Diyarbakır’da haftasonu düzenlenen "Kürtler ne yapmalı?" konulu çalıştaya katılan siyasi partilerden sonra bu kez DEM Parti’ye yakın siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları ortak açıklama yaptı.
Açıklamada, Suriye Kürtler'ine statü verilmesi çağrısı yapılarak, statünün Türk halkına ve Türkiye’ye zarar vermeyeceği dile getirildi.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Kürdistan Komünist Partisi (KKP), Azadi Hareketi, İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA), Devrimci Doğu Kültür Derneği (DDKD) ve Şeyh Sait Derneği ve Kürt Kadın Platformu'ndan oluşan Kürt partileri ile sivil toplum kuruluşları Suriye’deki Kürt bölgelerinde yaşanan gelişmeleri değerlendirmek üzere bugün bir basın toplantısı düzenledi.
Kütçe düzenlenen basın toplantısında ortak metni DBP Diplomasi Eş Sözcüsü Berivan Helen Işık okudu. Işık, tüm Kürtlere Suriye’deki Kürtler'in statü kazanması için çaba göstermesi çağrısı yaptı.
Helen Işık, uluslararası kamuoyuna da çağrıda bulunarak, “Ortadoğu'daki kaosun çözümü için Kürt halkının haklarının tanınması gerekiyor. Bu nedenle biz Kürt parti, örgüt ve kurumları olarak uluslararası kamuoyunu Rojava Kürdistan'ı desteklemeye, Kürt halkının buradaki statüsünü tanımaya ve desteklemeye çağırıyoruz. Bu insani, ahlaki ve vicdani bir sorumluluktur” dedi.
Türkiye’ye de seslenen Helen Işık, Kürtler'e verilecek bir statünün Türkiye’ye zarar vermeyeceğini savunarak, “Son çağrımız Türkiye halkına ve Türk hükümetinedir. Kürt halkının statüsünü ve haklarını azaltmayın, zayıflatmayın. Kürt halkının varlığı Türk halkına zarar vermez. Aslında bin yıllık kardeşlikten söz etmek için Türkiye'nin bugün Rojava'daki Kürt halkının kazanımlarına, statülerine saldırmaması, tam tersine temas ve desteği sürdürmesi gerekiyor. Bununla diyoruz ki bugün Rojava'nın statüsünü koruma günüdür. Rojava'yı birlikte koruyalım” diye konuştu.
Aşiti: “Kürtler birlik olursa muhatap alınır”
Ortak açıklamanın ardından basın metninin imzalayan parti ve kurumların temsilcileri söz aldı. Azadi Hareketi temsilcisi Ayetullah Aşiti, “Biz niye çözüm üretemiyoruz?” dedi ve birlik çağrısı yaptı.
Aşiti, “Kürt halkı Rojava meselesinde birlikte hareket ederse dünya onları muhatap kabul eder” diye konuştu.
Suriye’de federasyon talebi
Kürdistan Komünist Partisi (KKP) adına söz alan Yasin Yetişgen ise Suriye’de ortaya çıkan yeni durumun risk ve fırsatlar barındırdığını savundu. Yetişgen, “Kürtler ancak ulusal birliğini sağlayarak buradan çıkabilirler. Yeni oluşacak Suriye’de tüm halklar yerini alabilir, bunun yolu federasyondur. Türk devletinin ‘Kürt anasını görmesin’ politikası artık iflas etmiştir. Kürtsüz ne Ortadoğu ne Suriye’de çözüm mümkündür” ifadesini kullandı ve Türkiye’nin Suriye Demokratik Güçleri ile görüşmesini istedi.
