İSTANBUL —
“Benim Çocuğum” adlı filmin gala gecesinde sinema ağzına kadar doluydu. Film LİSTAG isimli LGBT çocukları olan ailelerin kurduğu bir destek grubunun öyküsünü anlatıyor. Grup üyelerinin, çocuklarının cinsel tercihlerini kabullenme çabalarını anlatan film, aynı zamanda toplumun önyargılarını değiştirmeyi de amaçlıyor.
Filmin yönetmeni Can Candan, filmin LGBT bireylere karşı geleneksel bakışı değiştirmeye yardımcı olmasını umuyor. Candan, filmle toplumu değiştirmek istediklerini ve bu ailelerin öykülerinin kendilerine yardımcı olabileceğini düşündüklerini söylüyor.
Radikal gazetesi filmi manşetten yayınladı.
Toplumda değişim belirtileri kısıtlı da kalsa gözlenebiliyor. İstanbul’da geçen sene binlerce kişinin katılımıyla 20. Gay Parade Day (Eşcinsel Gururu Günü) yapıldı. Geçen Haziran’da LİSTAG’ın iki kadın üyesi CHP tarafından parlamento komisyonunda konuşmaya davet edildi. Lambda isimli LGBT grubundan Metehan Özkan LİSTAG’in kuruluşuna ön ayak olmuş. Özkan ülkede önyargının ve nefret suçlarının sıklıkla görülen bir durum olduğunu ancak LİSTAG üyesi ebeveynlerin, bu önyargıların yıkılmasında çok önemli bir rolü olduğunu söylüyor:
“Buradaki gurur günlerinden birinde insanların ‘İ.nelere bak yine sokaklara dökülmüşler’ dediklerini duydum. Sonra içlerinden birisi, ‘Ben senin babanım ve senin yanındayım’ pankartını cesurca bulduğunu söyledi. Bunu tam ‘i.ne’ dedikten sonra söyledi. Bu insanlar toplumda buzları çözüyor ve doğrudan konuşamadığımız insanlarla konuşuyor. Meclis ziyaretinde milletvekillerinin elini sıktılar, onlar gibi kendilerinin de anne baba olduğunu, eşcinsel çocukları için bir şeyler yapılmasını istediler.”
Belgeselin açılışına katılan Şule Ceylan TBMM’yi ziyaret eden LİSTAG heyetinin üyesi. Ceylan Türkiye’deki doğru yönde bir değişim yaşandığı görüşünde. Meclis’te kendilerine çok ilgi gösterildiğini söyleyen Ceylan çocuklarının uzaydan gelmediği, onların da herkes gibi aileleri olduğunun farkına varıldığını söylüyor.
Tıka basa dolan sinemada film olumlu eleştiri aldı. İzleyicilerden biri filmin siyasi değil bir aile filmi olduğunu söylüyor. Bir izleyici olarak bu ailelerin, çocuklarına olan sevgisi onu çok etkilemiş ve bunu çok kahramanca buluyor.
Türkiye’nin birçok bölgesinde vizyona giren film, komşu Ermenistan’da ve Filistin’in Ramallah kentinde de gösterilmiş. Yönetmenin ve ailelerinin umudu, engellerin yalnızca Türkiye’de değil, tüm bölgede aşılması.
Filmin yönetmeni Can Candan, filmin LGBT bireylere karşı geleneksel bakışı değiştirmeye yardımcı olmasını umuyor. Candan, filmle toplumu değiştirmek istediklerini ve bu ailelerin öykülerinin kendilerine yardımcı olabileceğini düşündüklerini söylüyor.
Radikal gazetesi filmi manşetten yayınladı.
Toplumda değişim belirtileri kısıtlı da kalsa gözlenebiliyor. İstanbul’da geçen sene binlerce kişinin katılımıyla 20. Gay Parade Day (Eşcinsel Gururu Günü) yapıldı. Geçen Haziran’da LİSTAG’ın iki kadın üyesi CHP tarafından parlamento komisyonunda konuşmaya davet edildi. Lambda isimli LGBT grubundan Metehan Özkan LİSTAG’in kuruluşuna ön ayak olmuş. Özkan ülkede önyargının ve nefret suçlarının sıklıkla görülen bir durum olduğunu ancak LİSTAG üyesi ebeveynlerin, bu önyargıların yıkılmasında çok önemli bir rolü olduğunu söylüyor:
“Buradaki gurur günlerinden birinde insanların ‘İ.nelere bak yine sokaklara dökülmüşler’ dediklerini duydum. Sonra içlerinden birisi, ‘Ben senin babanım ve senin yanındayım’ pankartını cesurca bulduğunu söyledi. Bunu tam ‘i.ne’ dedikten sonra söyledi. Bu insanlar toplumda buzları çözüyor ve doğrudan konuşamadığımız insanlarla konuşuyor. Meclis ziyaretinde milletvekillerinin elini sıktılar, onlar gibi kendilerinin de anne baba olduğunu, eşcinsel çocukları için bir şeyler yapılmasını istediler.”
Belgeselin açılışına katılan Şule Ceylan TBMM’yi ziyaret eden LİSTAG heyetinin üyesi. Ceylan Türkiye’deki doğru yönde bir değişim yaşandığı görüşünde. Meclis’te kendilerine çok ilgi gösterildiğini söyleyen Ceylan çocuklarının uzaydan gelmediği, onların da herkes gibi aileleri olduğunun farkına varıldığını söylüyor.
Tıka basa dolan sinemada film olumlu eleştiri aldı. İzleyicilerden biri filmin siyasi değil bir aile filmi olduğunu söylüyor. Bir izleyici olarak bu ailelerin, çocuklarına olan sevgisi onu çok etkilemiş ve bunu çok kahramanca buluyor.
Türkiye’nin birçok bölgesinde vizyona giren film, komşu Ermenistan’da ve Filistin’in Ramallah kentinde de gösterilmiş. Yönetmenin ve ailelerinin umudu, engellerin yalnızca Türkiye’de değil, tüm bölgede aşılması.