Erişilebilirlik

“Dezenformasyon Yasa Teklifi” Neler İçeriyor?


AKP hükümeti “Dezenformasyon Yasa Teklifi” üzerindeki son çalışmaları bayram sonrasında tamamlamayı planlarken, yeni yasal düzenlemenin medya ve sosyal medya için “sansür yasasına” dönüşmesinden ve seçim öncesi toplumsal muhalefete yönelik baskıyı arttırmasından endişe ediliyor.

Yeni yasayla, özellikle internetteki ve sosyal medyadaki “yalan” bilgilerin denetlenmesi ve bu denetlemeyi RTÜK yerine kurulacak “ihtisas mahkemelerinin” yapması öngörülüyor.

Haziran ayında Meclis gündemine getirilmesi beklenen teklifle, internet haberciliğinin de yasal altyapısının oluşturulması amaçlanıyor. Yeni düzenlemeye göre, internet medyasında çalışan gazeteciler 212 sayılı yasaya tabi olacak ve internet haber siteleri Basın İlan Kurumu’ndan ilan alabilecek.

Facebook, YouTube, Google'dan görüş

Yasa teklifi hazırlıkları sırasında TBMM Dijital Mecralar Komisyonu, Facebook, YouTube, Google, Tiktok, Linkedin ile sivil toplum kuruluşlarından temsilcileri dinledi.

AKP hükümeti yeni yasayla, sosyal ağlardaki kadın ve uyuşturucu ticareti, çocuğa ve kadına yönelik şiddetin önünün kesileceğini savunuyor.

AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal geçen hafta yaptığı açıklamada, 8 aydır çalışmalarını sürdürdükleri dezenformasyon yasasıyla ilgili bilgi verdi.

Avrupa Birliği'nin (AB) 23 Nisan 2022'de kabul ettiği, “Dijital Hizmetler Yasası”nı AKP'nin son aşamaya getirdiği yasa teklifine aynen ekleyeceklerini belirten Ünal, şöyle konuştu: "AB'nin üzerinde anlaşma sağladığı Dijital Hizmetler Yasası'nı olduğu gibi kendi yasamıza aktaracağız. Bu yasanın içeriğine baktığımızda, gerçek hayatta yasadışı olanın, internet ortamında da yasadışı olması gerektiği ilkesi esas alınıyor. İnternet kullanıcılarının temel haklarını daha iyi korumayı hedefliyorlar. Platformlar, bildirilen yasadışı ürün veya hizmet içeriğini hızla kaldırmak zorunda kalacak. Dijital platformlarda dezenformasyon önlenecek ve platformların algoritmalarının şeffaflığı artırılacak. Bu çok önemli. Çünkü algoritmaların şeffaflık konusu, özellikle dezenformasyonun denetiminde önemli bir nokta bizim için. Bunlarla ilgili alt düzenlemeler getirilecek" diye konuştu.

“Yasaya tüm siyasi liderlerin ihtiyacı var”

TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı, AKP Hatay milletvekili Hüseyin Yayman da geçen ay yaptığı açıklamada “dezenformasyon yasa” teklifiyle ilgili bilgiler paylaştı.

Yayman, “Bizim derdimiz hem gündelik hayatta hem kamu düzeninde hem toplumsal hayatta hem devlet-vatandaş ilişkisinde bu dezenformasyonu, yalan haberi ortadan kaldırmak ya da minimuma indirmektir" dedi.

Sosyal medyayla ilgili bir düzenleme yapılmadığını vurgulayan Yayman, “Biz, dezenformasyonla ilgili bir düzenleme yapıyoruz. Sosyal medyanın engellenmesi, kısıtlanması, asla böyle bir şey olamaz. Yasaklamalara karşıyız” ifadelerini kullandı.

Yayman, dezenformasyon yasasıyla siyasi liderlerin “hukukunu koruyacak, toplumsal lince, siyasal lince maruz bırakılmalarının önüne geçecek bir düzenlemeyi yapmak istediklerini" kaydederek, bu yasaya tüm siyasi liderlerin ihtiyacı olduğunu savundu.

“Elon Musk’lar türemesin”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise geçen hafta yaptığı açıklamada, yasa teklifinin TBMM’nin gündemine gelmesini beklediklerini dile getirerek, “Bir an önce gelmesinde fayda var. Elon Musk’lar Türkiye’de türemesin” dedi.

Bahçeli konuyla ilgili, "Türkiye'de şiddete ve hakarete dayalı, barışı bozan, gerginlik yaratan neler oluyorsa yüzde 80'i sosyal medyadan. Herkes birbirinin aleyhine yazarsa, ne kadar ağır şeyler söylerse o kadar makbule geçiyor. Buna bir son vermek lazım” diye konuştu.

“Niyet medya üzerindeki baskının dozunu arttırmaktır”

Sendikalar ve gazeteci örgütleri ise yeni yasa teklifinden endişeli.

VOA Türkçe’ye konuşan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Ankara Şube Başkanı Esra Koçak, “Şimdilik tasarıya ilişkin Erdoğan'ın sözlerinden ya da AKP'li kaynakların açıklamalarından başka bir veri yok elimizde ancak belli ki tasarı medyaya baskının artacağı bir süreci beraberinde getirecek” dedi.

“Elbette dezenformasyon ile mücadele edilmelidir. Ancak siyasal iktidarın daha önce çıkardığı yasalar gösteriyor ki, bu yasa da gazetecilere baskı ve sansür olarak geri dönecek” diyen Koçak, aslında Türkiye’de yalan haberlere ilişkin bir mevzuatın mevcut olduğuna, basın kanunu ve ilgili kanunların yalan haberde atılacak adımları gösterdiğine dikkat çekti.

Koçak, “Hakaret, iftira gibi ifade ve yayın yolu ile işlenebilecek suçların tamamı zaten bu yasa kapsamında yasak. Ayrıca terörle mücadele kanunu kapsamında ifade ile işlenebilecek terör örgütü propagandası yapmak gibi farklı suçlar da düzenlenmiş durumda. Bu kanun ve düzenlemelere uyulsa ve bunlar üzerinde iyileştirmeler yapılsa yeterli olabilecekken AKP'nin niyeti medya üzerindeki baskı ve şiddetin dozunu arttırmaktır” diye konuştu.

“Sansür yasası haline dönüşecek endişesi”

Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı ve “Media for Democracy“ Projesi Koordinatörü Yusuf Kanlı da VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, şunları söyledi: “Hem doğru haber hem de internet kullanıcılarının korunması açısından bu alanda bir düzenleme yapılması ihtiyacı vardı. Bu düzenlemelerin yeni bir sansür yasası haline dönüşmesi endişeleri vardı. Nitekim Sayın Mahir Ünal da açıklamasında ısrarla AB ve ABD’deki mevzuatın Türkiye’ye uyarlanarak alınacağını vurgulamıştır. Gerçekten ülkedeki yasakçı zihniyet ‘Dezenformasyona, yalan habere karşı meşru bir mücadele veriyorum’ bahanesiyle Türkiye medyasında tek nefes alınabilecek alan olarak kalan yeni medya platformlarını susturmaya, kontrol altına almaya mı çalışacak. Maalesef bu endişemiz vardır.”

“Amaç, toplumsal muhalefeti baskı altına almak”

Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Can Güleryüzlü de, “AKP iktidarı tarafından gelecek seçimlere yönelik toplumsal muhalefeti baskı altına alma amaçlı bir yasal düzenleme yapılacağını öngörüyoruz” dedi.

Güleryüzlü VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, AKP'lilerce yapılan açıklamalardan medyada çok sesliliği yok edecek, bu mecrayı kontrol altına alacak düzenlemelerin getirileceğini anlaşıldığını kaydetti. Güleryüzlü, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dezenformasyon, iktidar tarafından bahane olarak kullanılıyor. Amaç, iddia edildiği gibi yanlış bilgilerin yayılmasını engellemek değil AKP'nin yolsuzluklarını ve usulsüzlüklerini halktan gizlemek. AKP, gerçekleri halkın gündeminden kaçırarak, gelecek seçimlerde halkın sandıkta özgürce seçim yapabilecekleri atmosferi ortadan kaldırmayı hedefliyor. Medya üzerinde RTÜK ve Basın İlan Kurumu (BİK) ile yargı kararları aracılığıyla oluşturulmuş baskı ortamı, internet aracılığıyla yayıncılık üzerinde de hayata geçirilmek istiyor. Hali hazırda erişim engelleme kararlarıyla "kişilik hakları" gerekçesiyle pek çok haber sansürleniyor ancak insanlar bu haberleri Sosyal medyada yeniden yeniden paylaşarak unutulmamasını sağlıyor. Bu durum iktidarda rahatsızlık yaratıyor. Bu nedenle de seçimler öncesinde internet ortamında gerçekleri silecek yasal düzenlemeler hazırlanıyor.”

Komisyonda 9 AKP’li, 4 CHP’li üye

Yasa teklifi hazırlıkları sırasında 17 üyeli TBMM Dijital Mecralar Komisyonu'nda AKP’li Hüseyin Yaman’ın yanı sıra, yine AKP’den Yalova milletvekili Ahmet Büyükgümüş, Ankara milletvekili Zeynep Yıldız, Adana milletvekili Mehmet Şükrü Erdinç, Balıkesir milletvekili Mustafa Canbey, Bursa milletvekili Zafer Işık, İstanbul milletvekili Ravza Kavakçı Kan, Konya milletvekili Selma Özboyacı, Trabzon milletvekili Bahar Ayvazoğlu, MHP’den Yozgat milletvekili İbrahim Ethem Sedef, CHP’den İstanbul milletvekili Onursal Adıgüzel, İstanbul milletvekili Özgür Karabat, İzmir milletvekili Tuncay Özkan, Muğla milletvekili Burak Erbay, HDP’den Ağrı milletvekili Abdullah Koç, Diyarbakır milletvekili Dersim Dağ, İYİ Parti’den ise Ankara milletvekili Ayhan Altıntaş bulunuyor.

  • 16x9 Image

    Aslı Aral

    Ankara doğumlu Aslı Aral, ODTÜ Koleji’ni bitirdikten sonra lisans eğitimini Bilkent Üniversitesi İletişim ve Tasarım bölümünde, yüksek lisans eğitimini ise Londra'daki Westminster Üniversitesi'nde uluslararası gazetecilik ve yayıncılık üzerine yaptı. Mesleğe 2003 yılında Voice of America (VOA) Türkçe Servisi Ankara muhabirliğiyle başlayan Aral, 2004-2005 döneminde mezunu olduğu Bilkent Üniversitesi İletişim ve Tasarım bölümünde gazetecilik ve haber yazma dersleri verdi. 2006 yılında yabancı dil bilen muhabir sınavıyla Anadolu Ajansı'nda (AA) çalışmaya başlayan Aral, AA'da 2006-2009 yıllarında diplomasi muhabirliği yaptı. 2009 yılında AA'nın Londra Temsilcisi olarak İngiltere'ye atanan Aral, burada birçok uluslararası zirveyi, İngiltere'nin Brexit sürecini, İskoçya bağımsızlık referandumunu, Londra Olimpiyat Oyunlarını ve çok sayıda uluslararası olayı takip etti. 2017'de Türkiye'ye dönen Aral, 2021'de BM Uluslararası Göç Örgütü'ne (IOM) iletişim danışmanlığı yaptı. Aral, 2022'den bu yana ise VOA Türkçe Servisinde editörlük görevi yürütmektedir.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

XS
SM
MD
LG