WASHINGTON —
Uzmanlar, farklı bölgelerde farklı değişikliklere neden olan ve kuraklık ve sel felaketlerinin habercisi El Nino’nun, şu ana kadar meteoroloji kayıtlarına geçen en şiddetlisini bekliyor.
Birkaç yılda bir Güney Amerika’nın Büyük Okyanus kıyılarındaki tropik sular normalden daha fazla ısınıyor. Isınan bu sıcak su nedeniyle yükselen sıcak hava dünyanın etrafında dolaşan atmosferdeki ana rüzgar akımlarının yolunu değiştiriyor. Columbia Üniversitesi Uluslararası İklim ve Toplum Araştırma Enstitüsü’nden araştırmacı Tony Barnston, bu doğa olayına İspanyolca’da oğlan çocuk anlamına gelen El Nino adı verildiğini söylüyor. Barnston, tropik sularda başlayan bu ısınmanın çok uzak bölgelerde yağış rejimini etkilediğini belirtiyor.
Güney ve Güneydoğu Asya’ya muson yağmurlarını taşıyan hava akımlarının El Nino nedeniyle etkilenebileceğini belirten Barnston, Afrika’nın güneyinde ciddi kuraklıklar yaşanırken Afrika’nın doğusunun ve Güney Amerika’nın aşırı yağış alabileceğini söylüyor.
Resmi tahminler, El Nino’nun %60 olasılıkla bu yılın sonunda oluşma ihtimali olduğunu gösteriyor. Atmosferde bu değişiklikler beklenirken, asıl ilginç değişikliklerin Büyük Okyanus’un tropik sularında yaşanacağı tahmin ediliyor.
Amerikan Ulusal Okyanus ve Atmosfer Olayları İdaresi (NOAA), İklim Tahmini Merkezi müdürü Mike Halpert, geçen ay tropik sularda okyanusun altında rekor derecede ısı biriktiğini, bunun 1997 yılındaki rakamlardan bile fazla olduğunu belirtiyor.
Kayıtlara geçen en şiddetli El Nino 1997 – 1998 yılında yaşanmıştı. Küresel ısının rekor düzeyde yükselmesinin yanında, El Nino nedeniyle Peru’da büyük sel felaketleri yaşanmış, Endonezya ve Malezya’da da orman yangınları çıkmıştı.
Büyük Okyanus’un doğusundaki bu sıcak su yüzeye çıkıp, orada kalırsa küresel ısı rekor düzeyde artacağı için durum daha da endişe verici olabilir.
Araştırmacı Tony Barnston, panik yapılmaması gerektiğini, okyanusun dibindeki bu sıcak su kütlesinin, tam olarak şiddetli bir El Nino yaşanmasını belirlemeyeceğini ifade ediyor.
Okyanusun altında biriken ısı ya zamanla dağılabilir ya da yüzeye çıkıp etkisini yitirebilir. Barnston’a göre birçok farklı etken olması nedeniyle yılın bu zamanında El Nino’yu tahmin etmek zor. Barnston, atmosferin geçtiğimiz birkaç yıldır soğuk bir döngü yaşıyor olmasının da El Nino’yu oluşturan koşullara zıt düştüğünü belirtiyor.
1997-1998 yılındaki şiddetli El Nino döneminde Afrika’da bulunan Amerika Uluslararası Kalkınma Dairesi (USAID), Kıtlık Erken Uyarı Ağı yöneticisi Gary Eilerts, bu sefer durumun çok daha ciddi olduğunu ve Güney Afrika’da görülmüş en büyük gıda kıtlığını yaşayabileceklerini belirtiyor.
1997 – 1998 yılının Kasım ve Aralık aylarının kurak geçmesinden endişelendiğini belirten Eilerts, Aralık ayının sonlarında yağmurların başlamasıyla ve kış ayları boyunca devam etmesiyle rahatlamış.
Uzmanlar, Ağustos ayı gelmeden daha net bir El Nino tahmininde bulunabileceklerini belirtiyor.
Birkaç yılda bir Güney Amerika’nın Büyük Okyanus kıyılarındaki tropik sular normalden daha fazla ısınıyor. Isınan bu sıcak su nedeniyle yükselen sıcak hava dünyanın etrafında dolaşan atmosferdeki ana rüzgar akımlarının yolunu değiştiriyor. Columbia Üniversitesi Uluslararası İklim ve Toplum Araştırma Enstitüsü’nden araştırmacı Tony Barnston, bu doğa olayına İspanyolca’da oğlan çocuk anlamına gelen El Nino adı verildiğini söylüyor. Barnston, tropik sularda başlayan bu ısınmanın çok uzak bölgelerde yağış rejimini etkilediğini belirtiyor.
Güney ve Güneydoğu Asya’ya muson yağmurlarını taşıyan hava akımlarının El Nino nedeniyle etkilenebileceğini belirten Barnston, Afrika’nın güneyinde ciddi kuraklıklar yaşanırken Afrika’nın doğusunun ve Güney Amerika’nın aşırı yağış alabileceğini söylüyor.
Resmi tahminler, El Nino’nun %60 olasılıkla bu yılın sonunda oluşma ihtimali olduğunu gösteriyor. Atmosferde bu değişiklikler beklenirken, asıl ilginç değişikliklerin Büyük Okyanus’un tropik sularında yaşanacağı tahmin ediliyor.
Amerikan Ulusal Okyanus ve Atmosfer Olayları İdaresi (NOAA), İklim Tahmini Merkezi müdürü Mike Halpert, geçen ay tropik sularda okyanusun altında rekor derecede ısı biriktiğini, bunun 1997 yılındaki rakamlardan bile fazla olduğunu belirtiyor.
Kayıtlara geçen en şiddetli El Nino 1997 – 1998 yılında yaşanmıştı. Küresel ısının rekor düzeyde yükselmesinin yanında, El Nino nedeniyle Peru’da büyük sel felaketleri yaşanmış, Endonezya ve Malezya’da da orman yangınları çıkmıştı.
Büyük Okyanus’un doğusundaki bu sıcak su yüzeye çıkıp, orada kalırsa küresel ısı rekor düzeyde artacağı için durum daha da endişe verici olabilir.
Araştırmacı Tony Barnston, panik yapılmaması gerektiğini, okyanusun dibindeki bu sıcak su kütlesinin, tam olarak şiddetli bir El Nino yaşanmasını belirlemeyeceğini ifade ediyor.
Okyanusun altında biriken ısı ya zamanla dağılabilir ya da yüzeye çıkıp etkisini yitirebilir. Barnston’a göre birçok farklı etken olması nedeniyle yılın bu zamanında El Nino’yu tahmin etmek zor. Barnston, atmosferin geçtiğimiz birkaç yıldır soğuk bir döngü yaşıyor olmasının da El Nino’yu oluşturan koşullara zıt düştüğünü belirtiyor.
1997-1998 yılındaki şiddetli El Nino döneminde Afrika’da bulunan Amerika Uluslararası Kalkınma Dairesi (USAID), Kıtlık Erken Uyarı Ağı yöneticisi Gary Eilerts, bu sefer durumun çok daha ciddi olduğunu ve Güney Afrika’da görülmüş en büyük gıda kıtlığını yaşayabileceklerini belirtiyor.
1997 – 1998 yılının Kasım ve Aralık aylarının kurak geçmesinden endişelendiğini belirten Eilerts, Aralık ayının sonlarında yağmurların başlamasıyla ve kış ayları boyunca devam etmesiyle rahatlamış.
Uzmanlar, Ağustos ayı gelmeden daha net bir El Nino tahmininde bulunabileceklerini belirtiyor.