Erişilebilirlik

Büyük teknoloji firmaları veri merkezlerinin işletimi için nükleer enerjiye yöneliyor


Bilgisayar veri merkezleri ve yapay zeka programlarının ABD'deki enerji şebekelerine giderek daha fazla yük olmaya başlaması üzerine Amazon, Microsoft ve Google gibi şirketler, nükleer enerjiden yararlanmak için harekete geçti.
Bilgisayar veri merkezleri ve yapay zeka programlarının ABD'deki enerji şebekelerine giderek daha fazla yük olmaya başlaması üzerine Amazon, Microsoft ve Google gibi şirketler, nükleer enerjiden yararlanmak için harekete geçti.

Yüksek miktarda enerji tüketen bilgisayar veri merkezleri ve yapay zeka programları, ABD'deki elektrik şebekelerini giderek daha fazla zorluyor. Bu nedenle teknoloji şirketleri, sadece birkaç yıl önce kullanımdan kaldırılmaya hazır görünen bir teknolojiye yöneliyor: nükleer enerji.

ABD'de yeni nükleer tesislere yapılan yatırımların yavaşladığı birkaç on yılın ardından, teknoloji devleri Microsoft ve Google yakın zamanda, gelecek yıllarda emisyonsuz güvenilir bir enerji kaynağını güvence altına almayı amaçlayan nükleer enerjiye yatırım yaptıklarını açıkladı.

Bu yılın başlarında, geniş bir bulut bilişim koluna (AWS-Amazon Web Services) sahip olan online perakende devi Amazon, Pennsylvania eyaletinde nükleer enerji yakıtlı bir veri merkezi satın almak için anlaşmaya vardığını ve gelecekte daha fazlasını satın almayı planladığını duyurdu.

Bununla birlikte, Microsoft, Amazon ve Google'ın stratejileri, nükleer enerjiden yararlanma sorununa farklı yaklaşımlar getirmeye dayanıyor ve hangisinin başarılı olacağı belirsizliğini koruyor.

Enerji talebi

Binlerce güçlü bilgisayarı tek bir yerde toplayan veri merkezleri, hem bilgisayarların kendilerini çalıştırmak hem de ürettikleri büyük miktarda ısıyı bertaraf için kurulan karmaşık sistemleri çalıştırmak için çok büyük miktarda güç tüketiyor.

Yatırım bankası Goldman Sachs tarafından yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre veri merkezleri şu anda mevcut tüm elektrik üretiminin yüzde 1 ila yüzde 2'sini tüketiyor. Yeni güç kaynaklarının devreye gireceği hesaba katıldığında bile bu oranın, içinde bulunduğumuz on yılın sonuna kadar en az iki katına çıkması bekleniyor. Çalışma, 2030 yılına kadar veri merkezi güç tüketiminde yüzde 160'lık artış öngörüyor.

ABD Enerji Bakanlığı, en büyük veri merkezlerinin 100 megawatt'tan fazla ya da yaklaşık 80 bin konuta yetecek kadar elektrik tüketebileceğini tahmin ediyor.

Küçük, modüler reaktörler

Google'ın planı, bazı açılardan, hem enerji şebekesinin mevcut yapısından hem de nükleer enerji üretmenin geleneksel yollarından en köklü ayrışmaya işaret ediyor. Google, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, çeşitli yerlerde biraraya gelerek 500 megawatt güç üretecek yedi adede kadar küçük ölçekli nükleer reaktörün inşasını finanse etmek üzere Kairos Power ile ortaklık kurduğunu duyurdu.

Küçük modüler reaktörler (SMR), yeni ve büyük ölçüde denenmemiş bir teknoloji. Geniş nükleer santrallerin aksine daha küçük olan SMR'lerin işlevlerini sürdürmesi ve güvenli olması için çok daha az altyapı gerekiyor.

Google ve Kairos, yaptıkları basın açıklamasında, “Daha küçük boyut ve modüler tasarım, inşaat sürelerini kısaltabilir, daha fazla yerde konuşlandırmaya izin verebilir ve nihai proje teslimatını daha öngörülebilir hale getirebilir” dedi.

İki şirket, SMR'lerin ilkinin 2030 yılına kadar, diğerlerinin ise 2035 yılına kadar faaliyete geçmesini planladıklarını belirtti.

Büyük vaatler

Nükleer danışmanlık firması Pittsburgh Technical'in başkanı Sola Talabi, VOA'ya yaptığı açıklamada, SMR teknolojisinin gelecek için büyük umut vadettiğini söyledi. Talabi, santrallerin küçük boyutlarının daha büyük reaktörlerin yarattığı güvenlik endişelerinin çoğunu ortadan kaldıracağını kaydetti.

