76 yaşındaki emekli Mustafa Yakın, İzmir’in Karabağlar ilçesinde tek başına yaşıyor. Yakın, 17 bin 300 lira emekli aylığı alıyor. Her hafta alışverişe çıktığı pazar için ayırdığı bütçe 200 lira.
VOA Türkçe’nin pazar alışverişinde eşlik ettiği Akın, ayırdığı bütçeyle birçok ihtiyacını alamadan pazardan döndüğünü söyledi.
Akın, “Pazardaki pahalılık yüzünden, maaşımız yetersiz olduğu için artık böyle kısıtlı olarak alışverişimize devam ediyoruz. Nerede düşük var, nerede döküntü var, oraya gidip oradan alıyoruz. Peynir, zeytin alıyorum ama aldığım zeytin affedersin 50 liralık, 80 liralık zeytinlerden alıyorum. 160-200 liralık zeytinlerden alamıyorum. Üç dört parçayla pazardan dönüyorum” dedi.
Türkiye’de yaklaşık dört yıldır yükselen gıda fiyatları, emeklilerin bütçesini en çok sarsan harcamaların başında. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre gıda fiyatları dünyada 2024 yılında yıllık yüzde 6,7 artarken, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hesaplamasına göre Türkiye’deki artış yıllık yüzde 43,6 seviyesinde.
Enflasyona göre Ocak ayında yüzde 58,5 olarak hesaplanan yıllık kira artış oranı da emeklilerin en fazla belini büken zamlardan.
“Toplam 5 bin 300 lirayla bir ay geçiniyorum”
Babasından kalan evde yaşayan Mustafa Yakın’ın ise geçim sıkıntısının nedeni başka.
Maaşının çok az bir kısmını kendi harcamalarına ayırabildiğini söyleyen Yakın, “Üç çocuğum da kirada. En ufak oğlanın iki tane çocuğu var, okuyor. Onlara katkı yapıyorum. Kredilerle borç yapmışlar, 12 bin liranın üstünde onları ödüyorum. 17 bin 300 TL’den kalan toplam 5 bin 300 lirayla bir ay geçiniyorum” dedi.
Evinin bir odasında elektrikli ısıtıcıyla ısınmaya çalışan ve tek ampulle aydınlanarak tasarruf yapan Yakın, “5 bin liranın, elektriğe, suya, tüpe aşağı yukarı 2 bin liraya yakını gidiyor. Kalan para da 3 bin 300 lirayla bir ay geçiniyorum” diye konuştu.
“Toplumun farklı kesimleri enflasyondan farklı biçimde etkileniyor”
2025 yılının ilk yarısı için memur emeklilerinin aylıklarına yüzde 11,54 zam yapıldı. SSK ve BAĞ-KUR emeklilerinin aylıklarına yapılan zam ise yüzde 15,75 oranında. En düşük emekli aylığı da 14 bin 469 liraya yükseltildi.
Enflasyon yıllık olarak düşüş eğilimine girse de emekliler enflasyon farkı oranında yapılan maaş zammını yeterli bulmadı. Ekonomistlere göre bunun nedeni, emeklilerin enflasyondan üst gelir grubundakilere göre daha fazla etkilenmesi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan İzmir Ekonomi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Esen, gıda ve kira fiyatlarında uzun dönemdir yaşanan enflasyonun, emeklilerin geçim sıkıntılarının başında geldiğini kaydetti.
Esen, “Eğer toplumun en düşük yüzde 20’lik kesimine aitseniz ve gıda fiyatları son 4-5 yılda yüzde 600-700 arttıysa, siz gelirinizin yaklaşık yüzde 37’sini gıdaya harcamak zorunda kalıyorsunuz. Ama gelir dağılımında üst seviyelerdeyseniz, yani en üst yüzde 20’deyseniz, gıda fiyatlarındaki artış sizi çok fazla etkilemiyor. Çünkü siz zaten gelirinizin ancak yüzde 15’ini gıdaya harcıyorsunuz” dedi.
Alt gelir grubunda olanların genellikle kirada oturduğunu söyleyen Esen, “Son 4-5 yılda kira fiyatları yüzde 700 artmış. Ama üst gelir grubundaysanız bu kira artışları sizi çok fazla etkilemeyecektir, siz zaten kendi evinizde oturuyorsunuz. Toplumun farklı kesimleri farklı biçimde etkileniyorlar. Emekliler bunu en fazla hisseden kesim oluyor” ifadelerini kullandı.
Zengin ve yoksul arasındaki makas açılıyor
Prof. Dr. Esen, ekonomi yönetiminin gelir dağılımını dengeleyecek politikalar yerine ücret ve gelirleri baskılama yöntemiyle enflasyonla mücadele etmesinin de alt gelir gruplarının başında gelen emeklileri olumsuz etkilediğini söylüyor.
TÜİK’in verileri de son 10 yılda Türkiye’de gelir dağılımında eşitsizliğin arttığını gösteriyor. Gelir Dağılımı İstatistikleri’ne göre, sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, bire yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı ifade eden Gini katsayısı, 2014’te 0,397 iken 2024 yılında 0,413’e yükseldi.
İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) hazırladığı rapor da gelir dağılımının bozulmasının "en çok" kaybedeninin emekliler olduğunu ortaya koydu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi kuruluşu olan İPA’nın 2024 gelir dağılımı istatistiklerini değerlendirdiği raporuna göre, Türkiye’de 2009 ile 2024 yılları arasında emekli sayısı yüzde 85,3 oranında artarken; tüm gelir içerisinde emekli aylığının payı yüzde 2,7 azalarak yüzde 18,3’ten yüzde 15,6’ya geriledi.
“Yeteri kadar emeklilere, alt gelir gruplarına sosyal kamu harcamalarıyla destek verilmiyor”
Türkiye’de gelir dağılımının bozulmasının nedenlerinin başında vergide adaletin sağlanamamasının geldiğini söyleyen Prof. Dr. Esen, “Vergi yapımız olduğu gibi dolaylı vergilere dayalı. Herkes aynı vergileri eşit şekilde ödüyor; artan oranlı şekilde değil. Vergi yapımız, gelir vergisine, kurumlar vergisine dayanmıyor. Bütün araştırmalar devletin uyguladığı böyle bir vergi politikasının en fazla alt gelir gruplarını etkilediğini gösteriyor” dedi.
Devletin sosyal harcamalarla alt gelir gruplarına verdiği desteğin gelişmiş ülkelere kıyasla Türkiye’de zayıf kaldığını da belirten Esen, “Düşük gelirlilere, emeklilere, engellilere, yaşlılara ve gençlere nakdi ya da hizmet biçiminde yardımda bulunulması konusu da burada yeterli değil. Özellikle Avrupa’yla, OECD ülkeleriyle kıyasladığımızda, bu gelişmiş ülkelerde yüzde 30’lara çıkıyor. Bizde milli gelirin yüzde 12’si düzeyinde. Yani yeteri kadar emeklilere, alt gelir gruplarına sosyal kamu harcamalarıyla destek verilmiyor” şeklinde konuştu.
Emekli 2025’te enflasyona ezilecek mi?
Ekonomi yönetiminin enflasyon hedefi, bu yılı yüzde 20’nin altında kapatmak. Yeni yılda emekli maaşlarına sosyal refah payı ile enflasyon farkı yanında ek zam yapılmaması da iktidarın bu hedefe olan bağlılığının eseri olarak görülüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2025 yılı için asgari ücretin yüzde 30 artışla 22 bin 104 TL olarak belirlenmesinin ardından yaptığı açıklamada da “Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüze bir kez daha sadık kaldık" demişti.
Ancak VOA Türkçe’ye değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Esen, enflasyonda hedeflerin tutacağından ve emeklileri güzel günler beklediğinden umutsuz.
Esen, “2025 başındaki gerek asgari ücret gerekse emekli maaşları geçmiş enflasyonun yarattığı tahribatı önleyip onun üzerine bir refah payı eklenmesi yoluyla belirlenmedi. Şimdi merakla bu enflasyon hedefinin ne ölçüde tutturulacağını bekliyoruz. Ama geçmiş deneyimler bize gösteriyor ki şu ana kadar Merkez Bankası hiçbir hedefi tutturamadı. Dolayısıyla önümüzdeki dönem de enflasyon, hükümetin ve Merkez Bankası’nın beklentisinin üzerinde artarsa emekliler bir kez daha kayıp yaşayacak. Hem geçmiş kayıplarının telafi edilmemesi hem de gelecek dönemde enflasyon hedefinden bir sapma, yeni kayıplar anlamına gelecek” dedi.
Esen, ekonomi yönetiminin “rasyonel zemine dönüş” diyerek başlattığı istikrar programında bazı hedeflere ulaşılsa da enflasyonun halen hedeflenenin uzağında olduğuna dikkat çekiyor. Aralık ayında yüzde 1,03 artış gösteren enflasyon yıllık olarak yüzde 44,38’e düştü.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 2024 başında yüzde 36 olan yıl sonu enflasyon tahminini Mayıs'ta 38'e, Kasım’da ise 44'e çıkarmıştı. Banka, 2025 tahminini ise yüzde 14’ten yüzde 21'e yükseltmişti.
“Zenginleri zengin ediyorsunuz, fakirleri gömüyorsunuz”
Maaşına yapılan zamla cebine yaklaşık iki bin lira daha girecek olan Mustafa Yakın’ın da geçim sıkıntısının biteceğinden ümidi yok.
Türkiye’de zengin ve yoksul arasındaki makasın giderek açılmasından şikayet eden Yakın, iktidarı eleştirerek “Kendi adamlarına, patronlara gerçekten destek veriyorlar. Hiç olmazsa biraz da halkı görün, onlara da bir şeyler verin. Ama vermiyorsunuz. Hep zenginlere veriyorsunuz, zengin ediyorsunuz, fakirleri de gömüyorsunuz, olay bu” diye konuştu.
Forum