Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pazar günü Körfez ülkelerini kapsayan iki günlük ziyarete çıkıyor. Ziyaretin amacı Katar ve 4 Arap ülkesinin dahil olduğu krize çözüm bulmak.
Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn teröre destek verdiği gerekçesiyle Katar’la ilişkileri keserek kara ve hava ambargosu uygulamaya başlamıştı. Katar suçlamaları reddediyor.
Eski Katar Büyükelçisi Mithat Rende’ye göre Türkiye, barış ve istikrara yönelik katkı sunmaya çalışıyor. Rende, Erdoğan’ın tarafları biraraya getirmeye çalışacağını, muhtemelen arabuluculuk yapacağını belirtti.
Erdoğan ziyaretine Cidde’den başlayacak, Kral Salman ve Veliaht Prens Muhammed bin Salman’la görüşecek. Erdoğan daha sonra Kuveyt’e geçecek ve Emir Şeyh Sabah el- Ahmed el- Sabah’la biraraya gelecek, ardından da Katar’a giderek Emir Şeyh Tamim bin Hamad el-Tani’yle görüşecek.
Bazı gözlemciler Erdoğan’ın ziyaretiyle ilgili şüphelerini dile getiriyor. Global Partners’tan Atilla Yeşilada’ya göre ziyaret olumlu sonuç. Doğurmayacak. Yeşilada, Türkiye’nin Arap dünyasında bir ağırlığı olmadığı düşüncesinde. Yeşilada’ya göre belki Ahmet Davutoğlu ya da eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül fark yaratabilirdi ancak Erdoğan bu konuda başarı sağlayamayacak.
Uzmanlar, Erdoğan’ın arabuluculuk çabasının Ankara’nın Doha’ya verdiği güçlü destek nedeniyle başarıya ulaşmasının zor olduğunu kaydediyor.
Ankara’nın Katar’daki askeri üs de krizin ana unsurları arasında yer aldı. Suudi Arabistan liderliğindeki ülkelerin Katar’a verdiği ve 13 isteğin bulunduğu listede üssün kapatılması istendi. Bu istek daha sonra geri çekildi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye’nin her zaman yapıcı rol oynadığı görüşünde. Kalın, isteklerin azaltılmasının ve Türk üssünün kapatılması isteğinin geri çekilmesinin de olumlu gelişme olduğunu belirtiyor.
Ankara, üssün taraflı olarak düşünülmesine karşı çıkıyor. Eski Büyükelçi Rende, Türkiye’nin Birleşik Arap Emirlikleri’ne F-16 eğitimi verdiğini hatırlatıyor.
Erdoğan’ın iktidarında Türkiye’nin dış politikası Körfez bölgesinde yeniden dengelenmiş durumda. Ankara Arap ülkelerinden yatırım çekmek ve projelerdeki etkisini artırmak istiyor. Ancak bazıları Türkiye’nin krizde “kaybeden taraf” olabileceğini söylüyor.
Yeşilada’ya göre eğer Katar kazanırsa, Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri bir daha Türkiye’ye güvenmez. Yeşilada, Suriye konusunda ya da İran’a karşı askeri bir ittifakın ya da bu ülkelerden Türkiye’ye gelebilecek yatırımların hayal olacağını kaydediyor.
Yeşilada, Katarlılar’ın kaybetmesi durumunda da boyun eğmek zorunda kalacakları şartlardan biri “Doha’nın Türkiye’ye fazla yatırım yapmaması” olabilir. Kim kazanırsa kazansın Türkiye’nin kaybedeceği düşüncesini dile getiren Yeşilada’ya göre Türkiye’nin Arap tarihindeki koloni dönemine bakıldığında Ankara’nın ilk anda sürece dahil olması çok zekice değil.
Rende, Erdoğan’ın ziyareti sırasında muhtemelen krizin kimsenin işine yaramadığını söyleyeceğini kaydediyor. Rende’ye göre Türkiye sadece Katar’la değil, bütün taraflarla iyi ilişkiler geliştirmek istiyor.
