İzmir Körfezi’nde 20 Ağustos’ta ölü balıkların kıyıya vurması ve oluşan yoğun koku sonrası hükümet ve CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında başlayan tartışmalar sürüyor. İncelemeler yapmak için kente gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, körfezdeki kirliliğe bağlı olarak balık ölümlerinden Büyükşehir Belediyesi’ni sorumlu tuttu.
Körfezdeki incelemelerin ardından Bakan Kurum’un başkanlığında düzenlenen İzmir Körfezi Koordinasyon Kurulu toplantısına ise Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay yurtdışında olduğu için katılmadı. Tugay, Bakan Kurum’un konuşmasının ardından yaptığı yazılı açıklamada, Kurum’u, “her şeyi siyasetin ve kutuplaşmanın malzemesi haline getirmekle” suçladı.
“İzmir Körfezi’miz ölmektedir”
Toplantı öncesi açıklamalarda bulunan Kurum, “Bugün körfezde yaşanan tam anlamıyla büyük bir çevre felaketidir. İzmir Körfezi’nin ekosistemi artık durma noktasına gelmiştir. İzmir Körfezi’miz ölmektedir. Bu güzelim denizin bu hale gelmesinin sorumluları seçim meydanlarında ‘İzmir Körfezi’nde yüzeceğiz’ deyip görevdeyken tek bir adım atmayanlardır” dedi.
20 Ağustos’ta İzmir'in Bayraklı ilçesinde kıyıya ölü balıkların vurmasının ve sonrasında kentteki başka sahillerde de toplu balık ölümlerinin görülmesinin ardından Büyükşehir Belediyesi, körfezde deniz araçları ile arıtma çalışmalarına devam etmiş; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı da balık ölümlerine ilişkin inceleme başlattığını duyurmuştu.
“Körfezde oksijen seviyesi yer yer sıfıra düşmüş durumda”
Körfezdeki kirliliğe ilişkin bilgiler veren Bakan Kurum, “Yapmış olduğumuz çalışmalar çerçevesinde, denizdeki atık su kaynaklı amonyak miktarı olması gereken sınırdan tam 50 kat fazladır. Bu, evsel ve endüstriyel atıkların suya arıtılmadan karışıyor olduğu anlamına geliyor. Bu da beraberinde koku problemini getiriyor. Bu hem buradaki canlıları hem de İzmir’de yaşayan vatandaşlarımızın sağlığını tehdit ediyor” dedi.
Körfezdeki toplu balık ölümlerinin balıkların oksijensiz kalmasına bağlı olduğunu savunan Kurum, “İzmir Körfezi’ndeki oksijen seviyesi 6 miligram/litre olması gerekirken, buradaki canlılar için alt sınır 4-4,5 miligram/litre, ölçtüğümüz oksijen seviyesi 1,8; yer yer sıfıra düşmüş durumdadır. Yani denizde oksijen kalmamıştır. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan inceleme sonuçlarında da kirlilik parametrelerinin özellikle 2020’den sonra ciddi miktarda artış yaptığı görülmüştür. Şu anda iç körfezde toplam fosfor, klorofil-a ve amonyum azotu gibi zararlı maddeler sınır değerinin tam iki kat üstündedir. Şu anda körfezimizin bazı noktalarında yaşam kalmamıştır. Balıklarımız oksijensiz kaldıkları için ölmüştür” diye konuştu.
“Bakanlık olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni defalarca uyardık, ceza kestik”
Körfezdeki kirlilikle ilgili Büyükşehir Belediyesi’ni hedef alan Kurum, belediyenin 2002 yılında tamamladığı Büyük Kanal Projesi’yle ilgili “Bu proje yağmur suyu ve kanalizasyon şebekelerinin birleştirilmiş olması nedeniyle tam 5,5 kat daha fazla kirli ve katı maddeyi denize bırakmaktadır. Bu, körfez için hayati bir sorundur” dedi.
Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi’nin düzgün işletilemediğini de söyleyen Kurum, “Bakanlık olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni defalarca uyardık. Son beş senede 6 milyondan fazla ceza ve on ayrı ceza uygulaması gerçekleştirdik. Bu cezaların nedeni, bu tesisin düzgün işletilememesinin İzmir Körfezi’ni her saat her dakika, bir gün öncesinden daha fazla kirletmesidir. Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi’nden daha 12 gün önce yani 21 Ağustos’ta numuneler aldık. Tesisteki katı madde değeri olması gereken limitin tam 4 kat üstüne çıkmıştır” dedi.
Kurum, “Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi’nin kapasitesi günde yaklaşık 605 bin metreküptür. Ancak tesise gelen atık su miktarı 700 bin metreküpü aşmaktadır. Bu, yağmurda, sellerde çok daha üzerinde gerçekleşmekte. Tesise gelen atık su, tesiste arıtılmıyor. Yüksek miktarda katı atık, bugün denizde yaşamı bitiren burada dip çamuru diye vatandaşımızın bildiği, orta körfeze arıtılmadan aktarılmaktadır. Bu çamur İzmir Körfezi’mizin dibinde birikiyor, buradaki derinliği azaltıyor ve canlı yaşamını etkiliyor” dedi.
