Kürt sorununa çözüm için başlatılan yeni süreçte Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve Ahmet Türk’ten oluşan DEM Parti heyeti Meclis’te bulunan partileri ziyaretten sonra bugün de Edirne Cezaevi’nde HDP’nin eski eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ile eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı’yı ziyaret etti.
Üç üyeden oluşan DEM Parti heyeti Pazar günü de Kandıra Cezaevi’nde bulunan bir diğer eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ile görüşecek.
Önder’den televizyon yorumcularına çağrı: “Bu fırsatı da kaçırırsak 72 taraf bu işe müdahil olacak”
Görüşme sonrası açıklamalarda bulunan heyet üyelerinden TBMM Başkan Yardımcısı ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, cezaevinde konuştukları Demirtaş ve Mızraklı’yı sağlıklı gördüklerini ve sürece tam destek verdiklerini söyledikten sonra özellikle iktidara ve muhalif kanallarda sürece dair eleştirel yaklaşan yorumculara çağrıda bulundu.
Önder, “Bizim söyleyeceğimiz tek bir şey var. Özellikle televizyonlarda bu konuda spekülasyon yapılıyor. Sürecin şeffaf yürümediğine dair eleştiriler var, ‘daha ne geziyorlar?’ şeklinde serzenişler var. Arkadaşlar, bunlara gerek yok. Bunlar gelmekte olan barışa hizmet eden şeyler değil. 40 yıldır süren bir şey, bu boyacı küpü değil daldırıp çıkarasın. Uğrunda nitelikli bir emek, çaba ve mümkün olan en geniş katılımı sağlamakla uğraşıyoruz. Süreçten şüphelenecek herhangi bir tutum içine girmelerini gerektirecek bir şey yok. Şu an çözersek iki tarafla çözeceğiz. Eğer bu fırsatı da kaçırırsak 72 taraf bu işe müdahil olacak. Özellikle televizyonlardaki arkadaşlardan da bu duyarlılığı bekliyoruz” dedi.
Önder: “İmralı'daki ikinci görüşmenin tarihi henüz belli değil ama çok fazla uzayacağını düşünmüyoruz"
Kamuoyundan hiçbir şeyi gizlemeyeceklerini vurgulayan TBMM Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder, tek amaçlarının barış olduğunu ifade etti ve “Barışın kaybedeni olmaz. Bunu hiç aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor. Bu, kazananı olan bir süreç değildir. Herkes kazanır. Kaybedeni de hiç yoktur. Onun için barış bu anlamda kıymetli bir şeydir. Kamuoyunda sıklıkla çözümle, barış kavramları birbirine karıştırılıyor. Bu doğru değil. Barış bir sarılmayla bile oluşturulacak bir şeydir. Çözüm demokratik bir mücadele ve uzun soluklu bir iştir. Sorun alanlarıyla ilgili olarak bunun uzunluğu, derinliği değişir. Yüreğimiz elimizde geziyoruz, barış için. Herkesin de desteğini, katkısını, önerisini, eleştirilerini kıymetli buluyoruz. Tekrar teşekkür ederiz. İmralı'daki ikinci görüşmenin tarihi henüz belli değil ama çok fazla uzayacağını düşünmüyoruz" diye konuştu.
Pervin Buldan: “Demirtaş ve Mızraklı her şartta bu sürecin arkasında olacaklarını ifade ettiler”
Sırrı Süreyya Önder ve Selahattin Demirtaş ile birlikte bir önceki Çözüm Süreci’nde de Abdullah Öcalan’la görüşenlerden olan DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan da ziyaretten çok büyük bir moralle ayrıldıklarını söyledi.
Buldan, “Hem Sayın Demirtaş'ın hem Sayın Mızraklı'nın bu sürece dair yapmış olduğu değerlendirmeler oldukça açık ve net. Her koşulda, her şartta bu sürecin arkasında olacaklarını ifade ettiler. Bu, bizim için çok kıymetli. Yürüttüğümüz süreç açısından çok kıymetli. O yüzden biz de heyetimiz adına hem Sayın Demirtaş'a hem Sayın Mızraklı'ya teşekkür ediyoruz. Ve hepimizin desteğiyle bu sürecin bir barış sürecine evrileceğinden hiçbir kuşku olmayacağını özellikle belirtmek istiyoruz” diye konuştu.
Ahmet Türk: “Kürt'ün Türk'e ihtiyacı var, Türk'ün Kürt'e ihtiyacı var; Türkiye'nin Ortadoğu'da demokrasi ihraç edebilecek noktaya gelmesini istiyoruz”
2016 ve 2019’dan sonra geçtiğimiz Kasım ayında da kayyum atamasıyla görevinden olan Mardin Büyükşehir Belediye Bakanı Ahmet Türk, “bin yıllık Kürt ve Türk kardeşliğinin” yeniden kucaklaşması için uğraş verdiklerini dile getirdi.
