Almanya'daki seçim süreci ile hızlanan Türkiye açıklamalarına, Başbakan Angela Merkel'in, açıklamaları damgasını vurdu. Merkel'in Türkiye ile AB arasındaki müzakerelerin durdurulması ya da askıya alınması önerisine Avusturya'dan destek geldi, Fransa'dan ise, "Müzakereler zaten fiilen donmuş durumda. Almanya'nın kaygılarını paylaşıyoruz" yorumu geldi.
Başbakan adayları Angela Merkel ve Martin Schulz arasındaki tartışma programında muhafazakar aday Merkel "Şu açıktır ki, Türkiye, AB üyesi olmamalıdır. Bu konuyu Ekim ayında toplanacak Avrupa Konseyi toplantısında AB'deki mevkidaşlarımızla konuşacağız ve Türkiye'nin AB ile yürüttüğü müzakerelere son verme konusunda ortak bir mutabakat arayacağız" sözleri Avrupa Birliği ülkelerinde tartışmaya açıldı.
Merkel'in rakibi sosyalistlerin adayı Martin Scuhlz da, “Başbakan olursam Türkiye ile müzakereleri keserim” dedi.
Ömer Çelik: "Almanya Birleşik Devletleri"
Türkiye'den her iki adaya da yanıt AB'den Sorumlu Devlet Bakanı ve başmüzakerecei Ömer Çelik'ten geldi. Bakan Çelik, "Tuğlaları popülizm olan bir Berlin duvarı inşa ediyorlar. Bu tavır tüm Avrupa'yı popülizmden inşa edilmiş bir Berlin duvarı ile kuşatmaktır. Bazı Alman siyasetçilerin seçim kampanyalarında AB kurumlarına emir vermeye çalıştığını gördük. Bu siyasetçiler AB'nin ne olduğundan habersiz, AB'yi "Almanya Birleşik Devletleri" zannediyorlar" dedi.
Avusturya'dan Merkel'e jet destek
Bu tavrın yalnızca Almanya'ya ait olup olmadığı sorusunun yanıtı aranırken, Alman Bild dergisine demeç veren Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz, Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği'nin genişletilmesine karşı olduklarını, "AB ile Türkiye arasındaki tüm üylik görüşmelerinin de derhal sonlandırılmasını istediklerini" söyledi.
Fransa: "Almanya'nın kaygılarını paylaşıyoruz"
AB'nin iki dinamo ülkesinden Fransa'da da tablo iç açıcı görünmüyor. Amerika'nın Sesi'nin sorularını yanıtlayan Fransa Dışişleri Bakanılığı'ndan bir AB diplomatı, "Almanya'nın bu konudaki kaygılarını paylaşıyoruz. Türkiye ile AB arasındaki ilişkiler bugün son derece zor bir noktada. Bu noktaya gelinmesinde Türk otoritelerinin aldıkları pozisyonlar ve son aylarda hukuk devletini ortadan kaldıran uygulamalar yol açmıştır. Bu durumda Gümrük Birliği'nin modernleştirilemsi ve genişletilmesi, ya da vize serbestesi gibi konular zaten gündemde değil" dedi.
AB ile müzakerelerin geleceğin ilişkin de karamsar tablo çizen Fransız diplomat, "Bu soru bugün teorik seviyededir. AB Komisyonu Başkanı'nının da bu yakınlarda ifade ettiği gibi, zaten müzakereler fiilen durmuştur" diye konuştu.
Fransa aynı çizgide ancak temkinli
Fransız diplomat bu konuda Almanya ile hem fikir olduklarını açıkça dile getiriyor, ancak Fransa'nın bunu daha diplomatik bir yolla ifade edeceğinin ipuçlarını veriyor. Zira, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Eylül ayı ortasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile BM Genel Kurulu için gidecekleri New York'ta bir araya gelecek. Görüşmede Türkiye'de tutuklu bulunan Fransız gazeteci Loup Bureau'nun serbest bırakılması, Suriye, Irak, göçmenler gibi pek çok uluslararası ve ikili dosya ele alınacak. Ve Macron, seçim kampanyasından bu yana, "Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğine karşı olsa da tüm köprülerin atılmaması gerektiğini" savunuyor. Fransız Dışişleri Bakanlığı ise, Türkiye'de özellikle ifade özgürlüğü ve hukuk devletini yok sayan uygulamalardan duyduğu derin endişeyi sık sık dile getiriyor.
