Erişilebilirlik

CHP ‘Olağanüstü Muhalefet’ Arayışında Kurultay Topladı


Türkiye’nin ana muhalefet partisi CHP, AKP iktidarı ve olağanüstü hal (OHAL) kararlarına karşı yeterli mücadele verilmediği gerekçesiyle parti içinde süren tartışmalar eşliğinde 36. Olağan Kurultayı’nı topladı ancak o tartışmalar kurultay salonunda da gerilime neden oldu.

CHP, Türkiye’de sol ve sosyal demokrat çizgiyi temsil iddiasındaki kimliğiyle son yıllarda sağ-muhafazakar çizgideki AKP iktidarı karşısında destek kazanmakta sıkıntılar yaşıyor. CHP’nin, TBMM’de “ikinci parti” olarak ana muhalefette kalışı ve oy oranını yüzde 24-26 aralığından öteye yükseltememesi de parti içi eleştirileri tetikliyor.

CHP ‘Olağanüstü Muhalefet’ Arayışında Kurultay Topladı
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:01:51 0:00

Son olarak geçen yıl 16 Nisan’da Türkiye’ye Başkanlık Sistemi’ni getiren anayasa değişikliği referandumunda, resmi sonuçlar itibariyle yüzde 51.41 “evet” oyuna karşılık yüzde 48.59 “hayır” oyu çıkması CHP’deki rahatsızlığı arttırdı. Özellikle referandum gecesi, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) mühürsüz oyları geçerli sayması kararına karşı sokağa çıkma çağrısına rağmen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Merkez Yönetim Kurulu’nun (MYK) etkili direniş sergilemediği eleştirisi yapıldı.

Bunun ilk kırılma noktası ise, o dönemki CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke’nin, referandum sonucunu protesto etmek üzere parti olarak TBMM’den çekilerek genel seçime gidilmesini sağlayabileceklerini açıklaması ve ancak o açıklamaya parti yönetiminden yalanlama gelmesi oldu.

Böke’nin genel başkan yardımcılığı görevinden istifasıyla birlikte başlayan süreçte, CHP’de parti içi sular durulmadı. Yarın Parti Meclisi’nin (PM) seçimiyle devam edecek CHP 36. Olağan Kurultayı da bugün parti içi sorgulama süreçleri gölgesinde başladı.

Kurultay öncesinde PM üyeleri İstanbul milletvekilleri Böke ve İlhan Cihaner, “Kurultay ve Gelecek İçin Açık Çağrı” başlıklı bildirge yayımlayarak, “Geçmişi Biz Kurduk, Geleceği de Biz İnşa Edeceğiz” sloganıyla yola çıktı.

Bildirgede, “Toplumsal muhalefetin en büyük örgütlü gücü ve öncüsü olan CHP, sürekli OHAL rejimini normalleştirmeyen, gayrimeşru olanı meşrulaştırmayan, olağanüstü koşullara uygun olağanüstü bir muhalefeti örgütlemeli” çağrısı yapıldı. Bu çağrı, CHP’nin daha etkili muhalefet yapması gerektiğini ve önümüzdeki dönemde Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nin kazanılarak dolayısıyla Türkiye’nin tamamıyla Başkanlık Sistemi’ne geçişe izin verilmemesini amaçlıyor.

Bu noktada Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin de konuşması CHP’nin parti tabanına hitap etmesi ve gelecek kaygısını ön plana çıkartmasıyla dikkat çekti.

İnce: ‘Memnun değilim, itiraz ediyorum’

CHP Genel Başkanlığı için Kemal Kılıçdaroğlu karşısında Yalova Milletvekili Muharrem İnce, İstanbul Barosu Eski Başkanı Ümit Kocasakal ve YARSAV Eski Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun adaylığı söz konusuydu. Ancak parti tüzüğü uyarınca adaylık için kurultay delegelerinden yüzde 10’u yani en az 126 delege imzası gerektiğinden Kocasakal ve Eminağaoğlu, bu şartı karşılayamadı. Dolayısıyla genel başkanlık seçimi için 165 delege imzası aldığı açıklanan Muharrem İnce kürsüye geldi.

