Erişilebilirlik

Erdoğan ve Muhalefet Liderleri ABD’ye Suriye Konusunda Tepkili


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’un PYD-YPG’nin korunması gerektiği yönündeki sözlerine sert tepki gösterdi. Erdoğan,“Teröre yeni bir tarif mi geliştirdin? Böyle bir şey olamaz. DEAŞ’la birlikte PYD-YPG gibi bu terör örgütlerine yönelik de adımlarımızı atmakta kararlıyız. Çok yakında Suriye topraklarındaki bu terör örgütlerini etkisiz hale getirmek üzere harekete geçeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP Genel Başkanı sıfatıyla TBMM’deki parti grup toplantısında, ABD’nin Suriye’den çekilme talebi ve Bolton’un bugün Ankara’da Türkiye’nin tutumuyla ilgili müzakerelerini değerlendirdi.

Erdoğan'dan Bolton'a Tepki
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:02:32 0:00

IŞİD’le mücadele kapsamında Türkiye’nin Fırat Kalkanı Harekatı’nda 3 bin teröristi etkisiz hale getirdiğini anlatan Erdoğan, Bolton’un IŞİD’e karşı savaşta ABD’nin destek verdiği PYD-YPG’nin Amerikan askerleri çekildikten sonra Türkiye tarafından hedef alınmaması gerektiği yönündeki sözlerine karşı çıktı. IŞİD’in Suriye’deki varlığı konusunda “balon” nitelendirmesi yapan Erdoğan, Türkiye’nin zaten IŞİD’i “darmadağın ettiğini” söyledi. Erdoğan, İsrail’deki açıklamaları nedeniyle Bolton’a tepki göstererek, şu sert ifadeleri kullandı:

“Bunu yutmamız mümkün değil. Bunlar, bu ülkede benim Kürt vatandaşım kimdir? YPG, PYD, PKK kimdir? Herhalde bunları tanımıyorlar. Hiçbir zaman PKK, PYD-YPG terör örgütleri benim Kürt vatandaşlarımın, kardeşlerimin temsilcisi olamaz. Yani Amerika eğer bunları ‘Kürt kardeşlerimiz’ olarak değerlendiriyorsa burada çok ciddi bir yanılgı içerisindeler. Biz bu terör örgütü mensuplarını ister Kürt vatandaşlarımızın içerisinden çıkmış olsun, ister Araplar’ın içerisinden çıkmış olsun, isterse Türkler’in içerisinden çıkmış olsun, eğer terörist ise gereğini yaparız, hakkından geliriz. Yani terörist olacak, ‘Bunlar Kürt, bunlara dokunmayın’. Yok böyle bir şey. Teröre yeni bir tarif mi geliştirdin? Böyle bir şey olamaz. Arap aynı şey, Türkler’in, Türkmenler’in içinden de bunlar çıkmış olabilir. Nereden çıkarsa çıksın, eğer terörist ise gereğini yaparız. Bu konuyla ilgili olarak John Bolton, çok ciddi bir yanlış yapmıştır. Kim bu şekilde düşünüyorsa onlar da yanlış içerisindedir. Bizim bu noktada asla taviz vermemiz mümkün değil. Bizim için YPG, PYD, PKK ile DEAŞ'ın arasında en ufak bir fark yoktur.”

Erdoğan 14 Aralık’ta Trump’la ne konuştuğunu anlattı

Türkiye’nin ABD’yle anlaştığı Menbiç Yol Haritası’nı anımsatan Erdoğan, ABD’nin Menbiç’te Türkiye’yi oyaladığını ve halen de oyalamaya devam ettiğini ancak yine de önemli bir mesafe de katedildiğini söyledi.

Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna operasyon konusunda kararlılığını da dünyaya gösterdiğini kaydeden Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump’la 14 Aralık’ta yaptığı telefon görüşmesini “tarihi bir dönüm noktası” olarak değerlendirerek, şunları kaydetti:

“Görüşmede Trump’a, Münbiç ve Fırat’ın doğusundaki terör örgütüyle yürüttükleri ortaklıktan duyduğumuz memnuniyetsizliği açık bir dille ifade ettim. Kendisinin bu işbirliğini DEAŞ’ın bölgedeki varlığıyla ilişkilendirmesi üzerine de bunun için PKK, PYD’ye ihtiyaçları olmadığını, Türkiye'nin DEAŞ’la mücadeleyi yürütebileceğini, Özgür Suriye Ordusu’yla beraber bunu halledebileceğini de ifade ettim. Bizim bu teklifimiz üzerine Sayın Trump, kendisinin zaten Suriye’den çekilme niyeti olduğunu, DEAŞ’ın kalan unsurlarıyla mücadeleyi Türkiye’nin üstlenmesi durumunda bunu derhal yapabileceğini belirtti. DEAŞ bittiğinde Amerika’nın Suriye’deki varlığına gerek kalmayacağını söyleyen Sayın Trump’a, bu konuda her türlü inisiyatifi üstlenme sözü verdim.”

