G20 olarak adlandırılan dünyanın 20 büyük ekonomisinin liderleri, açlıkla mücadele için küresel bir anlaşma, savaştan zarar gören Gazze'ye daha fazla yardım ve Ortadoğu ile Ukrayna'daki çatışmaların sona erdirilmesi çağrısında bulundu.
G20 ülkelerinin liderleri, dönem başkanı ülke olan Brezilya’da düzenlenen zirvede, genellemelere ağırlık veren ancak bu hedeflere nasıl ulaşılacağına dair ayrıntılardan yoksun ortak bir bildiri yayınladı.
Bildiri grup üyeleri tarafından onaylandı ancak tam bir oybirliği sağlanamadı. Bildiride ayrıca milyarderlere gelecekte küresel bir vergi konulması ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin mevcut beş daimi üyesinin ötesine geçmesini sağlayacak reformlar yapılması çağrısı yer aldı.
Çarşamba günü resmen sona erecek olan üç günlük toplantının başlangıcında uzmanlar, Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva'nın liderleri herhangi bir uzlaşıya varmaya ikna edebileceğinden şüphe duyuyordu.
Nitekim Arjantin ilk taslaklardaki bazı ifadelere itiraz etti ve belgenin tamamını onaylamayan tek ülke oldu. Buna rağmen Brezilya hiç bildiri yayınlanmaması riski karşısında böyle bir sonucu olumlu karşıladı.
İsim verilmeden savaşlar kınandı, barış çağrıları yapıldı
Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği saldırının üzerinden bir yıldan biraz fazla bir süre geçtikten sonra yayınlanan bildiride, “Gazze'deki felaket boyutuna varan insani durum ve Lübnan'daki tırmanışa” atıfta bulunularak insani yardımın genişletilmesi ve sivillerin daha iyi korunması gerektiği vurgulandı.
Bildiride, “Filistinlilerin kendi kaderlerini tayin hakkını teyit ederek, İsrail ve Filistin Devleti'nin barış içinde yan yana yaşayacağı iki devletli çözüm vizyonuna olan sarsılmaz bağlılığımızı yineliyoruz” denildi.
Metinde İsrail'in çektiği acılardan ya da Hamas'ın elinde bulunan 100 kadar rehineden bahsedilmedi. İsrail G20 üyeleri arasında bulunmuyor. Filistinli yerel sağlık yetkililerine göre, savaş şu ana kadar Gazze'de 43 binden fazla Filistinlinin, Lübnan Sağlık Bakanlığı'na göre ise İsrail'in Hizbullah'a karşı başlattığı saldırının ardından Lübnan'da 3 bin 500'den fazla kişinin ölümüne neden oldu.
İsrail'in rahatsızlığının kabul edildiğine yönelik ifadenin metine alınmaması, ABD Başkanı Joe Biden'ın İsrail'in kendini savunma hakkını tutarlı bir şekilde desteklemesine aykırı göründü.
Biden'ın Filistinlilerin mahrumiyetinden bahsederken bile kamuoyu önünde her zaman bunu vurguluyordu. Bildiri yayınlanmadan önce G20 liderleriyle bir araya gelen Biden, savaşın tek sorumlusunun Hamas olduğu görüşünü dile getirdi ve diğer liderlere bir ateşkes anlaşmasını kabul etmeleri için “Hamas üzerindeki baskıyı arttırmaları” çağrısında bulundu.
ABD Başkanı Biden'ın Ukrayna'nın daha uzun menzilli ABD füzelerini kullanmasına yönelik kısıtlamaları hafifleterek bu ülkenin Rusya'yı daha derinden vurmasına olanak sağlama kararı da toplantılarda etkili oldu.
Joe Biden, zirve sırasında, “ABD, Ukrayna'nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü güçlü bir şekilde desteklemektedir. Bana göre bu masanın etrafındaki herkes de desteklemelidir” dedi.
Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin toplantıya katılmadı ve onun yerine Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'u gönderdi. Putin, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin üye ülkeleri kendisini tutuklamaya zorlayan bir yakalama emri çıkarmasının ardından bu tür zirvelere katılmıyor.
G20 bildirisinde Ukrayna'da yaşanan insani acılar vurgulanırken Rusya'nın adı anılmadan barış çağrısı yapıldı.
Küresel milyarderlere vergi getirilmesi
Bildiride, Brezilya Cumhurbaşkanı Lula da Silva'nın da desteklediği küresel milyarderlere vergi getirilmesi çağrısı yapıldı. Böyle bir vergi, Latin Amerika'daki yaklaşık 100 kişi de dahil olmak üzere dünya çapında yaklaşık 3 bin kişiyi etkileyebilecek. Arjantin'in muhalefetine rağmen bu madde bildiriye dahil edildi.
Küresel açlıkla mücadele için somut adımlar
Bildirinin büyük bölümü Lula'nın önceliği olan açlığın ortadan kaldırılmasına odaklandı.
Brezilya hükümeti, Lula'nın Pazartesi günü açlık ve yoksulluğa karşı küresel ittifakı başlatmasının en az nihai G20 bildirisi kadar önemli olduğunu vurguladı. Brezilya hükümeti, Pazartesi günü itibariyle 82 ülkenin planı imzaladığını bildirdi. Plan ayrıca Rockefeller Vakfı ve Bill & Melinda Gates Vakfı gibi kuruluşlar tarafından da destekleniyor.
Liderler, bildiride BM Güvenlik Konseyi'nin “21. yüzyılın gerçekleri ve talepleriyle uyumlu hale getirilmesi, daha temsili, kapsayıcı, verimli, etkili, demokratik ve hesap verebilir olması” amacıyla “dönüştürücü reform” için çalışma sözü de verdi.
Lula, 2003'ten 2010'a kadar iktidarda kaldığı ilk iki dönemden bu yana BM Güvenlik Konseyi'nde reform yapılması çağrısında bulunmuş ancak fazla karşılık bulamamıştı. Uluslararası barış ve güvenliği korumakla görevli olan BM Güvenlik Konseyi'nin 1945'teki ilk yapısı değişmedi. İkinci Dünya Savaşı'nın sonundaki beş baskın güç olan ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa veto yetkisine sahipken, farklı bölgelerden 10 ülke iki yıllık dönemler halinde dönüşümlü olarak görev yapıyor.
Neredeyse tüm ülkeler Birleşmiş Milletler'in kuruluşundan yaklaşık 80 yıl sonra Güvenlik Konseyi'nin 21. yüzyıl dünyasını yansıtacak ve daha fazla sesi içerecek şekilde genişletilmesi gerektiği konusunda hemfikir. Temel ikilem ve en büyük anlaşmazlık bunun nasıl yapılacağı. G20 bildirisinde bu soruya yanıt verilmedi.
Bildiride, “Afrika, Asya-Pasifik ve Latin Amerika ile Karayipler gibi yeterince temsil edilmeyen ve hiç temsil edilmeyen bölge ve grupların temsilini geliştiren genişletilmiş bir Güvenlik Konseyi bileşimi çağrısında bulunuyoruz” denildi.
Erdoğan’dan “Gazze’de ateşkes” çağrısı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da G20 zirvesi sırasında düzenlenen "Sosyal Kapsayıcılık ile Açlık ve Yoksullukla Mücadele" oturumundaki konuşmasında, G20 dönem başkanı Brezilya’nın “Açlık ve Yoksulluğa Karşı Küresel İttifak" kurma seferberliğini, sadece stratejik bir girişim değil, ahlaki bir sorumluluk olarak gördüklerini dile getirdi.
Erdoğan, Gazze başta olmak üzere Ortadoğu, Afrika ve Asya'daki çatışmalarda sivillerin kaderleriyle baş başa bırakılmaması gerektiğini belirterek şunları söyledi:
"Özellikle Gazze'de kıtlık riski uluslararası sınıflandırmalara göre 'felaket' düzeyine ulaşmıştır. Gazze nüfusunun yüzde 96'sı, diğer bir ifadeyle 2 milyondan fazla insan sağlıklı gıda ve suya erişemiyor. Artan saldırılar ve yaklaşan kış mevsimiyle, Gazze halkının şartları günden güne kötüleşiyor. Türkiye olarak, bölgeye 86 bin tondan fazla yardımda bulunduk, Lübnan'a yardımlarımız ise 1300 tonu aştı. Gazze'de yaşanan insani felaket karşısında bir kez daha derhal ve kalıcı ateşkesin sağlanması çağrısında bulunuyorum."
Forum