İnce, Kılıçdaroğlu’nun konuşmasına kıyasla Ankara Arena Spor Salonu’nun tribünlerindeki partililerde yarattığı coşkulu havayla dikkat çekti. Nazım Hikmet’in şiirini okuyan İnce, Türkiye’deki tabloyu, “İnsanlarımızın yaşamına anlam veren değerleri yok ediyorlar. Cumhuriyeti kuran parti, cumhuriyeti kurtaracaktır. Geleceğimizi geri alacağız. CHP’yi direnişin değil kazanma partisi yapacağız. AKP, ilan ettiği OHAL rejimiyle Türkiye’yi tarihsel rotasından çıkarmıştır. Türkiye’de artık demokrasi ve insan haklarından söz etmek mümkün değildir. Anayasa, bizzat AYM tarafından rafa kaldırılmıştır. Ekonomisi her türlü dış müdahaleyi açıktır. Üretmekten çok satın alan bir ülkeyiz. İşsizlik can yakıyor. Gram altın uygulamasını da bunlar (AKP) buldu. Tuzu kuru olanlar bilmez” diye sözlerine başladı.

Sadece AKP’de değil CHP’de de “tuzu kuru olanlar” olduğunu söyleyen İnce, “CHP’de de tuzu kuru olanlar var. Çankaya, Bakırköy, Kadıköy, Şişli buraları aldı mı onlara yetiyor. Nevşehir, Erzurum, Erzincan, onları ilgilendirmiyor. Üç-beş belediye oldu mu yetiyor. Şanlıurfa, Kastamonu, Rize ne olacak soran arayan yok. CHP içerisindeki mutlu azınlık da aynı AKP gibi durumdan memnun. Ben durumdan memnun değilim. Onun için itaat etmiyorum. Ben memnun değilim ve itiraz ediyorum” sözleriyle salonu alkışlarla ayağa kaldırdı.

İnce’den Erdoğan’a “cahil” çıkışı: ‘O’na haddini bildirmek için adayım’

İnce, isim vermedi ancak Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) için Kuvayi Milliye benzetmesi yaptığı için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sert ifadelerle yüklendi. İnce, “Türkiye’nin pasaportunun Edirne’den öteye değeri yok. Bir tarih cahili, ÖSO, Kuvayi Milliye’dir diyor. ÖSO militanları aylık 300 dolar maaş alıyor. Kuvayi Milliye askerlerinin ekmek almaya parası yoktu. Sen ne diyorsun cahil? Kuvayi Milliye askerleri emperyalizme karşı savaştı. ÖSO’nun emperyal devletlere karşı mücadelesi var mı? Yok. Esat gidince onların sorunu biter. Sivas’tan Ankara’ya dönerken paltosunu satıp ekmek alırlar sen kim oluyorsun da ÖSO’yu bunlarla karıştırıyorsun. Bir taraftan o kaçak Saray’da oturan tarihi cahili konuşurken, CHP yöneticileri de haddini bildiremiyor. Bana niye aday oldun diyenlere sesleniyorum. O’na haddini bildirmek için adayım. Sözde dünya lideri kafa tuttuğunu zannettiği emperyalist güçlerin ekmeğine yağ sürdüğünün hiç farkında değil” dedi.

'Berberoğlu’nun tutuklanması da CHP’nin suçu'

Muharrem İnce, özellikle eğitim sistemindeki laiklikten uzaklaşma gibi konulara değinerek, “CHP’ye yüzde 25 alıyoruz yetmez. (Bülent) Ecevit’in yüzde 42’sini unutma.. Partimizdeki kendi evlatlarımıza güveneceğiz. Transfer yöneticilik devrini kapatacağız bu partiden. Mesela, Enis Berberoğlu bugün hapiste CHP yönetimi suçu var mı? Dokunulmazlıklarının kaldırılması gündeme geldi. Ben ‘hayır’ oyu vereceğim. Ancak CHP yönetimi, anayasaya aykırı ama ‘evet’ oyu verdi. Bugün olsa yine hayır veririm. Parti yönetim dedi ki ‘HDP ‘hayır’ derse bizi aynı kefeyi koyarlar.’ Kürtler doğru söylüyor olamaz mı? Doğruyu kim söylerse onun yanında olacağız. Önce HDP’lileri hapse atarlar sonra CHP’lilere sıra gelir. Elalem ne der diye siyaset olmaz. Gün gelir AKP bile doğruyu söylerse pek mümkün değil ama söylerse yanında oluruz” diye konuştu.