Bu noktada Trump’a herhangi bir şekilde “PYD-YPG’ye dokunulmayacak” diye bir söz verilmediğini üstü kapalı şekilde vurgulayan Erdoğan, 14 Aralık’ta Trump’la telefon görüşmesinin ardından ABD yönetiminden farklı sesler geldiğini söyledi. Erdoğan, “Şu hususu da özellikle belirtmek istiyorum: Amerikan yönetimleriyle daha önceden de yaşadığımız bir durum, bu görüşmenin ardından yeniden karşımıza çıktı. Biz Sayın Trump ile bu net anlaşmaya varmış olmamıza rağmen yönetimin farklı kademelerinden farklı sesler gelmeye başladı. Bununla birlikte Sayın Trump’ın Suriye konusuna bakış açısı ve buradan çekilme konusundaki kararlılığı bizim referans noktamız olmaya devam ediyor” diye konuştu.

Türkiye’nin IŞİD’le mücadele için gerekli tüm hazırlıklarını yaptığını da kaydeden Erdoğan, ancak Türkiye’nin sadece IŞİD değil PYG-YPG’yi de hedef alacağı mesajını yineledi. Erdoğan, “DEAŞ’la birlikte PYD, YPG gibi bu terör örgütlerine yönelik de adımlarımızı atmakta kararlıyız. Çok yakında Suriye topraklarındaki bu terör örgütlerini etkisiz hale getirmek üzere harekete geçeceğiz. Bu müdahalemize engel olmaya çalışan başka teröristler de olursa elbette onların da hakkından gelmek boynumuzun borcudur. Sınırlarımızın dibinde ülkemize yönelik hazırlık yapan bir terörist güruhuna izin vermemizi bekleyenler varsa şimdiden onlara yanıldıklarını söylemek istiyorum. Türkiye’nin Suriye meselesindeki hassasiyetlerini ve kararlılığını anlamamış olanlara bu meseleyi tekrar tekrar anlatmak bizi yormaz ama hassasiyetimizi bildikleri halde terör örgütünün arkasında duranlara da diyecek iki çift sözümüz tabii ki vardır. Bunu da yüzlerine karşı söylüyoruz, söyleriz. Türkiye her zaman sözünü tutan bir ülke olmuştur ve müttefiklerinden de aynı hassasiyeti beklemektedir” dedi.

Türkiye’nin “Suriye’deki Kürtler’i katledeceği” şeklindeki görüşleri “iftira” olarak nitelendirerek sert tepki gösteren Erdoğan, Suriyeli herkese kucak açtıklarını belirterek, özetle şunları söyledi:

“Şu anda Kobani'den ülkemize gelen 200 bin Kürt kardeşimizi bu ülkede kim barındırıyor? Batı mı barındırıyor, bir başkası mı barındırıyor? Onlar, şu anda bizim güvenlik şemsiyemizin altında ülkemizde yaşıyorlar. Bunu görmeyeceksin, geleceksin 'Kürtler’i öldürmeyin' diyeceksin. Hangi Kürt öldürüldü, teröristten başka. Teröristleri öldürmek için ne gerekiyorsa yaparız; Cudi'ye de gireriz, Gabar'a da gireriz, Tendürek'e de gireriz ve gereğini yaparız. Geçmişte de aynısını yaptık, bundan sonra da yapacağız. Ne dedik, inlerine gireriz ve giriyoruz. Geçtiğimiz yıllarda yılbaşı gecesi 39 kişiyi öldüren DEAŞ’lı ile Beşiktaş’ta bombalı saldırı gerçekleştirip 46 vatandaşımızı katleden PKK’lının bizim gözümüzde hiçbir farkı yoktur. Sınırlarımızın ötesinden bomba atarak, roket atarak, uzun namlulu silahlarla ateş ederek, vatandaşlarımızın canına ve malına kastedenlerin kim olduğuyla değil ne yaptığıyla ilgiliyiz. Biz Türkiye nüfusunu etnik kökenlerine göre asla ayırmadığımızı gibi komşularımıza da kesinlikle aynı gözle bakmadık, bakmayız. Bunun için Suriye’de, Türkiye'nin Kürtler’i hedef aldığı yalanı en alçak, onursuz, en çirkin, en bayağı iftiradır. PKK/ PYD’nin DEAŞ’la (IŞİD) mücadelesi de koca bir yalandan ibarettir. Bu iki örgüt arasındaki kavga, ilke değil çıkar kavgasıdır. DEAŞ gidip PKK/PYD geldiğinde masum insanlar açısından araçların ve binaların üzerindeki paçavralar dışında değişen hiçbir şey olmamaktadır. Türkiye’nin bu iki örgütü birlikte hedef alması, etnik veya dini bir husumetten değil tam tersine teröristlere karşı izlediği politikadan kaynaklanmaktadır. Amerikalı ve Avrupalı dostlarımıza da aynısını tavsiye ediyoruz.”

