Erişilebilirlik

Diyarbakır Barosu ‘Kürtçe reçete’ için Sağlık Bakanlığı’na başvurdu


Diyarbakir Barosu E-Reçetem sistemine Kürtçe’nin de eklenmesi için Sağlık Bakanlığı’na başvurdu.
Diyarbakir Barosu E-Reçetem sistemine Kürtçe’nin de eklenmesi için Sağlık Bakanlığı’na başvurdu.

Sağlık Bakanlığı’nın E-Reçetem sistemine İngilizce, Almanca, Arapça, Fransızca ve Rusça dillerinin eklenmesi ancak Kürtçe’nin eklenmemesinin başlattığı tartışma büyüyor. Yeşil Sol Parti milletvekilleri tartışmayı Meclis’e taşırken, Diyarbakır Barosu sisteme Kürtçe’nin de eklenmesi için Sağlık Bakanlığı’na başvurdu.

Sağlık Bakanlığı’nın Fahrettin Koca’nın “E-Reçetem sistemine bu 5 dilin eklenmesine turistler ve yabancı uyruklu hastalar için ihtiyaç duyulmuştur. Kendi vatandaşlarımız içinse bu dillerden birinde reçete yazılması söz konusu değildir” sözleriyle açıkladığı düzenlemeye ilgili tartışmalara Diyarbakır Barosu da katıldı.

Sağlık Bakanlığı’na bir dilekçeyle başvuran Baro yönetimi sisteme Kürtçe’nin de eklenmesini isteyerek, “Türkiye’de Kürtler’in varlığı ve Kürtçe dilinin kamusal alanda kullanımına yönelik ayrımcı, yaygın ve sistematik engellemeler ile uygulamalar, E-Reçetem sistemine dair alınan kararda da kendini göstermektedir” dedi.

Kürtçe’ye yönelik ayrımcı uygulamanın sonlanması gerektiğini savunan Baro yönetimi, dilekçede şu görüşlere yer verdi: “Eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağı uluslararası hukukun temel bir unsurudur. Bu sayede eşit koşullardaki kişilere; hukuki olarak ve uygulamada eşit davranılması garanti altına alınır. Bununla birlikte, davranışlardaki her ayrımın veya farklılığın ayrımcılık teşkil etmeyeceğinin vurgulanması da önemlidir. Bu bağlamda, farklı dillerde kullanılabilen E Reçetem sisteminde, Kürtçe dilinin kullanımının olanaklı hale gelmesi hususunda gereğinin yapılmasını talep ederiz”

YSP konuyu Meclis’e taşıdı

Baro’nun ardından Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek tartışmayı TBMM gündemine taşıdı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren Çiçek’in sorduğu bazı sorular şöyle:

“-Kamusal alanda anadil kullanımının en kritik olduğu alanlardan birisi olan sağlık alanında neden Kürtçe hizmet verilmemektedir?

-E-Reçete sisteminde milyonlarca yurttaşın anadili olan Kürtçe’ye yer vermemenizin gerekçesi nedir?

-Hastaların kendi anadillerinde sağlık hizmeti alabilmesi tedavi sürecinin sağlıklı işlemesi açısından oldukça önemlidir. Türkiye'de en çok konuşulan ikinci dil olan Kürtçe'nin sağlık kuruluşlarında hizmet dili olarak yasallaşması ve uygulanması için herhangi bir çalışmanız var mıdır?

-Kürtçe'nin konuşulması ve Kürtçe hizmet verilmesi Bakanlığınızca sakıncalı olarak mı görülmektedir?”

Yeşil Sol Parti Van Milletvekili Gülderen Varli ise yaptığı yazılı açıklamada, Sağlık Bakanı Koca’nın da Kürt olduğunu savunarak, “Kürtçe, Bakanlık tarafından E-Reçetem sistemine alınmayarak milyonlarca yurttaşın dili yok sayılmıştır. Türkiye’de Kürt yurttaşlarının anadili birçok kamusal alanda olduğu gibi sağlık alanında da yok sayılmıştır. Son olarak E-Reçetem sisteminde Kürtçe ’ye yer verilmemesiyle, milyonlarca insanın en temel haklardan olan sağlık hakkı da engellenmiştir” dedi.

Kürtçe reçete sağlık turizmini etkiler mi?

Sağlık Bakanlığı, eleştiriler üzerine yaptığı açıklamada sisteme beş dilin eklenmesinin Türk vatandaşları için değil, turistler ve yabancı uyruklu hastalar için olduğunu kaydetti. Ancak Irak Kürdistan Bölgesinden Türkiye’ye her yıl ticaret, turizm ve sağlık turizmi amacıyla binlerce kişi geliyor. Burada Kürtçe’nin eklenmesinin sağlık turizmine etkisi gündeme geliyor.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şube Eş Başkanı Şiyar Güldiken, uygulamanın sağlık turizmine yönelik olmasına rağmen ayrımcılık yapıldığını savundu. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Güldiken, anadilde sağlık hizmetinin hak olduğunu dile getirerek, “Yıllardır ana dilinde sağlık hizmetinin kişinin kendini iyi hissetmesi ve hastalığının tedavisi konusunda olumlu etkisinin olduğunu ifade ediyoruz. Bunu öylesine söylemiyoruz. Bu bilimsel bir gerçeklik aslında. Bunu kendileri de biliyor ama Kürt'ün taleplerini görmezden gelme durumu var. Bir bütün yaklaşım olduğu için burada da bunu görüyoruz maalesef” diye konuştu.

Bölge ülkelerinden Türkiye’ye sağlık turizmi için gelenler olduğuna dikkat çeken Güldiken, şöyle konuştu: “Irak Kürdistan'dan gelen ya da İran'dan, Suriye'den gelen Kürtler ne olacak? Onlar İngilizce bilmiyor. Arapça da bilmiyor olabilir. Kendi ana dilinde sağlık hizmeti alamadığında nasıl olacak? Neresinden bakarsanız tablo ciddi bir çıkmaz ve her halükarda çelişkili bir durum.”

DİTAM: “Kürtçe’nin sağlık hizmetlerinde kullanılması gerekli”

Merkezi Diyarbakır’da bulunan Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) tarafından yapılan açıklamada ise Kürtçe’nin de E-Reçetem sistemine eklenmesinin hem bir hak hem de hastalıkların tanı ve tedavisinin doğru sonuçlanması açısından gerekli olduğu vurgulandı.

DİTAM’ın 2012 yılında yaptığı “Diyarbakır’da Hasta- Hekim-Eczacı İletişiminde Dilden Kaynaklanan Sorunlar Araştırması”na atıfta bulunulan açıklamada, araştırmadan çıkan sonuçların hala güncelliğini koruduğu vurgulandı. DİTAM’ın 11 yıl önceki araştırmasından çıkan bazı sonuçlar şöyle:

“-Hastaların önemli bir kısmı Kürtçe iletişim kurmak istemektedir, buna karşılık anadili Türkçe olan hekimler zamanla hastanın dilini öğrenebilmektedir.

-Aynı anadile sahip hekim ve hastalar bu dilde iletişim kurmaktadırlar.

-Hekimlerin yaşı ve anadili ‘iletişimde dil sorunu yaşama’ sıklığını etkilememektedir.

-Kadın hekimlerin daha azı Kürtçe bildiklerinden kadın hekimler iletişimde dil sorununu daha fazla yaşamaktadır.

-Dilden kaynaklanan iletişim sorunları öykü alma, tanı koyma, fazla tetkik isteme, yanlış tanı koyma, önerilen tedaviyi anlamama, hastaların soru soramaması gibi mesleki uygulamalarda yüzde 3,6- 21,6 arasında değişen oranlarda her zaman ve sıklıkla sorun yaşadıklarını belirtmektedirler. Hekimlerin ana dillerine göre bu sorunların sıklığı değişmemektedir.

-Hasta- hekim iletişiminde dilden kaynaklanan sorunlar daha çok 50 yaş üzerinde olan, ilçelerden gelen ve kadın hastalarla olmaktadır.

Forum

STÜDYO VOA

Blinken: ''İsrail'in Refah'ta sivilleri korumaya yönelik inandırıcı bir planı yok'' - 13 Mayıs
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:19 0:00
XS
SM
MD
LG