İnce, Ekmeleddin İhsanoğlu adaylığı nedeniyle Kılıçdaroğlu’nu yuhalatmadı

İnce, salonda kitleleri konuşmasıyla coşturdu ve konuyu 10 Ağustos 2014’teki Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde bugün MHP Milletvekili olan Ekmeleddin İhsanoğlu’nun CHP’nin de adayı olarak sunulmasına getirdi. İnce, konuşması sırasında CHP Kurultayı Divan Başkanlığı’nı yürüten Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyekerşen’e döndü ve “2014’te bu partide grup başkanvekiliydim. Parti içerisinde Cumhurbaşkanlığı için anket yapıldı ve ankette Yılmaz Büyükerşen’ın adı çıktı. Partimizde 130 vekil, 60 PM üyesi, 81 il başkanı kimse Ekmeleddin İhsanoğlu’nu yazmadı. Zaten adını da bilmiyoruz” sözleriyle salonu hareketlendirdi. Bu sırada salondan “yuh” sesleri yükselmesi üzerine İnce, “Bizim genel başkanımız hata yapar, haram yemez” diyerek Kemal Kılıçdaroğlu’na da sahip çıktı.

“CHP’nin genel başkanı doğal Cumhurbaşkanı adayıdır. Partiyi ben yöneteyim ülkeyi başkası yönetsin diyemez” sözleri dikkat çeken İnce, CHP’nin 2019 yılı için kendi adayını mutlaka parti üyesi 1 milyon 200 bin kişiyle belirlemesi gerektiğini de söyledi.

Son olarak İnce, parti tüzüğüne “Genel başkanlığı sürecinde iki genel seçim kaybedildiğinde genel başkan istifa eder” hükmü eklenmesini önerdi ve eğer genel başkan seçilirse 45 gün içerisinde tüzük değişikliği için olağanüstü kurultay yapacağını duyurdu.

İnce’nin adaylığı sürecinde gerilim yaşandı

İnce’nin konuşması boyunca gerilim söz konusu değildi. Ancak sonrasında İnce’nin genel başkanlık adaylığı için topladığı 165 delege imzasından 49’unun mükerrer olduğu yani Kılıçdaroğlu için de aynı delegelerce adaylık başvurusuna imza atıldığı ortaya çıktı. Dolayısıyla İnce’nin adaylık için şart olan 126 delege imzasına ulaşamadığı gündeme geldi.

Divan Başkanı Büyükerşen, “Muharrem İnce’nin 165 imzası var ve bunlardan 2 imza sahibi imzalarını çekmişlerdir. 163 imzaya inmişti. 48’i mükerrer çıkmıştır. Geriye kalan 115. Bu sayı ile İnce’nin 127 oyu bulamamasına neden olmuştur. Buna karşılık CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun şu dilekçesi vardır: ‘Genel başkanın aday tekliflerinin incelenmesi sonucu 48 delegenin her iki adaya imza verdiği bilgili paylaşılmıştır. İnce’nin 115 imzası görülmektedir. Mükerrerimzadan kaynaklı bir adayın genel başkanlık yarışına girememesi bana uygun gelmemektedir. Bu nedenle mükerrer oyu saptanan 48 imzanın benim genel başkanlığıma yönelik divanda dikkate alınmamasını diğer aday İnce’nin listesinde sayılmasını talep ederim.’ Böylece her iki aday da genel başkanlık yarışına aday olarak katılmaktadırlar” açıklaması yaptı.

Sonrasında başka konuşmacılar söz konusu iken “Kurultayda 700 civarında oy ile seçileceği” açıklaması yapan İnce, Divan Başkanı Büyükerşen’e bir şeyler söylemesi gerektiğini belirterek, aniden kürsüye çıktı. Bu durum salonda itişmeli ve gerilimli dakikalar yaşanmasına neden oldu. “Mükerrer oy istemiyorum. Delegenin özgür iradesini istiyorum. AKP faşizminin CHP’ye de bulaşmasıdır” dedi.

Bunun üzerine Büyükerşen, “Bu bir çekilme midir Sayın İnce beyan etsin” deyince salon iyice karıştı. O sırada, İnce, salondaki özel platformundan yürüyerek partilileri selamladı. Gerilimli anlar sırasında delegelerden yeterli imza alamadığı için resmen aday olamayan Ömer Faruk Eminağaoğlu da, sahneye çıkarak konuşma yapmayı talep etti ancak Büyükerşen’in kendisine yanıtı ret oldu.