Örneğin, büyük reaktörlerden çok daha az ısı ortaya çıkaran bazı küçük reaktörler, 2011'de Japonya'daki Fukuşima ve 1986'da eski Sovyetler Birliği'ndeki Çernobil santrallerinde felakete yol açan türden mekanik arızalardan etkilenmeyen “pasif” soğutma sistemlerini kullanabilir.

Aynı zamanda Pittsburgh Üniversitesi ve Michigan Üniversitesi'nde nükleer mühendislik alanında öğretim üyesi olan Talabi, SMR'lerin modüler yapısının zaman geçtikçe hızlı bir şekilde devreye alınmasına ve önemli maliyet tasarruflarına olanak sağlayacağını söyledi.

“Şimdiye kadar inşa edilen hemen hemen her reaktör, ilk reaktörmüş gibi inşa edildi” diyen Talabi, “Ancak bu reaktörlerle, bunları üretmek için aynı süreçleri, aynı tesisleri kullanabileceğimiz için, aslında nispeten hızlı bir şekilde dağıtım ölçeğine ulaşabileceğimizi umuyoruz” şeklinde konuştu.

Artan kuşkular

Ancak tüm uzmanlar, SMR'lerin beklentileri karşılayacağı konusunda ikna olmuş değil.

Merkezi ABD'de bulunan ve bilimin güvenli, adil ve sağlıklı şekilde yapılmasını savunan Endişeli Bilim İnsanları Birliği'nin nükleer enerji güvenliği direktörü Edwin Lyman, VOA'ya yaptığı açıklamada, Google'ın kurmayı umduğu Kairos reaktörlerinin gerçek dünya koşullarında hiç test edilmemiş yeni bir teknoloji kullandığını söyledi.

Lyman, “Bu noktada, bunun orta vadede veri merkezlerine güç sağlamada verimli ve güvenilir bir çözüm olacağına inanmak için deneysel gerçeklere dayanan gerçek bir temel olmadan, sadece umut var” dedi.

Yeni nükleer reaktörlerin geniş ölçekli kullanımının aynı zamanda yeni bir nükleer atık kaynağı yaratacağını vurgulayan Lyman, ABD'nin halen bu atıkları büyük ölçekte bertaraf etmenin bir yolunu bulmakta zorlandığını da belirtti.

Lyman, “Bence gördüğümüz şey gerçekten bir balon, bir nükleer balon. Bu iyimser, umutlu anlaşmaların uygulanmasının çok daha zor olduğu ortaya çıktığında balonun söneceğinden şüpheleniyorum” dedi.

Üç Mil Adası

Microsoft ve Amazon, veri merkezlerini nükleer enerjiyle beslemek için daha geleneksel bir yol çiziyor.

Microsoft geçtiğimiz ay yaptığı duyuruda, Pennsylvania eyaletindeki Üç Mil Adası'ndaki (Three Mile Island) eski bir nükleer reaktörü yeniden çalıştırmak ve ürettiği gücü veri operasyonları için kullanmak üzere enerji firması Constellation Energy ile anlaşmaya vardığını açıkladı.

Üç Mil Adası, ABD tarihindeki en kötü nükleer felaketin yaşandığı yer olarak biliniyor. 1979 yılında Pennsylvania eyaletinden geçen Susquehanna Nehri üzerindeki Üç Mil Adası'nda bulunan nükleer tesisin 2. Ünite reaktöründe, radyoaktif gazların ve iyotun çevreye yayılmasına neden olan bir arıza olmuştu.

Ancak tesisin 1. Ünite reaktörü arızalanmadı ve onlarca yıl boyunca güvenli bir şekilde işletildi. Ucuz kaya gazının enerji fiyatlarını daha fazla işletmeyi ekonomik olarak mümkün kılmayacak kadar düşürmesinin ardından tesis, 2019 yılında kapatıldı.

Reaktörü yeniden faaliyete geçirmenin 1,6 milyar dolara mal olması bekleniyor. Microsoft, bu yatırımı finanse etmeyi kabul etti ve tesisten 20 yıl boyunca elektrik satın almak için bir anlaşma imzaladı. Şirketler tesisi 2028 yılına kadar tekrar faaliyete geçirebileceklerine inandıklarını kaydediyor.

Buna karşın Amazon'un planı, yeni bir teknoloji ya da eski bir nükleer tesisin yeniden canlandırılmasını gerektirmiyor.

Amazon'un enerji firması Talen'den satın aldığı veri merkezi, Pennsylvania eyaletindeki Salem kasabasında bulunan ve tamamen faal olan Susquehanna nükleer santraliyle aynı alanda yer alıyor ve doğrudan bu santralden enerji sağlıyor.

Amazon, 650 milyon dolarlık yatırımı, 2040 yılına kadar net sıfır karbon emisyonuna ulaşma çabasının bir parçası olarak nitelendirdi.

Forum

STÜDYO VOA

Adams soruşturmasında sorgulanacak yeni Türk işadamları var mı? – 30 Eylül
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG