Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Kadın Komisyonu, hükümete, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeme çağrısında bulundu. Komisyon “İstanbul Sözleşmesi yaşatır!” dedi.
Komisyondan yapılan yazılı açıklamada, sözleşmenin “Her geçen gün dozu artan çok yönlü saldırı altında” olduğu savunuldu. “Bazı çevrelerin bir süredir ’Türk aile yapısına zarar verdiği’ gerekçesiyle hedefine aldığı sözleşmeyle ilgili Cumhurbaşkanlığı makamından yükselen ses, bütün kadınları bekleyen büyük tehlikeye işaret ediyor” ifadeleri kullanıldı.
"Kadına yönelik şiddetin artmasına neden olacaktır"
Açıklamada, 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzalandığı için "İstanbul Sözleşmesi" olarak bilinen, “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nin, şiddetin önlenmesi konusunda kadınların elindeki en önemli araçlardan biri olduğu savunuldu. “Biz kadınlar hep birlikte onun etkin bir şekilde uygulanması için sesimizi yükseltirken, Cumhurbaşkanı’ndan gelen ‘Halk istiyorsa kaldırın’ söylemi, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin derinleşmesine ve kadına yönelik şiddetin artmasına neden olacaktır” denildi.
DİSK Kadın Komisyonu, hükümetin salgın koşullarından da faydalanarak kadınların ve işçi sınıfının kazanılmış haklarını yok edecek adımlar atmaya başladığını savundu. Komisyon, İstanbul Sözleşmesi’nin hedef tahtasına koyulmasını asla kabul etmeyeceklerini duyurdu.
“Şiddeti onaylamak anlamına gelir”
Açıklamada, sözleşmeden çekilmenin kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddeti onaylamak anlamına geleceği ileri sürüldü. “Yaşamak haktır, İstanbul Sözleşmesi, kadınları ve kız çocuklarını yaşatır!” ifadesi kullanıldı.
DİSK Kadın Komisyonu ayrıca sendikaları, meslek örgütlerini, demokratik kitle örgütlerini, "Kadınlardan yükselen sesi büyütmeye, başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere” kadın haklarını koruyan ve geliştiren her türlü yasaya sahip çıkmaya çağırdı.
“Halk istiyorsa kaldırın”
Komisyonun çağrısı, Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hafta içinde partisinin MYK ve İl Başkanları toplantısında verdiği ileri sürülen bir talimatın ardından geldi.
Hürriyet gazetesinden Gizem Karakış Baydar'ın haberine göre Erdoğan toplantıda “Çalışıp, gözden geçirin. Halk istiyorsa kaldırın. Halkın talebi kaldırılması yönündeyse, buna göre bir karar verilsin. Halk ne derse o olur” dedi.
AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş da 30 yerel televizyonda yayımlanan "Anadolu Soruyor Programı"nın canlı yayınında konuşmuş ve sözleşmeye katılımın yanlış olduğunu söylemişti. Kurtulmuş, "İstanbul Sözleşmesi'nin imzalanması gerçekten yanlıştı. 2011 yılında İstanbul'da imzalandı ve Türkiye, 2012'nin Kasım ayında bunu parlamentodan geçirerek yasalaştırdı. 2014'te de bu sözleşmeye imza atan ülke sayısı 10 ülkeye çıkınca 2014'te de İstanbul Sözleşmesi, uluslararası bir hukuk metni haline getirildi. Bu metnin içerisinde iki tane önemli husus var dikkat çekmemiz gereken ve bizimle asla uyuşmayan; bunlardan birisi toplumsal cinsiyet meselesi, bir de cinsel yönelim tercihi. Şimdi bunlar ve başka şeyler de var ama bu iki meselenin, LGBT vesaire gibi unsurların, marjinal unsurların ekmeğine yağ sürecek kavramlar olduğu ya da onların arkasına sığınarak faaliyet yapabilecekleri alanlar olduğu görülüyor” demişti.
Kurtulmuş, sözleşmeden çıkılabileceğini vurgulamış ve şu ifadeleri kullanmıştı: “Siyaset şöyle bir şey değil, siyaset yukarıda bir alan ve halk ne düşünüyor bununla ilgilenmeyen bir alan değil. Halkımızda böyle büyük bir beklenti varken AK Parti olarak biz buna bigane kalmayız. Nasıl usulünü yerine getirerek bu sözleşme imzalanmışsa, aynı şekilde usulü yerine getirilerek bu sözleşmeden çıkılır."