Eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında açılan 10 davanın birleştirildiği dava Mersin’de görüldü. Demirtaş’ın SEGBİS’le katıldığı dava karara kaldı.
Çeşitli tarihlerde yaptığı konuşmalarda “Kamu görevlisine hakaret ettiği” iddiasıyla Demirtaş hakkında açılan 10 ayrı davanın birleştirildiği dava, Mersin 14. Asli Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 20 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan Demirtaş davaya, tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Duruşmada Demirtaş ve avukatları savunmalarını daha çok davanın usulüne ilişkin yaptı. Demirtaş, savcının kendi lehindeki hiçbir delili toplamadığını, aleyhindeki delilleriyse çarpıttığını savundu. Savcının mütalaasını kendisinin Kürt siyasetçi kimliği üzerine kurduğunu savunan Demirtaş, ayrımcılığa uğradığını ileri sürdü.
“Boyun eğmiyoruz, eğmeyeceğiz"
Suçlamaların sadece konuşmalarına yönelik olduğunu söyleyen Demirtaş, savcının dönemin siyasi atmosferini dikkate almadığı belirtti. Dönemin devleti yönetenlerinin idari talimatlarına bakılmadığını savunan Demirtaş, kendisine yönelik sosyal medyada yürütülen “linç kampanyasının” görmezden gelindiğini savundu.
Mütalaanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 14. ve 18. maddelerine aykırı olduğunu savunan Demirtaş, “Boyun eğmiyoruz, eğmeyeceğiz” dedi.
AİHS 14. ve 18. maddeleri kişisel hak ve özgürlüklerin hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin herkese eşit şekilde kullandırılmasını ve bu hak ve özgürlüklere getirilmesine izin verilen kısıtlamaların öngörüldükleri amaç dışında uygulanamayacağını hükme bağlıyor.
Demirtaş’ın avukatlarından Özgür Özbek iddianamede yer alan bazı dosya ve materyallerin fiziki olarak kendilerine ulaştırılmadığına işaret ederek mahkeme heyetinden bu dosyaların sağlanmasını talep etti. Mahkeme heyeti bu talebi kabul ederek, duruşmayı 15 Mayıs 2024’e erteledi.
Mükerrer ceza vurgusu
Duruşma sonrasında VOA Türkçe’ye konuşan Avukat Özbek, bazı taleplerinin kabul edilmediğini söyledi. Özbek dosyada mükerrer cezalandırma olabileceğine dikkat çekerek, “Özellikle TCK 301. Madde'de Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı alenen aşağılama suçunun olmayacağını, benzer bir suçun TCK 299’da Cumhurbaşkanı’na hakaret kapsamında düzenlenmiş olduğunu ve bu nedenle de mükerrer cezalandırmaya yol açtığı gerekçesiyle biz 301. Madde’deki 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti' ibaresinin anayasaya aykırılığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne bir başvuru yapılması, norm denetimi yapılması anlamında başvuru yapılması talebinde bulunmuştuk, mahkeme bu talebimizi reddetti” dedi.
Demirtaş hakkındaki suçlamalar
Demirtaş Mersin’deki davada 10 ayrı suçlamanın birleştirildiği bir dosyadan yargılanıyor. Dosyanın konusu Demirtaş’ın 2015 ve 2016 yıllarında farklı il ve ilçelerde düzenlenen mitinglerde ve etkinliklerde yaptığı konuşmalar.
Savcı, Demirtaş’ı bu konuşmalarda Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesi kapsamında “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini, yargı organlarını, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılama" ile suçluyor.
"Zincirleme suç" kapsamına alınan suçlarda dava suçun son işlendiği iddia edilen yerde görülüyor. Demirtaş’a yönelik suçlamalardan biri Mersin’de düzenlenen mitingle ilgili. Ancak bu aslında tarih olarak son miting değil. Buna karşın iddianameye son giren suçlama olduğu için birleştirilmiş dava Mersin’de görülüyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) farklı davalardan da yargılanan Demirtaş’ın başvuruları üzerine son olarak 2020’de haklarının ihlal edildiğine hükmetmiş ve tahliye edilmesini istemişti.
Forum