Erişilebilirlik

Corona virüsünün kökenine dair tartışmalar Alman dış istihbarat servisinin raporuyla alevlendi


Alman dış istihbarat servisi BND'nin 2020 yılında, COVID-19'un Wuhan'daki bir laboratuvardan kaynaklandığı şeklindeki raporunun ortaya çıkması, Corona virüsünün kökenine dair tartışmaları yeniden gündeme taşıdı.
Alman dış istihbarat servisi BND'nin 2020 yılında, COVID-19'un Wuhan'daki bir laboratuvardan kaynaklandığı şeklindeki raporunun ortaya çıkması, Corona virüsünün kökenine dair tartışmaları yeniden gündeme taşıdı.

Corona virüsü pandemisinin patlak vermesinin üzerinden beş yıl geçti. Dünya genelinde hükümetlerin aldığı sıkı karantina önlemleri, toplumları ekonomik ve sosyal açıdan derinden etkiledi. Aradan geçen zamana rağmen, pandemiye yönelik politikaların doğruluğu ve gerekliliği hâlâ tartışma konusu. Corona virüsünün gerçek kökeni neydi sorusu da yanıt bekliyor. Ancak Almanya'nın dış istihbarat servisi BND‘nin, 2020 yılında gerçekleştirdiği bir gizli operasyonda elde ettiği bilgilerin ortaya çıkmasının konuya yeni bir ivme kazandırması bekleniyor.

BND’nin operasyonu kapsamında, pandeminin kökenine dair elde ettiği bilgileri analiz ederek, virüsün Çin’de bir laboratuvar kazası sonucu ortaya çıkmış olabileceğini saptadığı, ancak Alman hükümetinin verilen rapordaki bilgileri kamuoyuyla paylaşmadığı ve ilgili parlamento organlarını dahi bilgilendirmediği ortaya çıktı.

Alman medyasında yayınlanan rapora göre, BND Çin’deki kaynakları ve ajanları üzerinden 2020 yılının başlarında "Saaremaa" kod adlı bir istihbarat operasyonu düzenledi. Operasyon kapsamında, Çin’deki araştırma merkezlerinden çeşitli bilimsel verilere ulaşıldı. Özellikle Wuhan Viroloji Enstitüsü’nden elde edilen bilgiler, virüslerin laboratuvar ortamında genetik olarak değiştirilmesini içeren deneylerin yapıldığını ortaya koydu.

“Virüsün Wuhan’daki bir laboratuvardan sızmış olma ihtimali yüzde 95’e yakın”

BND tarafından analiz edilen belgelerde, bu tür riskli deneylerin yeterli güvenlik önlemleri olmadan yürütüldüğüne ve laboratuvar güvenlik protokollerinin ihlal edildiğine dair önemli bulgulara ulaşıldı. Belgelerde, Corona virüsünün Wuhan kentindeki bir laboratuvardan sızmış olma ihtimalinin yüzde 95’e yakın olduğu saptandı. Ayrıca BND, Çin’de virüsün doğal yollarla insanlara bulaştığı iddiasını destekleyecek kanıt bulamadığını da raporunda belirtti.

Wuhan’daki deniz ürünleri pazarı başlangıçta virüsün kaynağı olarak gösterilmiş olsa da, BND’nin ulaştığı istihbarat bilgilerine göre pazarın virüsün ilk yayılma noktası olmadığı saptandı.

BND yönetimi, bulguları rapor halinde dönemin başbakanı Angela Merkel’in liderliğindeki hükümete sundu, ancak Merkel bu bilgiyi kamuoyuyla paylaşmak yerine gizli tutma kararı aldı. Dönemin BND Başkanı Bruno Kahl‘ın, Merkel döneminin sona ermesinden sonra, 2021 yılında Olaf Scholz hükümeti göreve geldiğinde başbakanlık yetkililerini tekrar bilgilendirdiği de haberlere yansıdı. Ancak Scholz hükümeti de bu bilgileri kamuoyuyla paylaşmadı. İddialara göre, parlamentonun istihbarattan sorumlu denetleme organı olan Parlamenter Kontrol Komitesi de sürece dahil edilmedi. Aynı şekilde, Dünya Sağlık Örgütü‘nün (WHO) de bilgilendirilmediği belirtiliyor.

Hükümetin bu kritik bilgileri kamuoyundan saklaması tartışma yaratırken, dönemin başbakanı Angela Merkel, konuya ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtsız bıraktı. Dönemin Başbakanlık Dairesi Müsteşarı Helge Braun ve istihbarattan sorumlu müsteşar Johannes Geismann da açıklama yapmayacaklarını duyurdu.

Görev başındaki Scholz hükümeti de, istihbarat raporunun doğruluğuna ilişkin kamuoyunda artan soru işaretlerine rağmen, konuyla ilgili resmi bir açıklama yapılmayacağını duyurdu. Bir hükümet sözcüsü, "Genel olarak istihbarat konularında kamuya yöenlik bir yorum yapmayız" ifadesiyle sessizliği sürdürdü. Muhalefetteki liberal FDP‘nin Başkan Yardımcısı Wolfgang Kubicki, hükümeti halkı yanıltmakla suçlarken, iki dönemdir Sağlık Bakanı olan Karl Lauterbach’ın istifasını istedi. Kubicki, "Hükümet, halkı ve parlamentoyu bilerek karanlıkta bıraktı. Kim güven kazanmak istiyorsa, önce güvenilir isimlerle yola devam etmelidir. Karl Lauterbach bu isimlerden biri değil" ifadelerini kullandı.

CIA de “laboratuvardan sızma ihtimali daha yüksek” demişti

CIA’in yeni direktörü John Ratcliffe de, Ocak ayında yaptığı açıklamada, "Corona virüsünün laboratuvardan sızmış olabileceği ihtimali daha yüksek" ifadesini kullanmıştı. Bu yeni değerlendirme, ABD’de de pandeminin kökenine dair tartışmaları yeniden alevlendirdi. Daha önceki Amerikan istihbarat raporları, virüsün kökenine dair yeterli kanıt bulunmadığı gerekçesiyle bu konuda net bir sonuca ulaşamamıştı. CIA açıklamasında ise, laboratuvar kazası ihtimalinin doğal bulaşma ihtimalinden daha yüksek olabileceği ifade edilmiş ancak bu değerlendirmenin “düşük güvene” sahip olduğu belirtilmişti. Açıklamada, her iki senaryonun da “olası” olmayı sürdürdüğü kaydedilmişti.

Başkan Donald Trump da, görevde olduğu ilk başkanlık döneminde Corona virüsünün Çin’in laboratuvarlarından sızdığı iddiasını sıkça gündeme getirmişti.

Bununla birlikte, Çin hükümetinin Dünya Sağlık Örgütü ile işbirliği yapmayı reddetmesi ve uluslararası araştırmaların önünü kapatması, süreci daha da karmaşık hale getiren bir durum. Dünya Sağlık Örgütü, pandeminin kaynağına dair uluslararası işbirliğine yönelik çağrılarını sürdürüyor. WHO Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, 2021 yılından bu yana Çin'in işbirliği yapması gerektiğini defalarca vurgularken, Pekin yönetimi araştırmacılara yeterli veri sağlamamakla eleştiriliyor.




Forum

XS
SM
MD
LG