Türk, “Bizim çabamız barış içindir. İnanıyorum, umut ediyorum ki, Türkiye'de Kürt'ün Türk'e ihtiyacı var, Türk'ün Kürt'e ihtiyacı var. Biz aslında burada bir barışı sağlayacak, Türkiye'de daha güçlü, Türkiye'nin Ortadoğu'da demokrasi ihraç edebilecek bir noktaya gelmesini istiyoruz. Bizim amacımız halklarımızın kardeşliğidir. Halklarımızın dostluğudur. Halklarımızın demokratik özgür bir gelecekte birlikte olmasıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Demirtaş: “Sürecin şeffaf barış dilinin tüm çevrelere hâkim olması önemlidir”
2010-2014 arasında BDP’nin genel başkanlığını, 2014-2018 arasında da HDP’nin eş genel başkanlığını üstlenen Selahattin Demirtaş, 4 Kasım 2016’dan beri cezaevinde.
Kobani davasından geçtiğimiz Mayıs ayında 28 yıl hapse mahkum edilen Selahattin Demirtaş, X hesabından yayımladığı yazılı açıklamasında, “heyete, DEM Parti’ye ve İmralı adasında demokratik çözüm ve barış için çaba sarf eden Abdullah Öcalan’a desteğinin tam” olduğunu ifade etti.
Eski HDP Eşgenel Başkanı, “Bu dönemin en hassas konusu kamuoyu desteğidir. Bu nedenle şeffaflık son derece önemli ve gereklidir. Heyetimizin, şeffaflığın gereği olarak Meclis'teki siyasi partileri bilgilendirmesi, önümüzdeki günlerde de sivil toplum örgütlerini, siyasi ve toplumsal çevreleri bilgilendirecek olması değerlidir. Ayrıca barış dilinin tüm çevrelere hâkim olması da önemlidir. Bu konularda konuşan herkes tehdit, şantaj, aşağılama dilinden ve provokatif söylemlerden uzak durmalı, yenme ve yenilme üzerinden boş ve anlamsız bir retorik oluşturmak yerine herkesin, hepimizin kazanacağı ortak bir gelecek üzerinde durmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.
“Çağrıyı yapacak olan da, olası bir çağrının muhatabı da biz değiliz”
1 Ekim’de başlatılan yeni sürecin adını "Demokratikleşme, Barış ve Kardeşlik" süreci olarak tanımlayan Selahattin Demirtaş, barış zeminin güçlenmesi için özgürlükçü, demokratik, sivil mücadelenin kanal ve imkânlarının şimdiden açılması gerektiğini vurguladı.
Sekiz yılı aşkın süredir cezaevinde bulunan siyasetçi, “Bizler demokratik, barışçıl zeminde siyaset yapan aktörler olarak çatışmaların, şiddetin kalıcı şekilde son bulmasını arzuluyor, istiyor, destekliyoruz. Sayın Öcalan, koşulları oluştuğunda bu konuda bir inisiyatif alacaksa yanında olacağımızı belirtiyoruz. Olası bir çağrının tüm inisiyatifi elbette kendisindedir. Kendisinin de belirttiği gibi, böylesi bir çağrının hukuki, siyasi zeminini oluşturma sorumluluğu da iktidar ve parlamentodadır. Çağrıyı yapacak olan da olası bir çağrının muhatabı da biz değiliz. Siyasetçiler olarak temel sorumluluğumuz; demokrasi, özgürlükler, eşitlik, adalet ve temel insan hakları için barışçıl, sivil, siyasi mücadeleyi büyütmektir” yorumunu yaptı.
“Kürtler’in çoğunun yönü de yüzü de Türkiye'ye dönüktür”
Sürecin ete kemiğe bürünebilmesi için, güven verici somut adımların hızlıca atılması gerektiğinin altını çizen Demirtaş, “başta Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP lideri Bahçeli ve CHP lideri Özel olmak üzere” barış için insiyatif alan tüm siyasetçilere teşekkür etti.
Eski HDP Eş Başkanı, “Her türlü kişisel, partisel çıkarın ötesinde, demokrasinin güçlenmesine dair atılacak her adımın tereddütsüz yanında olacağımı belirtiyorum.
Son olarak şunu da özellikle belirtmek istiyorum; Kürtler’in çoğunun yönü de, yüzü de Türkiye'ye dönüktür. Barış ve güçlü bir demokrasi inşa edilebilirse bu süreçten hep birlikte kazanarak çıkacağımıza inanıyorum. Bunun için, Türkiye Cumhuriyeti devletinin de yönünü, yüzünü tüm Kürtler’e çevirerek büyük ve onurlu barışın inşasını sağlayacağını umuyor, diliyorum” ifadelerini kullandı.
Forum