Türkiye’nin dünyaca tanınan başarılı bestecilerinden birisi olan Erdem Helvacıoğlu, birkaç yıl önce New York’a, daha doğrusu Brooklyn’e taşınarak kariyerini hem Türkiye’de hem de Amerika’da sürdürmeye karar vermiş. Hemen hemen her enstrümanı çalabilen ve 30 yıla ulaşan kariyerinde birçok başarılı albüme imzasını atan Helvacıoğlu’nun ve caz vokalisti Şirin Soysal’ın yıllar önce kurdukları ve birçok başarılı besteye imza atan Joy Exit adlı grubunun ilk EPsi ABD'de Diffuse Records tarafından yayınlandı.
Helvacıoğlu ile Brooklyn’de kurmaya karar verdiği stüdyosunda buluştuk ve hem Joy Exit’in yeni albümünden hem de ABD’deki diğer projelerinden konuştuk.
Şirin Soysal’la 4-5 yıl önce Arif Mardin’in oğlu prodüktör Joe Mardin aracılığıyla tanıştıktan sonra, önce İstanbul’da çalışmaya başlayan iki sanatçı, çok kısa sürede yakaladıkları uyumla yeni parçalar oluşturmaya başladı. “Birkaç gün içinde birçok şey üretebildiğimizi, sinerjimizin iyi olduğunu fark ettik. Bir anda hızlı bir şekilde İngilizce şarkılar üretmeye başladık” diyor Helvacıoğlu ikilinin çıkış noktasıyla ilgili olarak.
İstanbul’da tamamladıkları demoların ardından, ikili bu şarkıların kayıtlarını Helvacıoğlu’nın Brooklyn’deki stüdyosunda tamamlamaya karar vermiş. Elektronik pop ve indi pop tarzındaki bu ilk EP’lerinde. Tüm sözleri İngilizce olan 5 parçalık albüm 22 Haziran’da tüm dijital platformlarda dinleyiciyle buluştu. Joy Exit, 2019 yılında da 12 parçalık uzunçalarla (LP) çıkacak.
Peki Helvacıoğlu New York’ta başka neler yapıyor? Kendisinden dinleyelim:
“Şu ana kadar yaklaşık 25 filme müzik besteledim ve bunu yapmaya devam ediyorum,” diyor Helvacıoğlu. İlk filmi Fasulye 2000 yılında vizyona girmiş. Hem ABD hem de Türkiye’den gelen projeleri değerlendiren besteci bazı filmlerin tüm müziklerini bestelediği gibi bazı projelerde ses tasarımını da yapmış. Poyraz, Sofra Sırları ve yeni vizyona girecek olan Kardeşler (Brothers) adlı filmlerin de müziklerini yapan Helvacıoğlu’na film müziklerini film çekilirken mi, yoksa bittiği zaman mı bestelediğini sorduğumuzda bakın nasıl cevap veriyor: “Sıfırdan daha çekilmemiş senaryo üzerinden bile gidilen projeler oluyor, hatta senaryo yazılırken bazı temalar besteleyip çekimler yapılırken yönetmenle paylaştığımız olmuştur. Ya da hiç olmaz, tamamıyla her şey bitmiştir. Son aşamada bana gelebilirler ve öyle yapılabilir, kısaca bir çok farklı yöntem olabiliyor. Ama tabii sonda girmenin şöyle bir avantajı olabiliyor: ‘Picture lock’ adı verilen bir hali vardır, tamamıyla montaj bitmiş, o zaman onun içine girmek daha kolaydır. Ama önemli olan yönetmen ve yapımcı ile tam ortak noktada buluşmak.”
Albümler, müzik tasarımı, film ve belgesel müzikleri dışında ayrıca bir de geçen yıl Long Island Üniversitesi’nde Medya Sanatları bölümünde öğretmenlik yapmaya başlayan Helvacıoğlu önümüzdeki öğrenim döneminde New School’da ders vermeye başlayacak. Çağdaş Sanat bölümünde ders verecek olan Helvacıoğlu şöyle konuşuyor:
“Müzik yapma biçimi değişiyor. Film müziği yapma biçimi değişiyor. 20-30 sene öncesine bakarsak müzik teknoloji dersleri ve hoca sayısı çok daha azken şu anda bütün bölümler oraya açılmak istiyor. Artık çocuklar her şeyi kendileri yapmak istiyorlar, kendileri bir şeyler üretmek istiyorlar. Onların ilgisi artık bir orkestra için bir şey yazmaktan ziyade, direkt kendileri laptopta bir şeyler yapıp onları nasıl miksleyecekler, onu öğrenmek istiyorlar. O yüzden de benim gibi hem bestelemeyi, hem müzik tasarımını, hem de prodüksiyonu bilen hocalara ihtiyaç var. Bu da size aslında müzik sisteminin nasıl değiştiğini gösteriyor. Dijital platform, dergicilik ve gazetecilik gibi müziği de değiştiriyor kısaca.”
Erdem Helvacıoğlu'nun youtube sayfasına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
https://www.youtube.com/channel/UCo4Ngx2NP5PLMaEfYDG_fOw/featured