Büyükerşen ise, “İki başkan adayımız vardır” diyerek salonu yatıştırmaya çalıştı. Ancak salonda İnce ve Kılıçdaroğlu lehine farklı gruplarca sloganlar atılmaya devam etti. Ankara İl Başkanı Adnan Keskin’in de sahnede koşuşturarak durumu kontrol etmeye çalıştığı görüldü.

Nihayetinde Büyükerşen, genel başkan seçimi saat 21.00’de delegelerce oy kullanma işlemine başlanacağını belirterek, kurultaya ara verdi ve görevi seçim kuruluna devretti.

Böke yeniden gelecek için çağrı yaptı, yeni tüzük teklifi verildi

Gerilimli anlar öncesinde ise PM üyesi sıfatıyla Selin Sayek Böke kürsüdeydi ve bir grup milletvekilince desteklenen “sol değerlere geri dönülmesi” şeklinde çağrısını yineledi. TBMM’de her şey yolunda imiş gibi artık siyaset yapılamayacağını kaydeden Böke, özetle, “Umut nerede derseniz sarayın tüm devlet imkanlarına rağmen hayır iradesini çıkaran milyonlarda. Siyasal İslam’ın dayattığı düzene rağmen laikliğe sahip çıkan milyonlarda. Biz bu milyonlarda ortak bir şey görüyoruz Atatürk’ün değerlerinin altında duruyor. Evrensel, sol değerleri yaşatmak için çağrıda bulunuyor. Bunu tarihte yaptık. Bu devrimler Türkiye’nin ve CHP’nin devrimleri. Şimdi bu görev Kuvayi Milliye’cilere ve biz CHP’lilere düşüyor. Meclisi siyasileştiren bir olağan üstü muhalefet oluşturmak zorundayız. Yapmamız gerekenler açık. Bütün demokratik araçlarla tepki koymalıyız. Kalkın ayağa CHP’liler! Memleketin kaderi sizin ellerinizde. Çok yolumuz var başarmak zorundayız. Gelecek için, Türkiye için, CHP için başaracağız. Türkiye’nin olağanüstü muhalefete ihtiyacı var” dedi.

Twitter Embed Tweet or Video

Böke ve Cihaner’in başı çektiği Ali Şeker, Orhan Sarıbal gibi milletvekillerince desteklenen “Gelecek için Biz” hareketi, kurultaya tüzük değişikliği için teklif de verdi. Teklifte PM üyesi sayısının arttırılması, delege seçimi gibi konular yer alıyor.

Böke’ye medya linci ve Yıldırım ile polemiği

Bu arada Böke’nin, kurultay sırasında Habertürk TV yayınında Afrin’deki PYD örgütlenmesi için Hükümet’in görüşü aksine açıkça “terör örgütü” ifadesi kullanmadığı gerekçesiyle AKP’ye yakın medya kuruluşlarınca hedef gösterildi.

Başbakan Binali Yıldırım da, “Kendini bilmez CHP milletvekili diyor ki 'PYD terör örgütü değil' diyor. Bu ne haddini bilmezlik, bu ne aymazlık? Daha ne göreceksin? 90'dan fazla roket fırlatılmış, siviller hayatını kaybetmiş, 40 yıldır milletimizin başına bela olmuş PKK/PYD/YPG sülalesi aynı boyun soyundan. Aynı soysuzlardan. Neresi terör örgütü değil bunların?” dedi.

Bunun üzerine Böke, Başbakan’a karşılık Twitter aracılığıyla “Benim PYD terör örgütü değildir diye bir ifadem yoktur. Mesele şudur: AKP sistematik olarak halkı aldatmakta, milli duygularıyla oynamaktadır. Bugün terör örgütü dediği PYD liderini Ankara'da ağırlayan, sınır ötesinde beraber operasyon yapan AKP'nin ta kendisidir. Tekrar ediyorum: Bir örgütün terör örgütü olup olmadığını devletin istihbarat kaynakları, istihbari kurumlar ve uluslararası bilgi akışı ortaya koymalı ve yarattığı tehdidi milletin temsilcilerine, Meclis'e anlatmalıdır. PYD'yi de anlatmalıdır, içinde onlarca Cihatçı örgüt olan ÖSO'yu da anlatmalıdır. Mehmetçiğimize kimleri yoldaş ettiğini, çocuklarımızın hangi örgütlerin çıkarı ve kimin menfaati için Suriye'ye sürüklendiğini de anlatmalıdır” mesajını verdi.

