Avrupa Birliği’nin (AB) önderliğinde yedinci kez toplanan ‘Suriye donörler’ konferansında, Birleşmiş Milletler’in en üst düzey yetkilileri ve BM’ye bağlı kuruluşlar, "Artık kaybedecek zaman kalmadı. Elinizi çabuk tutun" mesajı gönderdi.
Avrupa Birliği, şubat ayında meydana gelen depremlerle bir kez daha yıkılan, 2011'den beri devam eden savaşı hala yaşayan Suriyeli insanların içinde bulunduğu kötü durumun yaralarını sarmak için para toplamak amacıyla uluslararası bir konferansa ev sahipliği yaptı.
Konferansın ev sahibi ve AB'nin insani yardım ve kriz yönetiminden sorumlu üst düzey yetkilisi Janez Lenarcic, "Suriye'ye sağlanan insani yardım, hızla artan ihtiyaçlara ayak uyduramıyor" dedi.
Üç Birleşmiş Milletler kuruluşu, ihtiyaçların ‘muazzam’ olduğunu söyledi ve 2023 projeleri için şimdiye kadar gerekli finansmanın yalnızca onda birinin sağlandığını kaydetti.
Guterres: “Finansman yetersizliği yüzünden Suriye halkı acı çekiyor”
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, “Artık zaman kaybetmeden Suriye halkıyla dayanışma içinde olun’’ çağrısında bulundu. Guterress, şimdiye kadar 2023 yılı için Suriye’ye gerekli finansmanın yalnızca yaklaşık onda birinin sağlandığını, şubat ayında yaşanan yıkıcı depremin on yıldan fazla süren savaşın getirdiği acıyı daha da arttırdığını, ülkedeki ihtiyaçların tavan yaptığını ifade etti.
BM Genel Sekreteri Guterres, ülke nüfusunun neredeyse tamamının yoksulluk sınırının altında yaşadığını belirterek, “Finansman yetersizliği nedeniyle Suriye halkı acı çekiyor. BM’nin Suriye için talep ettiği finansal yardım için süre önümüzdeki ay sona erecek. Artık kaybedecek zaman kalmadı’’ dedi.
Guterres, ülkede kalıcı barışın sağlanması için sürdürülebilir bir siyasi çözüm çağrısını da yineleyerek,"Suriye halkının bir dereceye kadar istikrar ve gelecek için bir ölçüde umut bulması adına ileriye dönük bir yol çizmeliyiz. Aralık 2015'te BM Güvenlik Konseyi’nde kabul edilen karar, Suriye'de barış süreci için bir yol haritası çizdi. Bu çizilen yol haritasını takip etmek zorundayız’’ diye konuştu.
"Siyasi çözüm yoluna derhal dönülmeli"
BM'nin Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen ülkedeki mevcut durumun, kabul edilemez ve sürdürülemez olması nedeniyle Suriye için siyasi süreci yeniden başlatmanın aciliyetini dile getirerek, taraflara siyasi çözüm yoluna derhal dönülmesi için çağrıda bulundu. Pedersen, Suriyeliler’in henüz diplomasiden çıkan sonuç ve kararlardan herhangi bir fayda görmediğini belirterek, ‘’Suriye’ye ulaştırılacak insani yardım için sınır ötesi dahil olmak üzere tüm sahada erişimin sağlanması gerekiyor. Güvenlik Konseyi'nin Türkiye'den kuzeybatı Suriye'ye sınır ötesi yardım erişimi yetkisinin 12 ay daha uzatılması gerekiyor. Bunun için Güvenlik Konseyi üyelerine harekete geçmeleri konusunda çağrıda bulunuyorum’’ dedi.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Başkanı Filippo Grandi, BM Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) Başkanı Martin Griffiths ve BM Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Achim Steiner AB’nin düzenlediği donörler konferansında yaptıkları ortak açıklamada, Suriye’deki insani krizin maliyetinin astronomik olduğunu belirtiler.
Yapılan ortak açıklamada, ülkedeki her on kişiden yedisinin, toplamda 15 milyondan fazla Suriyeli’nin insani yardıma ve korumaya ihtiyacı olduğunu, yaklaşık 12 milyon kişinin gıda güvencesinden yoksun, her dört Suriyeli çocuktan birinin de sağlıklı gelişmediğini, Suriyeli çocukların geri dönüşü olmayan ağır hasar riskiyle karşı karşıya kaldığını belirttiler.
Açıklamada, komşu ülkelere kaçan 6,8 milyon Suriyeli mülteci de dahil olmak üzere 13 milyondan fazla insanın evlerini terk etmek zorunda kaldığı, bölgedeki ev sahibi ülkelerin (Mısır, Ürdün, Irak, Lübnan ve Türkiye) mültecileri desteklemekteki cömertliği vurgulandı. Açıklamada, Lübnan ve Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin koşullarının son yıllarda kötüleştiğine, her 10 mülteciden dokuzunun temel ihtiyaçlarını karşılayamadığına, Ürdün'de ise neredeyse üçte ikisinin borca battığına dikkat çekildi.
BM kuruluşlarının başkanları, yaygın toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve daha yüksek şiddet riskleriyle karşı karşıya kalan Suriyeli mülteci kadın ve kızların içinde bulunduğu kötü duruma da dikkat çekti.