Erişilebilirlik

Cihatçı Saldırı Davası Fransa'yı Böldü


Fransa'da Mart 2012'de Touluse kentinde Muhammed Merah tarafından düzenlenen ve 3'ü çocuk 7 kişinin ölümüyle sonuçlanan cihatçı saldırıya ilişkin davada verilen karar Fransa'yı karıştırdı.

Saldırgan Muhammed Merah'ın "hocası ve azmettiricisi" olduğu öne sürülen abisi Abdelkader Merah'ın yalnızca "yardım ve yataklık" suçundan 13'ü kesin 20 yıl hapis cezası alması kurban yakınlarını ve yargı çevrelerini ayağa kaldırdı.

Abdelkader Merah hakkında ömür boyu hapis cezası isteyen Savcılık, yalnızca bir gün sonra davayı temyize götürdü. Sert eleştirilen Merah'ın avukatları ise, "Müvekkilimiz suçlu bir insan, hayvan değil" sözleriyle savundu.

Fransa'nın ilk cihatçı saldırısına ilişkin "ilk dava" olması bakımından bütün ülkenin dikkatle izlediği yargılama sürecinin ardından, mahkeme heyeti Merah'ın "hocası" olduğu söylenen abisi Abdelkader Merah ve silahları sağladığı tespit edilen yakın arkadaşı Fettah Malki'ye, cezaların en az üçte ikisi kesin olmak üzere, 20 yıl ve 14 yıl hapis cezası verdi.

Paris'te 5 uzman hakimin başkanlık ettiği Özel Ağır Ceza Mahekemesi'nde 5 hafta boyunca süren ve gergin anlara sahne olan yargılamanın ardından Perşembe gecesi açıklanan karar sert eleştirilere hedef oldu.

Mahkeme heyeti, Abdelkader Merah'ın, kardeşinin işlediği cinayetlerde kullandığı motosikletin çalınnmasına yardım ettiğinin tespit edildiğini ancak cinayetlere katıldığının kanıtlanamadığını belirterek, savcılığın ve ailelerin istediği ömür boyu hapis cezası yerine, "terör örgütüyle bağlantılı suç işleme ve yardım ve yataklık" suçlarından 20 yıl hapis cezası vermeyi seçti.

Muhammed Merah'ın arkadaşı 35 yaşındaki Fettah Malki ise, üzerinde polis yazısı bulunan bir kurşun geçirmez yelek, bir otomatik silah ve çok sayıda mühimmat temin ettiği için 14 yıl hapis cezası aldı.

Ailelerin hayal kırıklığı

Kurban ailelerinin avukatlarından Patrick Klugman, Abdelkader Merah'ın 'cinayete iştirak' iddiasıyla da yargılanması mümkünken, yalnızca 'yardım ve yataklık' suçundan ceza almasını eleştirdi.

Merah'ın öldürdüğü askerin annesi Latifa İbn Ziaten ise, Abdelkader Merah'ın ömür boyu hapis cezası almasını beklediğini belirterek, "Gerçekten çok üzgünüm. Demek ki oğlum bir hiç için ölmüş" diye konuştu.

'Savunulmazı savunan' avukatlar

"Savunulmazı savunan" yani Fransa'nın en nefret ettiği Merah ismini savunan ülkenin en ünlü ceza avukatlarından Eric Dupond-Moretti, 5 hafta süren duruşmaların başında tehdit mesajları aldı. İsimsiz bir mektupta, "Dupond-Moretti, eğer Merah çıkarsa yemek yiyebilecek misin? Senin çocukların da Yahudi okulundaki çocuklar gibi başından kurşun alarak ölecek" ifadeleri yer aldı.

France İnter Radyosu'nda karara ilişkin gün boyu yöneltilen sert tepkileri yanıtlayan ve mahkeme heyetini kamuoyu baskısına rağmen hukuku uygulamasından dolayı kutlayan Moretti, "Herkese karşı, tek başımıza, hukukun uygulanmasını sağladık. Hayatımın en zor davasıydı. Tehdit aldım, çocuklarımı öldürmekle tehdit ettiler" dedi.

Ancak Moretti, Merah'ın ailesini, "Unutmayın ki Muhammed Merah'ın annesi de bir anne. Bir oğlunu kaybetti, diğeri hapiste ve kızı kaçtı" diye savununca, programı sunan tecrübeli gazeteci Nicolas Demorand, "Kurban ailelerinin önünde böyle konuşmanın ayıp olduğunu düşünmüyor musunuz?" diyerek sözünü kesti.

Moretti, "Bunu gerçekten mi ayıp buluyorsunuz, yoksa beni kışkırtmak için mi böyle söylüyorsunuz? Kurban yakınlarının acısı telafi edilemez. Ama bir anne, en kötünün kötüsü de olsa, doğurduğu evladı için acı çeker. Ve sizin bunu anlamamanız beni şaşırtıyor. Ayıp olan bu kadının anne olduğu gerçeğini inkar etmektir. Damgalı bir inek değil, bir anneden söz ediyoruz bayım" diye yanıt verdi.

Demorand'ın, "Bir kurban yakını sizin kötü birisi olduğunuzu söyledi" hatırlatması üzerine avukat Moretti, "Beni dinlemiyorsunuz ve dinlememekte de kararlısınız. Burada olmaktan neredeyse pişmanlık duyuyorum" diye konuştu.

"Merah suçlu bir insan, hayvan değil"

Merah'ı savundukları için şimşekleri üzerin çeken savunma avukatlarından Antoine Vey de, BFM TV'ye yaptığı açıklamada, Merah'ın suçlu da olsa bir insan olduğunu belirterek, savunma avukatlarını, "Bu dava Fransızlar ile hukuk arasında bir randevu idi. Abdelkader Merah bir hayvan gibi yargılanmamalıydı. Unutmayalım ki Fransa'da aksi ispatlanmadıkça insanlar masumdur. Fransa'nın en nefret ettiği isim hakkında toplumun duygularını anlıyorum. Merah'ın taşıdığı radikal selefi fikirlerin kabul edilemez olduğunu da biliyorum. Ama bütün bunlara rağmen Abdelkader Merah bir insan. Bir hayvan gibi yargılanamazdı ve bizim özgürlükçü demokrasimizin ilkelerinden o da diğerleri gibi faydalanmalı. Bizim savunmamızın bütün temeli buydu. İlkeleri olan özgür bir demokraside yaşıyoruz. Bu ilkeler bizim onurumuz. Ve bu ilkeler bizi teröristlerden ayıran ilkelerdir" sözleriyle savundu.

"Fransız adaleti saf"

Kurban yakınları ve avukatları ise Fransız yargısını "saf olmakla" suçladı. Kurbanlardan asker İmad İbn Ziaten'in annesi Latifa İbn Ziaten, "Abdelkader Merah, cinayetleri işleyen Muhammed Merah'tan daha büyük bir tehlike. Ve Fransız yargısı büyük bir naiflik içerisinde. Yargı sonuna kadar gidemedi" diye konuştu.

"Merah davası bu kanserin bir biyopsisidir"

Le Figaro gazetesine konuşan İslam bilimcisi Gilles Kepel ise, bu duruşmanın sosyolojik ve psikolojik açıdan son derece önemli gerçekleri gözler önüne serdiğini belirterek, "Bu dava kentteki merkez nüfusun, kenti çevreleyen banliyölerdeki şiddete dair hiçbir fikirleri olmadığı gerçeğini su yüzüne çıkarmıştır. Merah davası bu kanserin bir biyopsisidir" dedi.

Gilles Kepel, "Abdelkader Merah'ın eğitim ve formasyonundan pişman olmadığını dile getirmesi çok çarpıcı. Onun için bu dava bir tribün. Fransız yasalarını tanımadığını, yalnızca Allah'ın yasalarını kendi yorumladığı gibi tanıdığını dile getiriyor. Abdelkader Merah, bugün Fransa'da mevcut olan bu dünya vizyonunun hazin bir yansıması" dedi.

Merah davasının ancak 5 yıl sonra görülebildiğini, bunun hazin bir gecikme olduğunu da anlatan Gilles Kepel, "Kurban yakınları gibi bütün ulus bu saldırılara verilecek bir yanıt arıyor. Böylesi bir davada, yasın sosyalleşmesi, yüreklerin huzur bulması gerekir. Ama bu kadar hakaret ve gerilim dolu bir duruşma daha görmedim. Halbuki adalet huzur ister. Bunun nedeni de burada asıl yargılanması gereken Muhammed Merah olmalıydı. Güvenlik birimleri Merah'ı sağ yakalamayı başarmalıydı. Paris polisinin, Toulouse polisinin çalışmasına saygı duymaması nedeniyle çok zaman kaybedildi. Ve bu saygı eksikliği Fransız halkına çok pahalıya mal oldu" diye konuştu.

STÜDYO VOA

Adams soruşturmasında sorgulanacak yeni Türk işadamları var mı? – 30 Eylül
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG