İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partinin lideri seçildikten sonra bugün ilk kez meclis grubuna hitap etti.
Dervişoğlu, 31 Mart yerel seçiminden sonra TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un siyasilerle görüşme trafiği yürüttüğü Anayasa değişikliğiyle ilgili partisinin görüşünü ortaya koyan açıklamalarda bulundu.
Müsavat Dervişoğlu, yeni anayasa hazırlığına kapıyı kapatarak, “Sayın Erdoğan’ın şahsi siyasi kariyerine hizmet etmek amacıyla anayasa değişikliği senaryosuna bir figüran aranıyorsa; İYİ Parti, böyle bir senaryonun içinde olmayacaktır” dedi.
“Erdoğan Anayasası’na sonuna kadar mücadele” sözü
Üçüncü büyük siyasi parti konumundaki İYİ Parti’nin yeni lideri, gerekirse partisinin tek başına yeni bir “Erdoğan Anayasasına” karşı sonuna kadar mücadele vereceğini söyledi.
AK Partili TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un yeni anayasa hazırlığı çerçevesinde geçen hafta İYİ Parti ve diğer siyasi partilerle temaslarını değerlendiren Dervişoğlu, “İktidar tarafından ülke gündemine dayatılan yeni anayasa tartışmaları, Türkiye’nin değil Sayın Erdoğan’ın ve varlıklarını, Sayın Erdoğan’ın varlığına armağan etmiş olan çevresinin gündemidir” dedi.
İYİ Parti’nin yeni genel başkanı, yeni anayasa arayışlarının, Türk milletinin yakıcı sorunlarına ve ihtiyaçlarına cevap veremeyeceğini, sadece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi ikbaline ve yeniden adaylık talebine yarayacağını öne sürdü. Dervişoğlu, şöyle konuştu:
“Milletin cebini yakan enflasyon durdurulamazken; ayda 10 bin lira ile ‘sürün’ denilen emeklinin evinde tencere kaynamıyorken, yaşıtlarından bir gün sonra işe başladığı için ‘Kusura bakma sen 17 yıl sonra emekli olacaksın’ denilenlerin gelecekleri mevzu bile edilmiyorken, memuru, işçisi ek hesaptan para çekip evine ekmek götürmeye; kredi kartının asgari borcunu da başka bir kredi kartından ödemeye çalışırken; öğrencisi KYK bursuyla hayatta kalma mücadelesi verirken; işsiz genci bir imkân bulup başka ülkelere kaçmak isterken yeni anayasadan bahsediyoruz. Şimdi bir kez daha Erdoğan’ın şahsi siyasi kariyerine hizmet etmek amacıyla anayasa değişikliği senaryosuna bir figüran aranıyorsa İYİ Parti, böyle bir senaryonun içinde olmayacaktır. İYİ Parti gerekirse tek başına yeni bir ‘Erdoğan Anayasasına’ karşı sonuna kadar mücadele verecektir.”
“’Milletin çeşitliliği’ gibi ucube bir kavram üzerinden yeni bir anayasa çalışmasını tartışmaya lüzum görmüyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Milletin çeşitliliğini referans alan bir anayasa yapacağız” şeklindeki sözlerini de eleştiren Dervişoğlu, şunları söyledi:
“Çünkü yarattığı fiili durumlardan meşruiyet devşirmeye alışkın Erdoğan, ülkeye doldurduğu fiili kaçak nüfusuna kılıf arama derdindedir. Biz bu filmi daha önce de gördük, millet tanımı değişsin, Türklük tanımı değişsin, sonrası malum…Biz, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden, O’nun kurucu ilkelerinden asla taviz vermeyeceğiz. Milli ve üniter devletten taraf olan bir siyasi parti olarak; ‘milletin çeşitliliği’ gibi ucube bir kavram üzerinden yeni bir anayasa çalışmasını tartışmaya dahi lüzum görmüyoruz. Eğer Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Anayasası’nın ilk dört maddesine, Cumhuriyet’in temel ilkelerine, Anayasa’nın 66. Maddesine yani ‘Türklüğe’ dokunmaya kalkarsanız, karşınızda yine İYİ Parti’yi bulacaksınız” diye konuştu.
“Gelin, küskünlükleri sonlandıralım”
27 Nisan'da yapılan İYİ Parti 5. Olağanüstü Kurultayı’nda üçüncü turda genel başkanlığı kazanan Dervişoğlu, ilk grup toplantısı konuşmasında, anayasa çalışmalarına ilişkin görüşlerinin yanı sıra hedeflerini de anlattı.
Dervişoğlu, “Ben sadece bir makamı, sadece bir koltuğu, sadece bir kürsüyü devralmadım. Milletimizin sesi olma, dertlere derman bulma ve memleketimize İYİ Parti’nin vizyonunu, projelerini, çözümlerini sunma hedefini taşıyan bir bayrak teslim aldım” ifadesini kullandı.
İYİ Parti’nin kurucu lideri Meral Akşener’e, parti teşkilatı ve kurultaydaki rakipleri Koray Aydın ile Mehmet Tolga Akalın’a teşekkür eden Devişoğlu, parti içi ayrılıklara son verilmesi çağrısı da yaptı. Dervişoğlu, “Gelin, küskünlükleri sonlandıralım” dedi.
İYİ Parti’nin yedi yıl önce, “Parti içi demokrasi, Türkiye için demokrasi” talebiyle yola çıktığını söyleyen Dervişoğlu’nun, bu çerçevede MHP’den demokrasi talepleri çerçevesinde ayrıldıklarını hatırlatması dikkat çekti.
Dervişoğlu, İYİ Parti’nin kuruluşunda olduğu gibi aynı amaç ile aynı çizgide ilerleyeceğini kaydederek, şunları ifade etti:
“(İYİ Parti) Milliyetçidir, demokrattır ve kalkınmacıdır. İYİ Parti mukaddesatçıdır: milleti millet yapan tüm milli ve manevi değerleri müştereken kucaklar. İYİ Parti hürriyetçidir: İnsanımızın, vatandaşlığından ve insan olmaktan kaynaklanan devredilemez, kısıtlanamaz haklarının önüne hiçbir engelin konulmadığı, ülkesinin bütünlüğünü, milletinin refahını isteyen hiçbir vatandaşımızın sesinin kısılmadığı ve bastırılmadığı bir Türkiye istiyoruz. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ne mutlu Türküm diyene” ifadesini, vatandaşlığın temeli olarak kabul edenleriz. Partimizin siyasetteki yeri ve pozisyonu; bu ilke ve hedefleri korumak ve yükseltmektir. Türk milletini içinde bulunduğu karanlıktan kurtarıp, aydınlık ufuklarla buluşturmak ana görevimizdir. Çünkü, İYİ Parti’nin kurucu iradesi, tek adam rejimine ve onun anayasal çerçevesi olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne karşı demokrasi ve hukuk mücadelesi verenlerin iradesidir.”
Dervişoğlu’ndan AYM ve AİHM mesajı
İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu, meclisteki ilk grup konuşmasında sadece anayasa tartışmaları ve parti içi konulara değinmekle kalmadı, Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları üzerinden adalet arayışlarına dair de mesajlar verdi.
Dervişoğlu, “Bizler, Cumhuriyete inanan Türk milliyetçileri, adaleti ne kendimize, ne de birilerine yaranmak için talep ediyoruz. Yahut dış piyasalarda kredi bulmak, şöhret olmak için değil, Avrupalılar, saati sorduğunda, önce ‘şu insanları bir serbest bırakın’ dediği için de değil, o teraziyi namus ve şeref bildiğimiz için istiyoruz” ifadesini de kullandı.
Dervişoğlu, bu ifadelerle, Osman Kavala örneğinde Gezi Davası kapsamındaki tutuklular ve uygulanmayan AYM ile AİHM kararlarıyla ilgili bakışını da paylaşmış oldu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, haftasonunda yaptığı bir açıklamada, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ndeki Türk temsilcilerle yaptığı temaslara atıfta bulunarak, temsilcilerin “Ağzımızı açsak karşımıza Kavala çıkıyor. Saati soruyorsun, ‘Sen önce Kavala’yı çıkar’ diyorlar” dediğini aktarmıştı.
Özel’in dün görüştüğü MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise görüşmeden önce partisinin grup toplantısında bu söze tepki göstermişti. Bahçeli, ”Neymiş, CHP Genel Başkanı, Avrupa Parlamentosu’nu ziyaret ettiğinde, 'saati sorunca, sen önce Kavala’yı çıkar' cevabını almış. Anlamadığımız şudur, Sayın Özel’in kolunda saati yok mudur? Haydi yok diyelim, beraberindeki arkadaşlarında da mı yoktur? Sayın Özel’in saati sormak yerine PKK’ye ve FETÖ’ye verilen destekleri muhataplarının yüzüne vurması gerekmez miydi? Türkiye hukuk devletidir, yargımız bağımsız ve tarafsızdır demesi taşıdığı sorumluluğa uygun düşmez miydi?"diye konuşmuştu.
MEB müfredatı ve Rusya’yla ilişkiler eleştirisi
Dervişoğlu, iktidar cephesini Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) açıkladığı yeni müfredatın içeriğiyle ilgili de eleştirdi.
İYİ Parti lideri, “Her yeni atanan bakanın yaptığı yeni müfredatta, Mavi Gözlü Bozkurt’umuz Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleri satırlardan silindi, Cumhuriyet tarihimizin sayfaları yırtıldı. Her değişiklikle bir matematik formülü daha çıkartıldı, bir bilimsel kuram daha sansüre uğrayıp, adeta okullardan atıldı. Milli eğitim programları, milli güvenlik politikaları gibidir. Yapay zekaya yazdırılmış ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ ucubesi ile Atatürksüz müfredat, Atatürksüz müfredat ile de Atatürksüz nesiller yetiştirmek planını anlayalım. Tevhid-i Tedrisat deyince ödü kopuyor. Her çocuğa temel eğitimde, eşit, ücretsiz ve nitelikli bir eğitimi hedefleyemiyor. Liyakat ve mülakat sarkacında hep mülakatı getiriyor. Çünkü derdi öğretmenleri atamak, bu ülkenin çocuklarını yetiştirmek değil, öğretmenleri özel sektörde köle emeği olarak çalıştırmak diyemiyor! İşte bu arsızlık ve izansızlık millete rağmen kurulmuş ve millete rağmen devam ettirilen ‘Şeyh uçmaz mürit uçurur’ düzeninin, nam-ı diğer Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin en kısa ve en anlaşılabilir özetidir” diye konuştu.
Dervişoğlu, iktidarın Rusya ve Çin politikaları hakkında ise, “Türkmeneli gönül coğrafyanızın neresinde? Kırım Türkleri’nin Putin’le ilişkilerinizde bir pul kadar değeri var mı? Soruyorum; Uygur Türkleri’nin Ayyıldızlı Gökbayrağı orada işkence gören, sürülen, öldürülenler yerli ve milli değerlerinizin neresindedir? Türk dış politikasını, dayatmaların uzağında maceralardan arınmış, aktif ama ihtiyatlı bir çizgiye ne zaman taşıyacaksınız?” dedi.
Forum