Almanya'da 23 Şubat 2024'te yapılacak erken seçimler öncesinde Suriye’deki gelişmeler ve Almanya'daki Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmeleri konuları siyasi tartışmalarda ve partilerin gündeminde ilk sırada yer alıyor.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bu sırada Suriye'deki gelişmeler hakkında bir telefon görüşmesi yaptığı açıklandı.
Hükümet Sözcüsü Steffen Hebestreit, Salı akşamı yaptığı açıklamada, "Her iki lider, diktatör Esat rejiminin düşüşünün çok olumlu bir gelişme olduğu konusunda hemfikir" dedi.
Sözcü, "Şimdi önemli olan Suriye'nin etnik veya dini aidiyetlerinden bağımsız olarak tüm Suriyeliler için güvenli bir vatan haline gelmesi" şeklinde konuştu.
Erdoğan ve Scholz’un, Suriye'nin toprak bütünlüğü ve egemenliğinin korunması gerektiği konusunda hemfikir oldukları ve bu hedeflere Avrupa Birliği'ndeki (AB) ortaklarla ve bölgedeki ülkelerle birlikte çalışarak ulaşılmasının planlandığı kaydedildi.
Öte yandan sosyal demokrat SPD’li İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Suriyeli sığınmacıların ülkelerine gönderilmesine karşı olduğunu belirtti.
Faeser, Almanya'da çalışan ve iyi entegre olan pek çok Suriyeli olduğunu hatırlatarak, "Neden bunlar bizimle kalmasın?" dedi ve ülkedeki iş gücü ile nitelikli iş gücü açığına dikkat çekti.
Nancy Faeser, Suriye'deki Esat sonrası durumun belirsiz olduğunu ve oradaki yeni yönetimin demokratik olup olmayacağının henüz netleşmediğini ifade etti.
“Suriyeli doktorların dönüşü sağlık altyapısını olumsuz etkiler”
Alman Hastane Dernekleri Başkanı Gerald Gass ise Suriyeli doktorların Almanya'daki sağlık hizmetlerinde önemli bir rol oynadığını belirterek, bu doktorların geri dönmesi durumunda sağlık sektöründe ciddi bir personel açığı oluşabileceğini vurguladı.
2023 sonunda Almanya'da 5 bin 758 Suriyeli doktorun çalıştığını söyleyen Gass, Suriyeli doktorların sağlık sistemine önemli katkılar sağladığını ve geri dönüşlerinin Almanya'nın sağlık altyapısı üzerinde olumsuz etkiler yaratacağını öne sürdü.
23 Şubat’taki seçimi kazanması beklenen Hristiyan Birlik Partileri CDU/CSU, Suriye'ye dönmek isteyenlere 1000 Euro ödeme ve charter uçuşlar düzenlemeyi önermişti. Muhalefetteki göçmen karşıtı AfD de sığınmacıların koruma statülerinin gözden geçirilmesini talep etti. Ancak sığınmacıların geri gönderilmesini daha temkinli bir şekilde ele alan ve geri dönüşlerin yalnızca gönüllülük esasına dayalı ve güvenli koşullar altında yapılması gerektiğini savunanların sayısı da artıyor.
Kolat: "Suriyeli göçmenlerle ilgili kararların aceleye getirilmemesi gerekiyor"
Nitekim Almanya’da tanınan göç uzmanı Kenan Kolat, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, Suriye’deki durumun daha netleşmemesine rağmen bazı Alman politikacıların göçmen karşıtı duyguları körüklemek istediğini ve şu anda sanki Suriye'den gelenleri göndermekten daha acil bir mesele yokmuş gibi bir tartışmanın başlatıldığını söyledi.
Kenan Kolat, Suriye’de yeni rejimin kurulmasının beklenmesi gerektiğini ifade ederek şunları ifade etti:
"Suriye’de ne olacağı henüz net değil. Gelişmeleri dikkatle izlemek gerekiyor. Bu nedenle Suriyeli göçmenlerle ilgili kararların aceleye getirilmemesi gerekiyor. Suriyeliler belki kendi ülkelerine dönmek isteyeceklerdir ama buna biraz da onların kendilerinin karar vermesinin beklenmesi gerekiyor. İnsanlar üzerine siyasi baskı oluşturmak yerine, durumun elvermesi durumunda, gerekli desteklerin verilmesinin planlanması çok daha sağlıklı bir yaklaşım olur."
“Esat yanlıları Almanya’ya kaçmayı planlıyor” iddiası
Bu arada Alman medyasında yer alan haberlerde, Suriye'deki Esat rejiminin devrilmesinin ardından rejim yanlısı ve radikal İslamcı grupların gizli bir kaçış rotası üzerinden Almanya'ya gitmeye çalıştığı öne sürüldü.
