Milyarder medya patronu Michael Bloomberg’in kararı, 2018 Kongre ara seçimlerinde Demokrat Parti’nin önemli bir finansal destekçisi olacağı yönündeki açıklamalarının ardından geldi. Bloomberg Demokrat adaylar ve Demokratlar’ın çalışmaları için yaklaşık 100 milyon dolar harcayacağını birkaç ay önce açıklamıştı.
Medya devi Bloomberg LP’ye adını veren 76 yaşındaki Michael Bloomberg kararını Instagram üzerinden yaptığı bir paylaşımla açıkladı. Mesajında dolaylı bir atıfta bulunan Bloomberg, Başkan Trump ve Cumhuriyetçi destekçilerinin Amerika’nın demokrat kurumları için tehdit oluşturduğu yorumu yaptı.
Bloomberg mesajında, “ABD tarihinin kilit dönemlerinde, iki partiden biri, anayasamızı tehdit edenlere karşı siper olmuştur. İki yıl önce Demokrat Parti Kurultayı’nda bu tehditler konusunda uyarı yapmıştım. Bugün de yeniden bir Demokrat olarak kayıt yaptırdım. Zaten hayatımın büyük bir bölümünde Demokrat Parti üyeliğim vardı çünkü ülkemizin çok ihtiyacı olan kuvvetler ayrılığının sağlanması için Demokratlar’a ihtiyacımız olduğuna inanıyorum” dedi.
Bloomberg 2001 yılına kadar uzun bir süre Demokrat Parti üyesiydi, ancak 2001 yılında New York belediye seçimlerine Cumhuriyetçi Parti adayı olarak katıldı. Seçimi kazanan Bloomberg, Amerika’nın en büyük kenti olan New York’ta 2014 yılına kadar belediye başkanlığı yaptı.
Bloomberg New York’ta Belediye Başakanı’yken, 2004 ve 2008 başkanlık seçimlerine aday olma ihtimali gündeme gelmişti. Texas’tan eski bir kongre üyesi ve Demokrat Parti Kongre Seçim Kampanyası Komisyonu Başkanı Martin Frost, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, “Bloomberg başkanlık seçimlerine bağımsız aday olarak katılma fikrini aklından geçirmişti ama mevcut sistemimizde bağımsız bir aday olarak seçilmek çok zor olduğu için bu fikrinden vazgeçmişti” diyor. Frost, “Eğer Demokrat olarak adaylığını koysaydı, müthiş dişli bir aday olurdu. Bu, adaylık yarışını otomatik olarak kazanırdı anlamına gelmiyor elbette ama adaylığı kazanmış olsa başkanlık seçimlerinde çok güçlü bir aday olurdu.”
2020 başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti’den aday olma ihtimali gündeme gelen diğer isimler şöyle: eski Başkan Yardımcısı Joe Biden, Massachusetts’den Demokrat Senatör Elizabeth Warren, New Jersey Senatörü Corry Booker, California Senatörü Kamala Harris ve kendisini sosyalist olarak tanımlayan Vermont Senatörü ve 2016’da başkan adayı olan ve seçimi kaybeden Bernie Sanders.
Sosyal konularda ılımlı bir yaklaşımı olan Bloomberg kürtaj hakkını, eşcinsel evlilik hakkını ve daha sıkı silah kontrol yasalarını savunuyor. Bloomberg’in yönetimindeki Everytown For Gun Safety ve Independence USA Siyasi Eylem Komitesi, devam eden seçim kampanyasında Demokrat adayları destekleyip, silahlanmayı savunan Cumhuriyetçi adaylara karşı durmak için milyonlarca dolarlık harcama yaptı.
İki partili olmasıyla övünen Michael Bloomberg geçmişte hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi adayları destekledi. Ancak Haziran ayında yaptığı bir açıklamayla 2018 Kasım ayı seçimlerinde Demokratlar’ı destekleyeceğini açıklayan Bloomberg, Cumhuriyetçileri ‘iki partiyi de kapsayan ortak çözümler bulmak için adım atmamakla’ suçladı.
Eski belediye başkanı Bloomberg bu konudaki ilk açıklamasında, Demokratlar’a Kongre’deki mevcut Cumhuriyetçi çoğunluğun önüne geçmeleri için 80 milyon dolar bağışta bulunacağını açıkladı. Bloomberg geçen hafta yaptığı açıklamada da Demokrat adaylara 20 milyon dolar daha finansal destek vereceğini belirtti.
Bağımsız araştırma merkezi Center for Responsive Politics’den Araştırma Müdürü Sarah Bryner, Bloomberg’in bu seçim döneminde muhtemelen ‘en fazla bağış yapan kişi’ konumuna geçeceğini söylüyor.