Sadece Erdoğan değil muhalefet de ABD’ye tepkili

Erdoğan’ın yanı sıra bugün TBMM’deki grup toplantılarında diğer siyasi parti liderleri de ABD’ye yönelik tepkilerini aktardı. Bu noktada CHP ve İyi Parti liderleri, ABD tarafınca yapılan açıklamalar konusunda Erdoğan hükümetinin son aylardaki askeri operasyon konusuna ilişkin iddialı sözlerini de eleştirdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin IŞİD’le mücadeleyi üstleneceği yönündeki tabloya tepki göstererek, “Trump diyor ki; benim askerim niye ölsün? PYD’liler niye ölsün? Türk askeri var, onları gönderelim, onlar ölsün. Bizim sınırımızda IŞİD yok, Suriye içlerine batağa götürecekler. Biz bunu söyleyince 'CHP terörü destekliyor' diyecekler. Ben terörü desteklemiyorum. 81 milyon vatandaşın kişiliğini, kimliğini, onurunu savunuyorum. Birileri sana vazife verecek. Emir alıyor. Gazeteye yazı yazmış; 'Trump haklıdır' diyor. 'Haksızsın' diyemezsin, burnundan getirirler. Yuları kaptırmışsın oraya. Türkiye Cumhuriyeti şu anda her türlü dış tehlikeye açık bir haldedir. En büyük tavizi verecek olan saraydaki kibir abidesidir. Devletin ve halkın çıkarlarını değil, Batı’nın egemen güçlerin çıkarını savunan bir kişidir. Siz ne milli ne yerli, egemen güçlerin oyuncağı gayri millisiniz” dedi.

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener de özetle şu mesajları verdi: “’Bir gece ansızın gelebiliriz’ nidalarıyla başlayan sınır ötesi operasyon meselesi, görünen o ki başka bahara kaldı. Türkiye yalnızlaşıyor. Fırat’ın doğusuna operasyon dendiği anda devreye giren Rusya ve Amerika iktidara yine “Dur” dedi. Hatta, Amerikan heyeti Ankara’ya gelmeden öyle bir mesaj yolladı ki, bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Bu haddi aşan sözler ve tutumların sorumlusu iktidardır. Ancak, milli bir mesele üzerinden siyasi rant devşirecek değiliz. Görevimiz uyarmak. Ve iktidara bir kez daha sesleniyorum; Suriye’de, Irak’ta, Türk milletinin bekasına göz diken kim varsa, ordumuz girsin ve gereğini yapsın. Amerika’nın, Rusya’nın her sözünü emir telakki etmekten vazgeçin. Türk milletinin onurunu daha fazla yerde bırakmayın” diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise, hükümeti en kısa sürede Fırat’ın doğusuna PYG-YPG’ye yönelik askeri operasyon yapılması çağrısında bulundu. ABD’nin çelişkili açıklamalar yaptığını söyleyen Bahçeli, Bolton’a da tepki göstererek, “Fren tutmayan bu doğan görünümlü şahin, Ankara’nın ABD’yle tam koordinasyon halinde olmadığı sürece Suriye’ye askeri harekat yapmamasını zehirli bir dille beyan etmiştir. Bolton musun, Dalton musun bilmem, ama şunu açıkça sorarım; Türkiye bağımsız ve egemen bir devlet olarak neyi nasıl yapacağını sana ve patronlarına mı soracaktı? Bu ne küstahlıktır? Nasıl bir terbiyesizliktir? Kürtler’i koruyacaklarmış, Kürtler’in Türkler tarafından katledilmemesini güvenceye alacaklarmış, müttefikleri Kürt savaşçılarmış. Trump’a diyorum, Pompeo’ya sesleniyorum, Bolton’a duyuruyorum; müttefiki olduğunuz insan kasaplarının, bölücü hainlerin Kürt kökenli kardeşlerimizle en ufak ilgi ve alakaları kesinlikle yoktur. Bunlar teröristtir, katildir, canidir, görüldükleri yerde imhaları vaciptir” dedi.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

Adams soruşturmasında sorgulanacak yeni Türk işadamları var mı? – 30 Eylül
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG