Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından 1993 yılında alınan kararla 3 Mayıs, “Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ olarak ilan edildi.
Dünyanın pek çok ülkesinde giderek azalan basın özgürlükleri ve gazetecilere yönelik saldırılara, bu yıl 26’ıncısı kutlanan 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde tepkiler yağdı.
Türkiye basın özgürlüğüyle ilgili tepkilerin odağında
Bu yıl tepkilerin odağında yine en fazla gazetecinin hapiste olduğu ve basın ve ifade özgürlüklerinin giderek kısıtlandığı öne sürülen Türkiye vardı.
Uluslararası Af Örgütü, Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) verilerine göreTürkiye’nin gazeteciler için “en büyük hapishane” olmayı sürdürdüğünü kaydetti. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF), Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Türkiye’nin 180 ülke arasında 157’nci sırada yer aldığını ifade edildi.
Uluslararası Af Örgütü, Türkiye’de hapiste bulunan gazetecilere destek, dayanışma ve verilen hapis cezalarına tepkilerini belirtmek için Twitter’da kampanya başlattı. Grup, takipçilerine Türkiye’deki gazetecilerin durumuna tepki çekmek ve destek vermek için “ Bir Tweet’de siz atın” çağrısında bulundu.
New York Times gazetesinde, Türkiye’de basın özgürlüğünü ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren tam sayfa ilanlar yer aldı.
New York’taysa BM Genel Merkezinde UNESCO tarafından “Demokrasi İçin Medya Konferansı” düzenlendi. Açılış konuşmasını BM Genel Kurul Başkanı Maria Fernanda Espinosa’nın yaptığı konferansta, gazetecilik ve seçim dönemlerinde yaşanan dezenformasyonun çeşitli etkileri tartışıldı. Küresel çapta basın özgürlüğünün sağlanması çeşitli görüşler masaya yatırıldı.
BM, sosyal medya hesaplarından, “Gazeteciler olmadan gazetecilik, gazetecilik olmadan da demokrasi olmaz” mesajını paylaştı.
Kaşıkçı ve Assange sosyal medyada öne çıktı
Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı ve Londra’da tutuklanan Julian Assange, sosyal medyada basın özgürlüğüyle ilgili en fazla ilişkilendirilen isimler oldu.
Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), 1992 yılından itibaren tuttukları kayıtlara göre, bu güne kadar en az 1,342 gazetecinin görevleri sırasında öldürüldüğüne dikkat çekti.
CPJ Başkanı Joel Simon, kaleme aldığı yazıda dünyada gazetecilere yönelik baskı ve saldırılara karşı mücadelelerini kararlı şekilde sürdüreceklerini kaydetti.
