Çelik: 'AB-Türkiye İlişkileri Türbülansta'

Avrupa Birliği Komisyonu yetkilileriyle temaslarda bulunmak üzere Brüksel’e gelen Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Türkiye-Avrupa Birliği Sivil Toplum Buluşmaları çerçevesinde gazetecilerle bir araya geldi. Brüksel ile Ankara arasında bir iletişim sorunu bulunduğunu ve bunun aşılması gerektiğini belirten Çelik, “Avrupa Birliği ile Türkiye arasında türbülans var” dedi.

Türkiye’nin Avrupa Birliği üyesi olmadığını ancak tarihi boyunca Avrupa gücü olduğunu hatırlatan Çelik, ‘birbirimiz hakkında konuşmayalım, birbirimizle konuşalım’ mesajını yineledi.

Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye ile üyelik müzakerelerinin dondurulması çağrısı içeren kararını sert şekilde eleştiren Çelik, “Bu, Avrupa değerleri etrafında dayanışmak yerine, Avrupa değerlerini bir başka ülkeyi köşeye sıkıştırmak için bir araç gibi kullanma şeklinde bir yaklaşımdır. Bu durum, paylaştığımız ortak değerleri de yıpratmaktadır” ifadelerini kullandı.

Yapıcı eleştirileri kazanım saydıklarının altını çizen Çelik, “Ancak yapıcı olmayan negatif eleştiriler ve evrensel değerleri araçsallaştıran vizyonsuz eleştirileri dikkate almamız mümkün değildir. Bugün göç krizi, terörle mücadele gibi konularda Türkiye ve AB arasında daha yoğun ilişkilerin kurulması gereken bir dönem, daha güçlü köprülerin kurulması lazım, daha ciddi ilişkilerin geliştirilmesi lazım” diye konuştu.

Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye en yoğun şekilde eleştirdiği alanlar olan ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğünü tartışabilecek özgüvene sahip olduklarını vurgulayan Çelik, “Örneğin 23. ve 24. fasılları açalım, buyurun konuşalım. Ama Türkiye-Avrupa Birliği katılım müzakerelerinde hiçbir ilerleme olmayacak ancak o fasılların içeriğiyle ilgili olarak Türkiye’ye sürekli olarak suçlama yöneltilecek. İşte bu, paylaştığımız ortak değerler açısından kaygı verici” dedi.

Mülteciler konusunda da Avrupa Birliği ülkelerini eleştiren ve bazı ülkelerin 200-300 mülteci yerleştirilmesi için referanduma gittiğini belirterek şunları söyledi: “Ben bir siyasetçi olarak bütün hayatım boyunca şununla gurur duyacağım; 3 milyon mülteciyi misafir ediyoruz. Ama bunlar hiçbir şekilde Türkiye’de iç politika malzemesi yapılmamıştır. Bunlara karşı ırkçı bir siyasi hareket ortaya çıkmamıştır. Avrupa’da gördüğümüz gibi İslamofobik, yabancı düşmanı, bu mültecileri hedef alan hareketler ortaya çıkmamıştır.”