bilgi Toplama (GBT) soruşturması ile beraber uygunsa hemen silah veriliyor. Devlet kayıt altına alarak bu problemi çözeceğini düşünüyor. Ama pratikte onunla alakası yok. Zaten bizim yaptığımız çalışmada da cinayetlerin yüzde 4’ünün beylik tabanca ile işlendiğini görüyoruz. Yani ruhsat altına almak problemi çözmüyor. Her an ulaşılabilir olması, o anki husumet ve öfke esnasında silaha yönelinmesi burada esas sorun” dedi.
Akcan “Bu işin asli sorumlusu devlet olmalı. Can ve mal güvenliğini sağlayamıyorsa zaten çok ciddi sorun var demek. Yani ‘vatandaş silahını alsın, kendi işini kendi görsün’ demek modern veya çağdaş bir yaklaşım olmaktan son derece uzak. Hukuk devletine de uygun değil” diye konuştu.
Bireysel silahlansızlanma için acil talepler
Vakıf olarak en temel taleplerinin Türkiye'de polis ve jandarma dışında tüm vatandaşların silah edinmesinin yasaklanması olduğunu vurgulayan Akcan, bireysel silahlanmanın azaltılması için hayata geçmesini istedikleri acil taleplerini ise şöyle sıraladı: “Silah alırken toplumsal referans sistemi getirilmeli, örneğin kişi silah alırken eşinin rızası da aranmalı. Silah edinim sayısı ikiye bağlanmalı, şu anda sonsuz alabiliyorsunuz. Mutlaka ciddi bir sağlık muayenesi içinde psikolojik testler, öfke, kişilik ve bağımlılık testleri zorunlu hale getirilmeli. Denetim sistemi getirilmeli, aldıktan sonra evde nasıl saklıyor, silah kasası zorunluluğu, mermilerin de ayrı bir silah kasasında bulundurulması denetlenmeli. Mutlaka ruhsat öncesi özellikle kriminal suçlarla ilgili eğitim verilmeli. En önemli noktalardan biri de bekleme süresi; yani işleme başlandığında hemen ruhsat verilmemesi gerekiyor. Özellikle mevcut yasanın işletilmesi ve daha da ağırlaştırılması, yasa dışı ruhsatsız silahların daha da ciddi cezai müeyyideye tabi tutulması gerekiyor.”
Forum