Suriye’de Lozan vurgusu
DDKD Genel Başkanı Abdulhey Okumuş ise yaşanan gelişmeleri “Lozan sürecine” benzetti. Okumuş, Kürtlerin 100 yılda bir gelebilecek bir fırsat yakaladığını dile getirerek, şunları söyledi:
“Gelişmeler Lozan gibi kapımıza geldi. Her gün gelmiyor bu fırsat, 100 yılda bir geliyor. Buna sahip çıkmalıyız. Rojava’nın statüsünü savunmalıyız ki resmi olarak tanınsın, dünyada tanınsın. Yeni Suriye rejiminin de tabanı çok sağlam değil. Kürtler onlarla muhatap olup taleplerini dile getirerek başarılarını artırabilirler. Dünyaya da bunu kabullendirir."
Şeyh Sait Derneği adına söz alan Azad Zal, Kürtlerin kendi arasında barış sağlaması gerektiğine vurgu yaparak şunları dile getirdi:
“Bu durum Kürtler adına siyaset yapan, Kürtler adına yapılan siyasette irade sahibi olanlar için de geçerlidir. Onlar da hem kendi içlerinde hem toplumda barışçı, umut verici ve özgürlükçü bir perspektife sahip olmalıdır. Savaş her zaman var. Dünya paylaşıldığından beri savaş vardır. Halk, başta Kürt halkı bunu hak ediyor. Çünkü en çok Kürt halkı ezildi ve baş eğmedi. 100 yıl önceki 1925’ten sonra 2025 yılı özgürlük, barış, eşitlik ve Kürtlerin kurtuluş yılı olsun."
DBP Eş Genel Başkanı Kılıçgün Uçar: “Dünyanın Rojava’ya borcu var”
Toplantıda son sözü alan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar da Kürt sorununun Kürtlerin varlığı ve onun tanınması olduğunu ifade etti. Kılıçgün Uçar, Kürtlerin geleceğinin tehlike altında olduğunu savunarak şöyle konuştu:
“SMO ve HTŞ üzerinden kontrolü ele geçirmeye çalışıyorlar. Suriye’de, Rojava’da Araplar, Kürtler, Süryaniler var. Baskıcı anlayışa karşı bu halk orada bir devrim yaptı ve demokratik bir sistem kurdu. Bu sistemi koruyacağız. Türkiye ona müdahale edemez. Ortadoğu devletleri müdahale edemez. Suriye’de ancak halklar kendi sistemini inşa edebilir. Suriye halkları otoriter, despotik rejimleri biliyorlar ve bunu istemiyorlar. Sadece dört parça Kürdistan değil bütün dünyanın Rojava’ya borcu var. Rojava’yı koruyarak ona olan borcumuzu ödeyelim. Rojava bizim gözümüzde bir sarmaşık gibidir bu sarmaşığın her tarafa dolanmasını temenni ediyoruz. Elimizde sadece Rojava kaldı. Ya bu sistemi kuracağız ya da otoriter rejim bizi boğacak. Rojava’ya bundan sonra daha fazla sahip çıkacağız."
Toplantı Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde kapalı mekânda düzenlenmesine rağmen polisin çevrede yoğun güvenlik önlemi alması dikkati çekti.
Haftasonu yapılan toplantıya DEM Parti davet edilmemişti
Bugünkü ortak basın toplantısına DEM Parti’ye yakın parti ve STK’lar katıldı.
Haftasonu Diyarbakır’da yapılan ve Suriye’de Esat rejiminin yıkılmasının ardından Kürtler’in nasıl bir yol izleyeceğinin tartışıldığı çalıştaya DEM Parti ve HÜDA-PAR davet edilmemişti.
Kürdistan Yurtseverler Partisi (PWK), Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) ile Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) tarafından düzenlenen "Yaşanan son gelişmeler ışığında Kürtler ne yapmalıdırlar?" konulu çalıştaya Kürt partilerinden 200’e yakın temsilcisi katılmıştı.
Çalıştaydan sonra açıklanan sonuç bildirgesinde, PKK’ya silah bırakma, Suriye Kürtleri’ne ise Şam’daki yeni yönetime karşı birlik içinde olma çağrısı yapılmıştı.
Forum