Türkiye’deki sokak hayvanlarına ilişkin yasa tasarısı TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda kabul edilerek yasalaşmaya bir adım daha yaklaşırken, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne ait Hayvan Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi 15 yıldır kentteki sokak hayvanlarının umudu oluyor.
Diyarbakır-Elâzığ karayolu üzerinde bulunan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Hayvan Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi, eski belediye başkanı Osman Baydemir tarafından kuruldu. Türkiye’nin ilk ve en büyük hayvan barınaklarından olan tesis, 15 yıldır kesintisiz sokak hayvanlarına hizmet veriyor.
Hayvansever örgütleri, veteriner mesleği kuruluşları ile barolar gibi sivil toplum kuruluşları tarafından tepkiyle karşılanan “Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin komisyonlarda görüşülmeye başlanmasıyla barınak bir kez daha gündeme geldi.
Peki barınakta neler yapılıyor? Sokak hayvanlarıyla ilgili ihbarlara ve şikayetlere konu olan hayvanlar ekipler tarafından merkeze getiriliyor. Önce varsa hastalıkları tedavi ediliyor. Tedavinin ardından kısırlaştırılan hayvanlar “5199 Hayvanları Koruma Yasası” gereği alındığı yere bırakılıyor. Hayvan sokakta yaşayamayacak durumda ise barınakta koruma altına alınıyor.
Merkezde görevli veteriner hekimler her sabah kafesleri dolaşarak hayvanları kontrol ediyor. Tedavisi süren hayvanları tedavisi yapılıyor. Tedavilerin ardından başka bir ekip mama ve su dağıtmaya başlıyor.
Merkez Sorumlusu Veteriner Hekim Jehat Altun, Diyarbakır’da yaklaşık 60 bin sokak hayvanının bulunduğunu söyledi. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Altun, son 3 ayda 5 bin 364 sokak hayvanına müdahale edildiğini söyledi.
Altun, “Bize gelen toplam 2 bin 700 ihbar değerlendirilmiş. Bu ihbarlar sonucu son 3 ayda müdahale ettiğimiz hayvan sayısı 5 bin 364. Bunların bin 449’u köpek. Toplam 500 taneye yakın kısırlaştırmamız var. Çünkü şu an kısırlaştırmaları havaların aşırı sıcak olmasından kaynaklı minimum seviyede tutmaya çalışıyoruz. Çünkü hayvanlar, anesteziden kaynaklı zarar görüyorlar. O yüzden havaların biraz daha serinlenmesinden sonra kısırlaştırmayı yükseğe çekeceğiz” dedi.
“Sokak hayvanları rehabilite oluyor”
Merkezde 400’ü köpek, 60’ı kedi olmak üzere 470’e yakın hayvan bulunduğuna dikkat çeken Altun, merkezin sokak hayvanları için önemini şu cümlelerle açıkladı: “Böyle bir yerin sokak hayvanları için önemi aslında çalışma mekanizmasıdır. Zaten bizim adımız hayvan barınağı değil, hayvan bakım evi ve rehabilitasyon merkezidir. En önemli olay hayvanların burada rehabilite edilmesidir. Sizin de gördüğünüz gibi köpekler genelde gruplar halinde yaşıyorlar. Burada sosyalleşmeden kaynaklı bir rehabilitasyon sürecine tabi tutuluyor. Buranın önemi aslında daha çok rehabilitasyon merkezi olması ve kısırlaştırılma yapılması. Popülasyonun kontrol altına alınmasının en büyük, en köklü yolu kısırlaştırmadır.”
Barınaklar çözüm olur mu?
Altun’a göre son günlerde gündeme gelen ve tartışmalara yol açan sorunların çözümü barınak sayısının arttırılmasından geçiyor.
Diyarbakır’da tek barınak olması nedeniyle sorunun daha fazla hissedildiğini ifade eden Altun, “Biz meslek grubu olarak da belediye başkanlarımızın görüşü olarak da yaşatmaktan yanayız. Biz yaşatma taraftarıyız ve popülasyonun kontrol altına alınmasında bakım evlerinin öneminin çok büyük olduğunu düşünüyorum. Diyarbakır'da tek bakım evi olmamızdan kaynaklı sorunun bizde daha büyük hissedildiğini düşünüyorum. Yeni barınakların açılarak sorunun daha köklü, daha radikal çözümlerle çözülebileceği düşünülüyor. Yeterli kısırlaştırma ile popülasyonun kontrol altına alınabileceğini düşünüyorum ve gördük bunu” diye konuştu.
Eylül ayında kısırlaştırma kampanyası düzenlenecek
Kısırlaştırma işleminin başlamasından bir yıl sonra popülasyonun azaldığının gözlemlenebileceğini savunan Altun, “Diğer ilçe ve alt kademe belediyelerle görüşüp Eylül ayında köklü bir kısırlaştırma kampanyasını başlatmış olacağız” şeklinde konuştu.
Forum