Ankara’nın Nallıhan ilçesindeki Çayırhan Termik Santrali’nin maden sahasıyla birlikte özelleştirilmesi kararına karşı maden işçileri, üç günlük yürüyüş sonucunda Ankara’ya ulaşarak, Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde yeniden iktidara seslendi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2025 yılı özelleştirme programı kapsamında Çayırhan Termik Santrali ve maden sahasını altı yılda taksitli şekilde ödenmek üzere satışa çıkarmasına karşı maden işçileri ve muhalefet tepkisi devam ediyor.
Maden sahasında 20 Kasım 2024’ten beri nöbet eylemiyle seslerini duyurmaya çalışan işçiler, özelleştirme sonrasındaki haklarıyla ilgili beklentilerine de yanıt bulamadıklarını ifade ediyor.
İşçiler adına TÜRK-İŞ’e bağlı Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikası (TES-İş) ile Türkiye Maden İşçileri Sendikası’nın (Maden-İş), bakanlıkla yürüttüğü müzakere sürecinde, özelleştirme yerine devlette karlı üretim koşullarını ve maden sahası ile santraldeki çalışanların özlük haklarını koruma başlıklarında anlaşmaya varılamadı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme Dairesi Başkanlığı’nın ise, Çayırhan Termik Santrali’nin özelleştirilmesi ihalesini son teklif verme tarihi olan 4 Mart ardından sonuçlandırması söz konusu. İhalede son teklif verme tarihi geçmişte 4 Aralık 2024 olarak yer alıyordu.
Geçtiğimiz yıl 29 Kasım’da Nallıhan’dan Ankara’ya yürüyüşe başlayan işçiler, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın özelleştirme ihalesinde süre değişikliğiyle sendikalarla müzakereye devam kararı alması üzerine o dönemde Beypazarı’nda yürüyüşü sonlandırmıştı. Bu sefer üç günlük yürüyüş sonunda Ankara’ya ulaşan maden işçileri, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın önünde özelleştirme kararından vazgeçilmesi çağrısında bulundu.
Ankara merkezinde Anıtpark basın açıklamasından sonra bakanlık önüne yapılan yürüyüşe CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ile milletvekilleri Cevdet Akay, Umut Akdoğan ve Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş ile Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, DEVA Parti Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin de destek verdi.
Bakan Mehmet Şimşek’e ‘Çayırhan kazanç sağlıyor’ tepkisiyle çağrı yapıldı
Türkiye Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul ise, Çayırhan’ın yeniden devlet yönetiminde olduğu dönemden memnuniyet duyan işçiler ve kazanç sağlayan devlet var iken yeniden özelleştirme kararı alınmasındaki gerekçeyi anlayamadıklarını anlattı.
Ölümlü kazalarını çoğunun özelleştirilen yerlerde meydan geldiğini söyleyen Akçul, “Bugüne kadar ağır çalışma koşulları ve güvenlik önlemlerinin hiçe sayılması sonucunda kaç canımızı toprağı verdik. Şimdi bizden aynı akıbete razı olmamızı mı istiyorsunuz? Deprem felaketi ardından iki yıl geçti. Deprem felaketinde, selde, yangında canını hiçe sayan maden ve enerji işçilerine teşekkürü böyle mi ediyorsunuz? O günlerde kahraman ilan ettiğinizi şimdi neden yok sayıyorsunuz? Allah böyle acıları bir daha yaşatmasın ama ola ki bir afet olsa yine koşarız, canımızı ortaya koyarız. Karşılık bekleyerek yapmadık ama hiç değilse bizim devletimizi ve halkımızı düşündüğümüz kadar sizler de biraz bizi düşünün. Bir de tutturmuşlar; bu işletmeler kar etmiyor. Çayırhan’ın ne kadar kar ettiğini onlar da biliyor, biz de çok iyi biliyoruz. Gerçek bilgileri kamuoyuyla paylaşın. Kamuya ait böylesine kar yapan stratejik tesislerin özel şirketlere devredilmesi sadece işçileri değil, yöre insanını da ülkemizi de yoksullaştıracak bir politikadır. Maliye Bakanı’na (Mehmet Şimşek) buradan sesleniyoruz; bizi bugüne kadar duymadınız ama artık sesimizi duyun ve taleplerimize cevap verin. Bizi artık ciddiye alın. Ama yok ille de özelleştireceğiz, diyorsanız biz buralara talibiz. Bu işte bir art niyet yoksa tamamen iyi niyetli ve devlet yararına bir uygulamaysa gelin buraları işçilere ve halka devredin" dedi.
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Genel Başkanı Ergün Atalay da, “Bugüne kadar olan özelleştirmelerin işçilere, ülkeye hiçbir faydası yok. Bu yol çıkmaz bir yol, bundan vazgeçsinler. Bu arkadaşlarımız 4 gündür sıfırın altında 5 derecelerde yürüyorlar. Bu meselenin sonu nereye giderse gitsin, arkadaşlarımız netice alana kadar da mücadele sürdürecekler. Onların önünde gideceğiz. Belediye başkanımıza, siyasi partilere teşekkür ederim” diye konuştu.
ABB Başkanı Yavaş: “Güzel çalıştırırsan zarar etmez, zarar ettiği ispatı da yok”
İşçilerle birlikte yürüyen ABB Başkanı Mansur Yavaş da, “Binlerce insan orada yıllardır ekmek yiyor. Buradaki kişilerin çoğunun babası oradan emekli olmuş, haliyle başka bir ekmek kapısı da yok. Yıllardır burada çalışıyorlar, kendini yıpratıyorlar. Kesinlikle özelleştirmeye karşıyız. Güzel çalıştırırsan zarar falan etmez, zaten zarar ettiği konusunda bir şey de söylemiyorlar" dedi.
Çayırhan Termik Santrali’nin geçmişteki özelleştirme sürecinde neler olmuştu?
Türkiye’deki elektrik üretimine 1978 yılından beri katkı vermekte olan Çayırhan Termik Santrali, 1994 yılında iki adet 160 megavat (MW) ölçekli üretim üniteleri yenilendikten sonra ilk kez 2000 yılında özelleştirildi.
O dönem ilk özelleştirilme kararı alınan termik santral olan Çayırhan, 20 yıllığına Ciner Holding şirketlerinden Park Termik Elektrik Sanayii ve Ticaret A.Ş.’ye kiralandı. Ciner Holding’in işlettiği dönem 2020 yılında sona erdi ancak işçilere göre bu 20 yıllık dönemde geçmişte Çayırhan’da mevcut işçilerce aileleriyle kullanılmakta olan tüm sosyal donatı binaları ve olanakları yok edildi.
Bu dönem 2020 yılında sona erdikten sonra Çayırhan Termik Santrali ve maden sahası, yeniden devlet bünyesinde Elektrik Üretim A.Ş. bünyesinde işletilmeye başlandı.
Geçtiğimiz yılın sonunda ise 2025 yılı bütçesi hazırlığı kapsamında Çayırhan’ın, Erdoğan’ın imza attığı özelleştirme programında “varlık satışı” şeklinde tümüyle ihale yoluyla özel sektöre devredileceği ortaya çıktı.
Özelleştirme döneminde özlük haklarında gerileme yaşadıklarını belirten işçiler ise, Çayırhan’ın devlet işletmesi olarak kalması gerektiği görüşünde.
Forum