Erişilebilirlik

‘Trump Yönetiminde Gülen’e Baskılar Artabilir’


‘Trump Yönetiminde Gülen’e Baskılar Artabilir’
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:07:31 0:00

“ABD Gizli Belgelerinde Fethullah Gülen” başlıklı kitabında Fethullah Gülen’in Amerika’daki hayatını belgelerle ortaya koyan gazeteci Razi Canikligil, Gülen hareketinin yıllardır tüm yatırımlarını Hillary Clinton’a yaptığını, bu açıdan da Trump yönetiminin Fethullah Gülen için iyi bir alternatif olmadığı görüşünü dile getirdi.

15 Temmuz darbe girişiminin arkasında olmakla suçlanan Fethullah Gülen’in iade süreci, Türk-Amerikan ilişkilerinde en çok konuşulan konu olmayı sürdürüyor.

Gülen’in Amerika’daki varlığı ve yapılanması ile Türkiye’ye iade edilip-edilmeyeceği sorusu, 15 Temmuz’dan sonraki dönemde bambaşka bir aciliyet kazanmış durumda.

Amerika, Gülen’i iade edecek mi? Gülen iddia edildiği gibi Amerika’nın koruması altında mı? Amerika’da 20 Ocak’ta göreve başlayacak Trump yönetimi Gülen konusunu nasıl idare edecek?

Tüm bu soruları Hürriyet gazetesinin New York ve Birleşmiş Milletler Temsilcisi Razi Canikligil ile konuştuk.

Canikligil, “ABD Gizli Belgelerinde Fethullah Gülen” başlıklı son kitabında Gülen’in Amerika macerasını belgelerle ortaya koyuyor. Bu belgeler Amerika’nın Gülen’e bakışına dair net ipuçlarını da içeriyor.

Gülen’in Yeşil Kart alma sürecinden kurduğu okullara, stratejik siyasi ilişkilerine ve bugünkü iade sürecine kadar merak edilen birçok sorunun yanıtı kitapta mevcut.

“15 Temmuz sonrası bilgi kirliliği”

Fethullah Gülen’in Amerika’daki Yeşil Kart davasını ve sponsorlarının listesini ilk yayımlayan gazeteci olan Canikligil, kendisini Gülen’in Amerika’daki varlığıyla ilgili kitap yazmaya iten ana nedenin, Türkiye’de 15 Temmuz sonrasındaki bilgi kirliliği olduğunu söyledi.

Canikligil şöyle konuştu: “15 Temmuz darbe girişiminin ardından bir bilgi kirliliğinin olduğunun farkına vardım medyada, işte ABD Gülen'in arkasında, CIA Gülen'i destekliyor şeklinde çok güçlü algılar vardı. Ben buna inanmıyordum çünkü elime geçen belgelerde durum bunun aksini gösteriyordu.

Bir kere ABD Gülen'in Yeşil Kart'ını reddetmişti ve Gülen daha sonra temyiz davası açmıştı, temyizde de geri çevrildi. Ardından federal mahkemeye dava açtı Fethullah Gülen, işte kasten Yeşil Kartı'nın verilmediğini, bunun arkasında siyasi amaçlar olduğunu, George W.Bush hükümetinin kendisini engellediği yönünde itirazlarda bulunmuş ve mahkemeye dilekçe vermişti(…)

Tabi Fethullah Gülen bu açtığı davayı kazanmıştı, kazanması da çok sürpriz olmuştu. Fakat kazandığı dönemde elime geçen evraklarda Amerikalı senatörlerden, milletvekillerinden sunulan mektuplar vardı ve bu mektuplarda senatörlerin ve milletvekillerinin yardımcı olamadıklarını Gülen'e bildirdiklerini görüyorum.”

Amerikan yönetiminin Gülen’e bakışı

Canikligil, Gülen’in Yeşil Kart başvurusu süreci devam ettiği sırada Amerikan Göçmenlik ve Vatandaşlık Dairesi’nin kendisi hakkında hazırlamış olduğu bir rapora kitabında detaylarıyla yer vermiş.

Son derece çarpıcı detaylar içeren rapor o dönem Amerikan yönetiminin Gülen’e bakışını adeta net biçimde ortaya koyar nitelikte.

Canikligil raporla ilgili şunları söyledi: “Şimdi bu rapor gizli bir rapor, üzerinde gizli rapor yazıyor, 9 sayfa ve göçmenlik dairesi tarafından, raportör tarafından yazılmış ve raporda kullanılan ifadelerde kısaca Gülen'in Amerika'ya gelişi ve bütün detaylı bilgileri, hangi vizeyle geldiği, vize numarası ne, daha sonra hangi statüye geçti, ardından Yeşil Kart başvurusunu ne üzerinden yaptı, nerede bekletiliyor şeklinde anlatıyor fakat raporda belirttiği şu var; ‘Benden bu başvurunun engellenmesi istendi taraflarca’. Taraflar dediği Amerika Adalet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve İç Güvenlik Bakanlığı. Tabi burada adı geçen raportörün çalıştığı vatandaşlık ve göçmenlik dairesi İç Güvenlik Bakanlığı'na bağlı ve tabi bu üç bakanlık raportöre ‘Bize Fethullah Gülen'in davasını araştır, biz bunun başvurusunun engellenmesini istiyoruz, bununla ilgili yasal gerekçeleri bize bul, başvurunun şartlarını ve Gülen'in uyumluluğunu araştır, bu yetkilere sahip mi, bu statüye sahip mi, veya biz reddetmek için ne gerekçeler sunabilir, bunları araştır’ diyor. Rapor, 2006 yılında hazırlanmış. Ocak ayında, raportör gidiyor Gülen'le işte o meşhur Pennsylvania'daki Gülen'in kaldığı yerde kendisiyle röportaj yapıyor, sorular yöneltiyor(…) Gülen'in tabi dikkat edilmesi, gerçekten dikkat edilmesi gereken bir kişilik olduğunu raporunda açıkça belirtiyor, ya da Amerikan hükümetini uyarıyor, çok karmaşık ve kompleks bir organizasyon olduğunu söylüyor ve çok dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor. Fakat tabi reddetmek için 5 değişik öneride bulunuyor üç bakanlığa, yani taraflara, ve bu rapor sonrasında Amerikan hükümeti, yani USCIS başvuruyu reddediyor.”

“Gülen hareketi davayı çok iyi kullandı”

Caniklioğlu, federal yargıcın Yeşil Kart davasında yönetimin duruşunun aksine Gülen lehine karar vermesini Amerika’daki Gülen hareketinin çok iyi kullandığı görüşünü dile getirerek, şunları kaydetti:

“Yeşil Kart davasını kazandıktan sonra bir anda böyle bunu sanki Amerika arkamızda, CIA arkamızda gibi gösterdi. Bütün toplum bunu böyle algıladı. Halbuki Graham Fuller CIA'de 4 yıl çalışmış, emekli. CIA'den emekli 10 binlerce ajan vardır herhalde, bunlardan bir tanesinin Gülen'e sempatisi var evet onun hakkında yazılar yazıyor onun toplantılarına katılıyor fakat bu CIA'in Gülen'i desteklediği anlamına gelir mi, gerçekten bütün kaynağımız bu mu? Yani bu bana inandırıcı gelmedi. Ama bence Gülen organizasyonu bunu çok iyi kullandı, çok iyi marka yaptılar.”

“Trump döneminde Gülen’e baskılar artacak”

Canikligil, Amerika’da Donald Trump yönetiminde Gülen’e yönelik baskıların artacağını tahmin ediyor. Canikligil, Gülen hareketine bağlı sözleşmeli okulların tümden kapatılmasına pek ihtimal vermediğini ancak kademeli olarak sözleşmelerinin yenilenmemesi yoluna gidilebileceğini söyledi.

Ama Gülen’in daha uzun süre Amerika’da kalıcı olabileceğini düşündüğünü ifade eden Caniklioğlu şunları söyledi: “Kesinlikle artacaktır (baskı) ama bu Gülen'i yok etmez çünkü sonuçta burası hukuk devleti(…) Fethullah Gülen'in yaşı çok önemli bir faktör. Yani ilerleyen yaşı yüzünden iade ve tutuklama olaylarının pek gerçekleşeceğini sanmıyorum. Yani yıllar sürecektir fakat baskı artacaktır. Bu baskıya Fethullah Gülen'in ne kadar direneceğini bilemiyorum, zaman gösterecek ama Amerikan hükümeti mutlaka bir şekilde ikna etmeye çalışıp, baskı yapıp ya işte operasyonlarını küçültmeye yani tamamen artık inzivaya çekilmeye (zorlayabilir) ya da işte ‘başka ülkeye git’ diyebilir. Ama Fethullah Gülen'in ben yani burada hukuku kullanarak yargıyı kullanarak daha en az 3-5 sene, belki daha uzun zaman kalabileceğini düşünüyorum çünkü Amerikan adli sistemi buna elverişli. Federal mahkemeye gittiği zaman, yani adalet bakanlığı bunu kabul eder, federal mahkemeye verirse burada yargıç buna karar verecek ve burada tabi duruşma olacak. Bakın Sarraf davası 9 ay daha ertelendi, yani neredeyse 2 sene geçmiş olacak ve daha başlamamış olacak. Dolayısıyla bunları ertelemek, uzatmak çok kolay, yani Gülen'in avukatları bunları ellerinden geldiği kadar uzatacaklar engelleyecekler her türlü yasal şey bulacaklar ve en iyi avukat ekiplerini kuracaklardır.”

Canikligil, Gülen hareketinin yıllardır tüm yatırımlarını Hillary Clinton’a yaptığını, bu açıdan da Trump yönetiminin Fethullah Gülen için iyi bir alternatif olmadığı görüşünü dile getirdi.

Razi Canikligil, “Trump yönetimi Fethullah Gülen için iyi bir alternatif değil. Çünkü bütün yatırımlarını (Hillary) Clinton’a yapıyorlardı. 2007 yılından bu yana yüz binlerce dolar seçim yardımı yaptığını zaten kayıtlarda gördük. Öte yandan Cumhuriyetçilere hiçbir yatırımları olmadı. Buna cumhuriyetçilerin tepkisi nasıl olur bunu göreceğiz” diye konuştu.

XS
SM
MD
LG