Geçen Cumartesi günü özel bir Suriyeli havayolu şirketi olan Cham Wings'in bir uçağının, Libya'nın Bingazi kentine indiğinin saptandığı, uçakta başkent Şam'ın isyancılara teslim edilmesinin ardından Suriye ordusundan 200 subayın bulunduğu aktarıldı.
Önce Focus dergisinde ve Table.media adlı internet gazetesinde yer alan habere göre, bu subayların Almanya'ya gitmek üzere yola çıktıkları belirlendi.
Konuyla ilgili haberlerin kaynakları olarak ise Suriye'deki gelişmeleri ve özellikle insan hakları ihlallerini raporlayan bir araştırma ve izleme kuruluşu olan Syrian Reporting Center (SRC) ile Libya’da bulunan gizli tanıklar gösterildi.
Konuyla ilgili haberlere göre, 2023 yılından itibaren Suriye'den gelen çok sayıda rejim yanlısı ve aileleri Bingazi, Batı Libya ve Sicilya üzerinden Almanya'ya uzanan bu yoldan geçti.
İddialara göre, bu kaçış rotasının arkasında Suriye hükümeti ile Libya'daki milis lideri Halife Hafter ve Rus askerlerinin kurduğu yakın işbirliği bulunuyor. Bu grupların Lübnan'ın Hizbullah tarafından kontrol edilen Tfail bölgesinden geçerek, Beyrut Havalimanı'ndan Bingazi'ye uçtuğu, ardından Tarık bin Ziad Tugayı'na bağlı güvenlik güçlerinin bu kişileri Batı Libya'daki Sabratha Limanı'na yönlendirdiği öne sürülüyor.
Almanya'ya sızdığı ifade edilen gruplar arasında Suriye'deki keyfi zulümlerle tanınan milis komutanlarının da bulunduğu bildiriliyor. Bu kişilerin çoğunun, özellikle Şam ve çevresinde işledikleri savaş suçları nedeniyle ülkeden kaçtıkları öne sürülüyor. Kaçakçılık rotasında Cham Wings adlı özel havayolu şirketinin önemli bir rol oynadığı, geride kalan aylarda her hafta Şam'dan Bingazi'ye uçuşlar düzenlediği ve buradan Sabratha Limanı'na geçişlerin sağlandığı ifade ediliyor.
Alman medyasındaki haberlerde, SRC’den Suriye uzmanı Lawand Kiki’nin, Suriye'deki Esad rejiminin düşmesinin ardından bu sayının hızla artabileceği şeklinde bir değerlendirme yaparak, "Birçok suçlu Almanya'ya kaçarak, ülkelerinde karşı karşıya kalacakları intikam ve yargılama sürecinden kaçmayı planlıyor" dediği belirtildi.
Esat yanlıları geçmişte de Almanya'ya kaçtı
Esat yanlılarının Almanya'ya kaçışı yalnızca son günlerde görülen bir durum değil. Suriye iç savaşının 2011’deki başlangıcından itibaren Esat rejiminin bazı eski askerlerinin, milislerin ve hükümet yanlısı güçlerin Almanya'ya kaçtığı veya sığındığı biliniyor.
Bu kişilerin çoğunun, sığınma başvurusu sırasında kendilerini Esat rejiminden kaçan, zulme uğrayan mağdurlar olarak tanıttıkları son yıllarda ortaya çıktı. Bu kişilerin adının karıştığı suçlar sadece insan hakları örgütleri tarafından değil, aynı zamanda resmi Alman makamları tarafından da belgelendi.
Hatta savaş suçlarıyla bağlantılı olarak bazı Esat yanlısı kişiler hakkında dava açıldı. Bunlardan uluslararası büyük yankı bulanlarından biri, 2020 yılında Hanau şehrinde açıldı.
Esat rejimiyle bağlantılı bir Suriye istihbarat görevlisi olan ve Almanya’ya gizlice giriş yaptığı saptanan Anwar Raslan'ın yargılanması, Almanya'da Suriye'deki savaş suçlarına dair görülen en önemli davalardan biri olarak kayıtlara geçti.
58 kişinin öldürülmesi, 4 binden fazla kişinin işkenceye uğraması ve diğer savaş suçlarıyla itham edilen Raslan’a dava sonucunda 4 yıl hapis cezası verildi. Raslan davası, Suriye'deki savaş suçlarıyla ilgili başka davaların açılması ve suçluların cezalandırılması konusunda hukuki bir emsal oluşturdu.
Forum