CHP Kurultayı’ndan notlar..
Amerika’nın Sesi’nin, CHP 36. Olağan Kurultayı’ndaki izlenimleri itibariyle kurultaydan anektodlar şöyleydi:
- Mekan olarak AKP’nin yıllardır kullandığı Ankara Arena Spor Salonu’nun ilk kez kullanılması göze çarptı. AKP’nin Erdoğan için yaptığı üzere Kılıçdaroğlu’nun da yürüyerek halkı selamlayabileceği kırmızı halı serilmiş özel yürüyüş platformu oluşturuldu. Ancak CHP’nin “parti içi demokrasi” yaklaşımı nedeniyle özel platformda ilk önce genel başkan adaylarından Muharrem İnce, eşi Ülkü İnce ile birlikte yürüdü ve salondaki partilileri selamladı. Sonrasında salona geldiğinde Kemal Kılıçdaroğlu da eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte platforma çıktı. Bu sefer parti yönetimince organize edilmiş şekilde Kılıçdaroğlu’nun, salona “kırmızı karanfiller” atması için hazırlık vardı. Ancak Kılıçdaroğlu, geçmişteki kurultaylardan farklı olarak ilk kez böylesi yürüyüş platformundan salonu selamlaması nedeniyle eline aldığı karanfilleri zaman zaman atmadı. Erdoğan’ın aksine platformda eşiyle birlikte çok hızlıca yol alan Kılıçdaroğlu, son dönemece girdiğinde elindeki karanfilleri atarak salon ile temas kurdu.
- Salonda diplomatik locada, AKP’nin kurultayları aksine sınırlı ve büyükelçi düzeyinde az ilgi olduğu gözlendi. Ancak sivil toplum ve meslek örgütlerine yapılan davet çerçevesinde CHP’nin kurultayına ilgi vardı. Burada Türk Tabipleri Birliği’nin dün serbest bırakılan Merkez Konseyi üyelerinden Profesör Sinan Adıyaman’ın bulunması ve TTB’yi temsilen tek başına katılımı dikkat çekti.
- Kurultay öncesi eğer parti içi disiplin cezası olmasaydı parti yönetimi için aday olabileceğini kaydeden isimse Fikri Sağlar idi. Sağlar, Twitter aracılığıyla laik demokratik cumhuriyete sahip çıkılması çağrısı yaptı.
- Kurultaydaki videolarda, “Adalet Yürüyüşü” eylemi başta olmak üzere “adalet” vurgusu ön plandaydı. Bu çerçevede, CHP’nin tutuklu milletvekili, gazeteci kökenli isim Enis Berberoğlu’nun özgürlüğü için salona çeşitli afişler de asılmıştı.
- CHP İstanbul İl Başkanlığı’nı kazanmasıyla birlikte AKP’nin hedefinde olan isim Canan Kaftancıoğlu da salonda yoğun ilgi gördü. Kaftancıoğlu, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı için “militarist” olduğu için “Mustafa Kemal’in yoldaşlarıyız” demişti. Ancak CHP’lilerden bazıları Kaftancıoğlu’na hitaben özellikle “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı attı.
- CHP genel başkanlığına aday olmalarına rağmen delegeler ile ilişkileri olmadığı için kurultayda söz hakkı da alamayan Ümit Kocasakal ve Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun adaylığına ilişkin kulislerde “Neden aday oldular ki, parti tabanı ile ilgili değiller” şeklinde eleştiriler mevcuttu.
- AKP’nin kullandığı salondaki kurultayda, AKP’nin aksine basın mensuplarına yönelik ise “özgürlük” yaklaşımı hakimdi. AKP’nin kurultaylarında, protokol ve delegeler için ayrılan orta bölüme geçmeleri yasak olan basın mensupları için CHP’nin kurultayında yasaklama söz konusu değildi.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

Adams soruşturmasında sorgulanacak yeni Türk işadamları var mı? – 30 Eylül
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG