Güney Kore, Japonya ve Çin, dört yılı aşkın bir süredir ilk kez gelecek hafta, üst düzey görüşmelere yeniden başlayacak. Asya komşularının liderleri, ilişkileri istikrara kavuşturmayı amaçlayan bir zirvede buluşacak.
Güney Kore Cumhurbaşkanı Yoon Suk Yeol’un Pazartesi günü Japonya Başbakanı Fumio Kişida ve Çin Başbakanı Li Çiang'ı Seul'de ağırlayacağı açıklandı. Açıklamayı, Güney Kore Cumhurbaşkanlığı yaptı.
Üç ülke yıllık zirveler düzenlemeyi umuyordu, ancak COVID-19 salgını ve ikili sürtüşmeler nedeniyle 2019'dan bu yana toplantılar yapılamadı.
Bu hafta Çin, Güney Kore ve Japonya’dan milletvekillerinin Tayvan lideri Lai Ching-te'nin yemin törenine katılmasının ardından sert tepki göstermişti. Çin, kendi yönetimi olan Tayvan'ı, toprağı olarak görüyor ve Lai'yi tehlikeli bir ayrılıkçı olarak tanımlıyor.
Çin ayrıca Japonya ve Güney Kore'nin sadece kendi aralarında değil, ABD ile de savunma işbirliğini genişletmesine ihtiyatlı yaklaşıyor. Çin, ABD'nin Pekin'i çevrelemek için Asyalı müttefikleriyle birlikte çalışmasından korkuyor.
Seul-Tokyo ilişkileri Yoon döneminde iyileşmiş olsa da Güney Koreli siyasetçilerin Japonya’yı, Güney Koreli bir şirkete popüler bir Japon mesajlaşma uygulamasındaki hissesini satması için uygunsuz bir şekilde baskı yapmakla suçlamasının ardından, ilişkiler gerginlik belirtileri gösteriyor.
Analistler zirvenin bu anlaşmazlıkları çözüme kavuşturacak herhangi bir ilerleme sağlamasını beklemiyor. Bunun yerine üç taraf, gergin ilişkileri yönetmek için önemli bir kanalı yeniden kurarak, liderler düzeyindeki toplantıları düzenli hale getirmeyi umuyor.
Devlete bağlı Kore Ulusal Diplomatik Akademisi'nin rektörü Park Cheol Hee, Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'nin internet sitesindeki bir yorumunda, zirvenin "bölgedeki her sorunu çözmeyeceğini ve potansiyel çatışmaları tek bir hamlede engellemeyeceğini" söyledi.
Bununla birlikte Park, her üç ülke de ekonomik olarak birbirine bağımlı olduğundan ve bir "Soğuk Savaş senaryosundan" kaçınmak istediğinden, çatışma seviyesini "tolere edilebilir bir düzeye" çekmek gerektiğini de kaydetti.
Diplomatik hamleler
İki yıl önce göreve geldiğinden bu yana Yoon, nükleer silahlara sahip Kuzey Kore gibi müşterek konularda işbirliği yapmak üzere Kişida ile ortaklık kurarak Japonya ile ilişkilerini geliştirdi.
Ancak Yoon ve Kişida, hem Seul hem de Tokyo için hayati bir ticaret ortağı olan Çin söz konusu olduğunda daha temkinli davrandılar.
Her iki lider de ülkelerinin Çin politikalarında köklü değişikliklere gitmemiş olsa da daha sert ve değerlere dayalı bir üslup benimsediler; demokrasi ile otoriterlik arasındaki çekişmeden sıklıkla bahsettiler.
Güney Kore ve Japonya ayrıca Çin'in zorla almakla tehdit ettiği demokratik Tayvan'da statükonun korunmasının öneminden bahsetme konusunda da daha cesur davranmaya başladı.
Yoon özellikle geçen yıl Tayvan'ın kaderini "küresel bir mesele" olarak nitelendirerek Çin'i kızdırdı. Çin, Tayvan ile ilişkilerinin bir iç mesele olduğunda ısrar ederek bu tür açıklamalara karşı çıkıyor.
Lai bu hafta Tayvan'ın lideri olarak yemin ederken, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi "tek Çin ilkesine" meydan okumaya çalıştığını söylediği kişilere ateş püskürdü.
Çin Perşembe günü Tayvan'ı çevreleyen iki günlük geniş çaplı bir askeri tatbikat başlatarak, bölgenin belki de en hassas noktasında gerilimi daha da arttırdı.
Çin'in yaklaşımı
Ancak Çin'in gelecek haftaki zirvede daha uzlaşmacı görünmek için bazı girişimleri olabilir.
Seul'deki Yonsei Üniversitesi'nde diplomatik çalışmalar profesörü olan Jeffrey Robertson, Çin'in nihayetinde Japonya ve Güney Kore ile yeniden diyalog kurarak ABD’yi dışladığı bir forumdan kazanacağı çok şey olduğunu anlayabileceğini söyledi.
Robertson, "(Çin'in) Kore ve Japonya için daha az tehdit teşkil ettiğini ve bir alternatif olduğunu göstermeye çalışacağını düşünüyorum. Böylelikle bölgenin kendi kendini idare etme potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor" dedi.
Bazı analistler Çin'in bu toplantıyı Güney Kore ve Japonya arasında bölünmeler yaratmak ya da bunları ortaya çıkarmak için kullanabileceğini söylese de şu anda böyle bir politikaya gerek olmayabilir.
Robertson, Güney Kore ve Japonya arasında zaten çatlaklar olduğunu belirtti.
Japonya - Güney Kore gerilimi
Güney Kore'nin önde gelen bazı siyasetçileri son haftalarda Tokyo’yu, Japonya'da dijital yaşama hakim olan bir sosyal medya uygulaması olan Line'ı kontrol eden şirketteki hisselerini satması için, Güney Koreli teknoloji devi Naver'e baskı yapmakla suçladı.
Japon yetkililer, Naver'in bir siber saldırıya uğramasının ardından, bu hamlenin bilgi güvenliği endişelerinden kaynaklandığını söylüyor. Siber saldırı, Line kullanıcılarının kişisel bilgileri dahil büyük bir veri sızıntısıyla sonuçlanmıştı.
Ancak Güney Koreli muhalif siyasetçiler, meseleyi Yoon'un Japonya'ya yönelik dostane yaklaşımına karşı çıkmak için kullandı. Hatta bazıları, anlaşmazlığı Japonya'nın Güney Kore'yi sömürgeleştirmesiyle karşılaştırdı.
Japon Kyodo haber ajansına göre Kişida ve Yoon, Line/Naver meselesini geniş kapsamlı zirve çerçevesinde yapılacak ikili görüşmelerde ele alabilirler.
Rand Corporation'da savunma alanında araştırmacı olan Bruce Bennett, Japon ve Güney Koreli liderlerin ayrıca Çin Başbakanı’nı Kuzey Kore'ye nükleer silahsızlanma görüşmelerine yeniden başlaması için baskı yapmaya teşvik edeceklerini söyledi.
Geçen hafta Seul'de düzenlenen Asan Plenum konferansında gazetecilere konuşan Bennett, "Ancak bundan pek bir şey çıkacağından emin değilim" dedi.
Çin'in Kuzey Kore üzerinde fazla bir etkisi olmadığını söyleyen Bennett, Kuzey Kore lideri Kim Jong Un'un sadece "kendi çıkarına olduğunu düşünürse" hareket edeceğini kaydetti.
Güney Koreli yetkililere göre üçlü zirvenin daha ziyade personel değişimi, iklim değişikliği, ticaret, sağlık ve yaşlanan nüfus, teknoloji ve afetler gibi konulara odaklanması bekleniyor.
Bu konular basının fazla ilgisini çekmese de Güney Kore'deki yetkililer, hiç değilse gerilimin kontrolden çıkmasını önleyecek bir diyalog oluşturmak için tartışmaların faydalı olduğunu söylüyor.
Yoon'un eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Kim Sung-han, Güney Kore'nin Chosun Ilbo gazetesi için geçen hafta kaleme aldığı başyazıda, Çin ile yakın iletişimin bölgesel barış ve refah için ve Birinci Dünya Savaşı çizgisinde bir çatışmadan kaçınmak için elzem olduğunu savundu.
Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in bu tur görüşmelere katılmayacak olması nedeniyle herhangi bir ilerleme bekleyen çok az kişi var.
Robertson, "Sadece diyaloğu yeniden başlatıyor olmaları bile bence kendi başına yeterince önemli" dedi.
Forum