Erişilebilirlik

Diyarbakır Barosu: ‘OHAL Cezaevlerinde Hak İhlallerini Arttırdı’


Diyarbakır Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu, cezaevlerinde yaşanan sorunları belirlemek amacıyla 2017 yılında Türkiye’nin farklı illerinde bulunan 20 cezaevini 40 defadan fazla ziyaret etti. Yıl boyunca devam eden ziyaretlerde 92 mahkumla görüşen komisyon üyeleri, 18 ayrı rapor hazırladı. Komisyon bu raporları derleyerek cezaevlerinin 2017 yılını değerlendiren bir rapor hazırladı. Rapor, Baro İnsan Hakları İzleme Merkezi Sorumlusu Avukat Neşet Girasun tarafından açıklandı.

Diyarbakır Barosu: ‘OHAL Cezaevlerinde Hak İhlallerini Arttırdı’
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:06:21 0:00

Girasun, OHAL ile birlikte ihlallerin arttığına dikkat çekerek, “OHAL’in ülke genelinde ilanından sonra, cezaevlerinde yıllardır yaşanan hak ihlalleri ve sorunlar gözle görülür ve hissedilir bir şekilde artmıştır.Bu raporun cezaevlerinde yaşanan ağır hak ihlalleri ile hukuksuz ve keyfi uygulamaların sona erdirilmesi açısından bir adım olmasını diliyoruz. Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin yaşanmaması açısından baştaAdalet Bakanlığını ve bütün ilgilileri önlem almaya çağrıda bulunuyor ve bu sürecin takipçisi olacağımızı duyuruyoruz” dedi.

Raporun giriş bölümünde, cezaevlerinde yaşanan sorunlar sıralandı. Öne çıkan sorunlar şöyle:

“-Dezavantajlı grupların başında gelen çocuk yaştaki mahpuslar, cezaevlerinde hak ihlallerine çokça maruz kalmaktadır.

-Sağlık hakkına erişimin engellenmesi ziyaret edilen cezaevlerinin neredeyse tamamında temel bir problem olarak ifade edilmiştir.

-Mahpus olan anneleri ile birlikte cezaevlerinde yaşamak zorunda kalan küçük yaştaki çocukların ve annelerinin bulundukları ortamın şartlarından psikolojik ve fiziksel açıdan olumsuz etkilendikleri gözlemlenmiştir.

-Birçok cezaevinde mahpusların çeşitli nedenlerle cezaevlerinden nakilleri sırasında kelepçenin tersten takılması ve cezaevi personellerinin sözlü ve fiziki tacizlerde bulunması, banyo ve tuvaletleri görecek şekilde kameraların yerleştirilmesi, mevzuata aykırı olan kimlik kartı taşıma dayatması ve bazı mahpusların kameralarla donatılan, her tarafı sünger veya benzeri bir malzeme ile kaplı “süngerli oda” olarak tabir edilen odalarda keyfi bir şekilde tutulması gibi birçok uygulama, kötü muamele ve işkence yasağının ihlali anlamına gelmektedir.”

Baronun çözüm önerileri ise raporda şöyle sıralandı:

“- Mahpusların tedavilerinin düzenli bir şekilde uygun koşullarda yapılması sağlanmalı, hekime ve sağlık birimlerine ulaşmada hızlı ve etkin bir şekilde hareket edecek kurumsal mekanizmalar oluşturulmalı, bu bağlamda sağlık koşulları sebebiyle tahliye olması gereken mahpusların, mevzuat ya da Adli Tıp uygulamaları gibi engellere takılmadan tahliyeleri sağlanmalıdır.

-Cezaevi çalışanları ve idaresinin olumsuz ve hatta suç teşkil eden tavır ve tutumlarının önüne geçmek için etkili bir denetim mekanizması oluşturulmalı, sorumlular hakkında idari ve adli soruşturma yürütülerek cezasızlığın önüne geçilmelidir.

-Savunma hakkının etkin bir şekilde kullanılması hususu ceza hukuku açısından hayati derecede önem taşıdığından bu hakkı ihlal eden her türlü keyfi uygulamadan vazgeçilmelidir. Anadilde savunma hakkının etkin şekilde kullandırılması sağlanmalıdır.

- Çocuk cezaevlerine ilişkin politikaların ve mevzuatın gözden geçirilerek çocuklara tam koruma sağlayan sağlıklı bir yaşam alanı oluşturulmalıdır.

-Mahpus olan anneleri ile birlikte cezaevinde kalmak zorunda olan çocukların ihtiyaçları ve psikolojik durumları gözetilerek gerekli önlemlerin alınması ve uygun ortamların yaratılması gerekmektedir.”

XS
SM
MD
LG