Kamuoyunda tartışma yaratan “etki ajanlığı” düzenlemesinin de içinde bulunduğu Noterlik Kanunu, Çarşamba günü TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanacak.
Düzenleme ilk olarak 31 Mart’taki seçimlerden önce hazırlıklarına başlanan 9. Yargı Paketi’ne konuldu, ancak yükselen tepkiler nedeniyle buradan çıkarılarak Noterlik Kanunu’nun içinde olduğu torba yasa teklifinin içine iliştirildi.
Düzenlemenin en büyük savunucusunun 14 Mayıs’ta yaptığı Meclis grup konuşmasında, “Casusluk suçuyla ilgili yeni düzenlemeden rahatsız olanlar çok iyi araştırılıp incelenmelidir. Yurt içinden ve yurt dışından hain FETÖ’cülerin, onlara sözcülük yapan satılmış, devşirilmiş sözde gazetecilerin bedel ödemesi yakındır ve kaçınılmazdır” ifadelerini kullanan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli olduğu biliniyor.
MHP’li Yıldız’dan güvence: “Türk milli menfaatleriyle sorunu olmayanların kaygı duyması temelsizdir”
Bahçeli, her ne kadar bugün yaptığı grup konuşmasında bu konuyla ilgili açık bir değerlendirmede bulunmasa da partinin hukuk konusundaki en yetkili ismi olarak kabul edilen MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, Cumhur İttifakı’nın küçük ortağının tutumunda bir değişiklik olmadığını ortaya koydu.
Dün X hesabından paylaşımda bulunan Feti Yıldız, “Etki ajanı yasası, hangi fiillerin bu suçu oluşturduğuna ilişkin açık ve net kriterler getirmektedir. Türk milli menfaatleriyle sorunu olmayanların kaygı duyması temelsizdir” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
AK Parti ise bu konuda henüz yeni açıklama yapmadı.
Ankara kulislerinde “etki ajanlığı” düzenlemesinin torba yasa teklifinden son anda çekilme ihtimalinin olduğu ancak bunun yüksek bir olasılık olmadığı belirtiliyor.
Özgür Özel düzenlemeye karşı: “Muhalefet için, muhalif gazeteciler, öğrenciler, akademisyenler, köyünü koruyan köylüler için sopa”
Muhalefet partileri ise bu düzenlemeye karşı pozisyonlarını sürdürüyor.
Bugün partisinin TBMM Grubu’nda konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bu düzenlemenin partisi için kadına şiddet yasası ve hayvan hakları yasası gibi “kırmızı alarm” olduğunu söyledi.
Özel, “Şüphe yok muhalefet için, muhalif gazeteciler, öğrenciler, akademisyenler, köyünü koruyan köylüler için bir sopa olarak kullanmak için getiriyorlar. ‘Etki ajanısın’ diyecekler; öğrencileri, muhalefet milletvekillerini bastırmaya çalışacaklar. Bu etki ajanlığının patenti Tayyip Bey'de değil, Sayın Putin'de. 2012 yılında Rusya'da etki ajanlığını kanuna koymuş. Sonra Gürcistan, Kırgızistan, Sırbistan istemiş. Beşinci sıraya Macarlar girecekmiş, bizimki öne geçmiş. Grubumuza ‘kırmızı alarm’ arkadaşlar. Tüm milletvekillerimiz etki ajanlığı yasası görüşmeleri sırasında bu yasayı geçirmemek için ellerinden ne geliyorsa onu yapacaklar” dedi.
Tuncer Bakırhan: “Bu etki ajanlığı yasasıyla birlikte Türkiye’nin tamamına, muhalif olan herkese ‘terörist’ demeye çalışıyorlar”
DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan da CHP lideri gibi teklifin genel kurulda görüşülmesi halinde aleyhte konuşacaklarını belirtti.
Parti grubuna hitap eden Bakırhan, “Bizim partide terör yok, terörist yok. Biz biliyoruz siz Kürtler’in tamamına ‘terörist’ diyorsunuz. Şimdi yetmedi bu etki ajanlığı yasasıyla birlikte Türkiye’nin tamamına, muhalif olan herkese ‘terörist’ demeye çalışıyorlar. Bu yasanın da karşısında duracağız. Muhalif olan herkesi ‘terör’ kavramına sıkıştırarak, muhalefet yapmasını engellemek, önlemek demokratik siyasetle bağdaşmaz” diye konuştu.
TGC Genel Sekreteri: “Bu düzenleme gazetecilerin rahatlıkla casuslukla suçlanabileceği bir yeni ortam yaratıyor; torba yasadan çıkartılmalı”
Gazeteci örgütleri ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu da bu teklifinin geri çekilmesi için ısrarcı.
Cuma günü başka meslek örgütleri ile birlikte son dönemde gazetecilere karşı artan soruşturma, gözaltı, tutuklamalar ile etki ajanlığı yasasının masaya yatırılacağı basın toplantısı düzenlemeye hazırlanan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin genel sekreteri Sibel Güneş, bu düzenlemenin yasalaşmasının tamiri imkansız sonuçlar doğuracağı görüşünde.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Güneş, “İktidar ve ortakları bu yasal düzenleme ile gazetecilik faaliyetinin alanını belirsiz hale getiriyor ve gazetecilerin rahatlıkla casuslukla suçlanabileceği bir yeni ortam yaratıyor. Bu düzenlemenin asıl amacı toplumda infial yaratan, iktidarın kamu yararı aleyhine olan uygulamalarının bastırılması için kullanılacak olması. Herhangi bir gazeteci yaptığı bir haber nedeniyle suçlanabilir ve 3 ila 7 yıl arasında ceza alabilir. Hele o sırada ordu sınırlarda bir müdahale halindeyse ve o sırada gazetecinin yaptığı haber bu kapsama girerse 8 ila 12 yıl arasında gazetecilerin ceza alması mümkün olabilecek. Düzenlemenin torba yasadan çıkartılmasını istiyoruz” dedi.
Avukat Gökhan Tekşen: “Avukatlar, hak savunucuları, çevreci örgütler, bütün aktivistler bu anlamda hedeftedir”
Meclis Adalet Komisyonu’ndaki görüşmeyi izleyen Ankara Gazeteciler Cemiyeti avukatı Gökhan Tekşen, o günkü toplantıya katılan MİT Hukuk Müşavirliği’ne sorulan sorular sonrası düzenlemede bazı düzeltmelere gidilmesi gerektiğinin anlaşıldığını, ancak bu düzenlemeye neden ihtiyaç duyulduğunun tam anlaşılamadığını belirtti.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Tekşen, “Düzeltme yapılacağı o gün komisyon görüşmelerinde dile getirildi. Fakat bu hususlar genel kurulda karşımıza nasıl çıkacak? O konuda bilgimiz yok. Türkiye'de konuşan, düşünen herkes bu suçtan dolayı mağdur olabilecek gözüküyor. Ama öncül bazı meslek grupları var. Bu meslek gruplarının başında gazeteciler gelecektir. Onlar hedeftedir. Avukatlar, hak savunucuları, çevreci örgütler, bütün aktivistler bu anlamda hedeftedir” dedi.
Medya Dayanışma Grubu: “Basın özgürlüğünü kısıtlayıcı yasal düzenlemelerden ve gazetecilere yönelik baskıcı uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir”
Tekşen’in avukatlığını üstlendiği Gazeteciler Cemiyeti ile birlikte Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Diplomasi Muhabirleri Derneği, DİSK Basın İş Sendikası, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, KESK Haber-Sen, Parlamento Muhabirleri Derneği, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Medya ve Hukuk Araştırmaları Derneği’nin oluşturduğu Medya Dayanışma Grubu da düzenlemeye karşı çıktı.
Yapılan ortak açıklamada, “TBMM gündeminde olan ve hukukçular tarafından Anayasa’ya aykırılığı dile getirilen ‘etki ajanlığı’ düzenlemesi, ifade ve basın özgürlüğüne yönelik bir başka tehdit olarak karşımızdadır. Bu düzenleme, gazetecilik mesleğini adeta kriminalize ederek, gazetecileri ‘casusluk’ ve ‘devlet güvenliğine tehdit’ gibi soyut ve belirsiz suçlamalarla hedef alacaktır. Ekonomi, kamu sağlığı, savunma, teknoloji ve kamu düzeni gibi birçok konuda yapılan haberlerin, bu yasayla ‘suç’ kapsamında değerlendirileceğine dair endişelerimiz büyüktür. Basın özgürlüğünü kısıtlayıcı yasal düzenlemelerden ve gazetecilere yönelik baskıcı uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir” denildi.
Barolar Birliği: “Hukuka açıkça aykırı”
Türkiye Barolar Birliği (TBB) de “etki ajanlığı” düzenlemesinin, hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri yönünden demokratik hukuk devleti ilkesine aykırılık içerdiği görüşünde.
Bugün yazılı bir açıklama yayınlayan TBB, “Demokratik bir hukuk devletinde, kişi özgürlüğü ve güvenliği ile ifade özgürlüğü hakkını yakından ilgilendiren ceza hukuku alanında belirsiz, muğlak, müphem, ne şekilde yorumlanacağı öngörülebilir olmayan ifadelere yer verilmesini kabul etmek mümkün değildir. Yasa teklifi TBMM Genel Kurulu’nda değerlendirilirken anılan unsurlara dikkat edilmesini, hukuka açıkça aykırı ve hak ihlallerine sebebiyet verecek bir düzenlemenin yüce Meclis eliyle hayata geçirilmemesini talep ediyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Forum