Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nde BM’de reform yapılması tartışıldı. Aylık dönem başkanlığını yürüten Çin’in önerisiyle yapılan toplantıya, çok sayıda konsey üyesi ülke dışişleri bakanları düzeyinde katıldı.
Toplantıyı Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi yönetti. Güvenlik Konseyi'ndeki tartışmaların odak noktasını uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesi, BM’de reform çağrısında bulunan “Gelecek Paktı” anlaşmasının hayata geçirilmesi oluşturdu.
Toplantının açılış konuşmasını yapan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, geçen Eylül ayında üye devletler tarafından kabul edilen, Güvenlik Konseyi’nde reformları da içeren “Gelecek Paktı” anlaşmasının hayata geçirilmesinin önemini vurguladı.
Guterres: “BM’nin güncellenme zamanı geldi”
Guterres, bu yıl BM’nin kuruluşunun 80’inci yıldönümü olduğunu, İkinci Dünya Savaşı'nın küllerinden doğan örgütün bir sonraki nesilleri savaş belasından kurtarmak için kurulduğunu ancak bugünün şartlarına göre güncellenmesi gerektiğini ifade etti.
Guterres, 80 yıl sonra da BM’nin barışı, sürdürülebilir kalkınmayı ve insan haklarını ilerletmek için gerekli zemin olmaya devam ettiğini belirterek, “Uluslararası işbirliği için gerekli donanıma sahip olsak da artık BM’nin güncellenmesi gerekiyor. Günümüzün gerçeklerini yansıtacak bir temsil güncellemesi, gelişmekte olan ülkelere tarihi adaletsizlikleri telafi etmeleri için verilen desteğin güncellenmesi, barış operasyonlarımıza ilişkin bir güncelleme” dedi.
“Çözüm Gelecek Paktı”
BM Genel Sekreteri Guterres, küresel zorlukların çok taraflı çözümler gerektirdiğini belirterek, “Gelecek Paktı” anlaşmasının küresel yönetimi güçlendirmeyi ve çok taraflılığa, BM'ye ve Güvenlik Konseyi'ne olan güveni yeniden inşa etmeyi amaçladığını söyledi.
“Pakt aynı zamanda Güvenlik Konseyi'nin 80 yıl öncesinin dünyasını değil, bugünün dünyasını yansıtması gerektiğini kabul etmekte ve uzun zamandır beklenen bu reforma rehberlik edecek önemli ilkeleri ortaya koymaktadır” diyen Guterres, Güvenlik Konseyi’nin genişletilmesi ve bugünün jeopolitik gerçeklerini daha iyi temsil eder hale getirilmesi gerektiğini belirtti.
Guterres, “Şimdi, Gelecek Paktı’nın sağladığı ivmeyi geliştirmek ve daha büyük bir uzlaşı için çalışma zamanıdır. Tüm bu süreç boyunca konsey üyelerini barış için etkili bir şekilde harekete geçilmesini engelleyen bölünmelerin üstesinden gelmeye çağırıyorum” dedi.
ABD: “BM temel misyonlarından uzaklaştı”
ABD’nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Dorothy Shea ise ABD’nin İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra gelecekteki küresel çatışmaları önlemek, uluslararası barışı ve güvenliği teşvik etmek için BM’nin kurulmasına yardımcı olduğunu ancak bugün BM ve kendisine bağlı kuruluşların genel olarak temel misyonlarından uzaklaştığını söyledi.
Shea, Güvenlik Konseyi’nin uluslararası barış ve güvenliği korumakla görevli olduğunu ancak konseyin dikkatini çekmesi gereken kritik meseleleri sürekli kenara ittiğini belirterek, şunları dile getirdi:
“Beşar Esat'ın Suriye'den ayrılmasından önce Rusya, Esat rejiminin insanlığa karşı işlediği suçlardan dolayı hesap vermesini sağlayacak her türlü adımı engellemek için Güvenlik Konseyi'ni kullandı. Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaş, İkinci Dünya Savaşı sonrasında BM’nin kuruluşundan bu yana Avrupa'da yaşanan en kanlı savaştır. Çin, gelişmekte olan bir ülke olarak uluslararası örgütler içerisindeki konumunu kendi gündemini ilerletmek için sürekli olarak istismar etmiştir. BM herhangi bir ülkenin girişimlerini destekleme işinde olmamalıdır.”
“ABD şu anda BM'ye olan desteğini gözden geçiriyor”
ABD Daimi Temsilci Yardımcısı Shea, Rusya ve Çin’in bugün dünyada istikrarsızlığın en büyük nedenlerinden olduğunu, iki ülkenin Güvenlik Konseyi'nde veto yetkisi bulunduğunu belirterek şöyle devam etti:
”ABD 80 yıldır BM’yi desteklemektedir. ABD şu anda BM'ye olan desteğini gözden geçiriyor. Örgütün eylemlerinin Amerikan çıkarlarına hizmet edip etmediğini ve reforme edilip edilemeyeceğini değerlendireceğiz. ABD, BM İnsan Hakları Konseyi gibi BM organlarını desteklemeyecektir. UNESCO gibi geçmişinde antisemitizm ya da İsrail karşıtlığı olan organları da gözden geçireceğiz. Uluslararası Adalet Divanı'nın tavsiye kararlarının ulusal gündemleri takip etmenin bir yolu olarak kullanılması da dahil, uluslararası yapıların siyasi amaçlar için kötüye kullanıldığını görüyoruz. ABD, BM'nin kuruluş misyonu olan dünya genelinde barış ve güvenliği teşvik etme misyonuna geri dönmesini desteklemektedir. Başkan Trump'ın da ifade ettiği üzere, önümüzdeki birkaç ay boyunca BM'nin bu noktaya ulaşması için ne gibi reformlar yapması gerektiğini etraflıca ele alacağız.”
Çin: “Reformla diğer ülkelere de söz hakkı tanınmalı”
Güvenlik Konseyi’ne başkanlık eden Çin’in Dışişleri Bakanı Wang, uluslararası ortamdaki değişikliklere rağmen ülkesinin çok taraflılığa, BM ilkelerine bağlı kalmaya ve BM'nin otoritesini korumaya kararlı olduğunu, Çin’in daha iyi bir gelecek inşa etmek için tüm uluslarla işbirliği yapmaya hazır olduğunu belirtti.
Güvenlik Konseyi’nin kararlarının bağlayıcı olduğunu ve tüm ülkeler tarafından uyulması gerektiğini vurgulayan Wang, şunları söyledi:
“Güvenlik Konseyi reformu demokratik istişareyi vurgulamaya devam etmeli, başta Afrika ülkeleri olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin temsilini ve söz hakkını arttırmalı ve tarihi adaletsizliği etkin bir şekilde ele almalıdır. Güvenlik Konseyi kararlarına her ülke uymalıdır. Her türlü zorbalık, hile veya gasp eylemi uluslararası ilişkilerin temel normlarının açık bir ihlalidir. Güvenlik Konseyi'nin yetkisini aşan her türlü tek taraflı yaptırım yasal dayanaktan yoksundur, gerekçelendirmeye meydan okur ve sağduyuya aykırıdır. Uluslararası ilişkiler artık az sayıda ülkenin tekelinde olmamalıdır.”
Rusya: “BM’nin otoritesini Batılı ülkeler zayıflattı”
Rusya BM Daimi Temsilcisi Vasily Nebenzya ise toplantıda yaptığı konuşmada, güçlü ve zayıf yönlerine rağmen BM'nin yeni bir dünya savaşını önleme amacını yerine getirdiğini dile getirdi. Batılı ülkeleri BM‘nin otoritesini ve uluslararası hukukun üstünlüğünü zayıflatmakla suçlayan Nebenzya, bu nedenle dünyanın nükleer güçler arasında doğrudan bir askeri çatışmanın eşiğine geldiği savundu.
Nebenzya, küresel siyasette güç yöntemlerini destekleyenlerin Güvenlik Konseyi'nde istedikleri sonucu elde edemediklerinde tek taraflı zorlayıcı tedbirler uyguladığını belirterek, “BM Şartına uymamak ve bir dizi akut uluslararası meselede Güvenlik Konseyi kararlarına karşı umursamaz bir yaklaşım sergilemek artık Batı'nın alamet-i farikası haline geldi” diye konuştu.
Forum