Kurum’dan Tugay’a: “Anlaşılan o ki İzmir’den daha önemli meseleleri var”
Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın körfezdeki balık ölümleriyle ilgili “Bu türler, normalde denizlerimizin türleri değil. Muhtemelen gemilerle taşınma sonrasında iklim değişikliğinden yararlanarak çoğalıyorlar ve Körfez’de baskın tür haline geliyorlar” sözlerini hatırlatan Bakan Kurum, “Sorumlular şimdi suçlarını gizlemek için ‘bu balıklar bize ait değil, gemilerle getirildi’ diyen ve kendini gülünç duruma düşürenlerdir. Bu kirliliğin sorumluları, yapılması gereken en basit iş olan yağmur suyu ve kanalizasyon kanallarını bile birbirinden ayıramayan, kurulu atık su tesisini bile çalıştıramayan, İzmir Körfezi’ne akan dereleri ıslah edemeyen ve bu işleri yapmaktan aciz olan yerel yönetimlerdir” diye konuştu.
Tugay’ın İzmir Körfezi Koordinasyon Kurulu toplantısına katılmamasına da değinen Kurum, “İzmir Körfezi adına hayati öneme sahip bir toplantı yapıyoruz. İsterdik ki böyle bir toplantıya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı da katılsın, fikirlerini paylaşsın. Kendisini biz davet ettik. Ama maalesef yurtdışında olmayı tercih etmiş. Anlaşılan o ki İzmir’den daha önemli meseleleri var. Ama biz İzmir’in bu hale getirilmesini izlemeyeceğiz” dedi.
“Sayın Bakan, İzmir Körfezi’nin kıyısında muhalefet partisi il başkanı gibi basın toplantısı yapıyor”
Bakan Kurum’un açıklamalarının ardından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tugay ise bir yazılı açıklama yaptı. Kurum’un halkı yanlış bilgilendirdiğini savunan Tugay, “İzmir Körfezi’ndeki kirlilik hepimizin problemidir. Kolektif bir çalışma ile düzeltilebilir. Ancak 22 yıldır bütün kuvvet ve kudreti kendinde toplamış bir iktidarın çevre ve şehircilikten sorumlu Sayın Bakanı, İzmir Körfezi’nin kıyısında bir muhalefet partisi il başkanı gibi basın toplantısı yaparak, yerel yönetimlerimizi hedef göstermektedir” dedi.
Kurum’un başkanlık ettiği toplantıya katılamama gerekçesini de açıklayan Tugay, “Her şeyi siyasetin ve kutuplaşmanın malzemesi haline getiren Sayın Bakanımız, İzmir Körfezi sahilinde basın toplantısı yaptığı gün neden İzmir’de olmadığımı gayet iyi bilmektedir. Yurtdışı gezimizin İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla Sağlıklı Kentler Birliği toplantısında Türkiye’yi temsilen gerçekleştiği, aylar öncesinden bellidir. Eğer bundan haberi yoksa kendisini bilgilendirenlerin doğruluğunu sorgulamalıdır. Eğer biliyor da bu toplantıyı İzmir’i temsilen yurtdışında olduğum bir güne denk getiriyorsa bu da manidardır” ifadelerini kullandı.
Körfezdeki kirlilikle ilgili ortak çözüme hazır olduklarını söyleyen Tugay, “Ne yapacağımızı ve nasıl yapacağımızı gayet iyi biliyoruz, yol haritamız ve planlarımız hazırdır. Yeter ki Sayın Cumhurbaşkanımız dahil olmak üzere Sayın Bakanımız ve ilgili kurumlar bize gerçekten yürekten destek versinler, yeter ki bu meseleyi yalnızca İzmir’in değil aynı zamanda Türkiye’nin acil meselelerinden birisi olarak görsünler. Gelin birbirimizi suçlamaktan mağduriyetler üzerinden kutuplaşma siyaseti yapmaktan vazgeçelim” dedi.
“Uzattığım el sıkılana kadar elimi havada tutmaya devam edeceğim”
Başkan Tugay, balık ölümleri ve körfezdeki kirlilikle ilgili 26 Ağustos’ta düzenlediği basın toplantısında da bakanlığın sorumluluklarını yerine getirmediği görüşünü gündeme taşımıştı. Körfeze çok farklı kaynaklardan kirlilik taşındığını, bunun önlenmesi ve denetlenmesinde yetki ve sorumluluğun önemli kısmının bakanlıklarda olduğunu vurgulayan Tugay, “Olayı politik söyleme çevirmek için çaba gösterenler olacaktır ama uzattığım el sıkılana kadar elimi havada tutmaya devam edeceğim” demişti.
“Körfezimiz maalesef ağır bir kirlilik yükü altında ve bunun sonuçlarıyla karşı karşıyayız” diyen Tugay, “Uzun yıllardır körfeze hepimiz, İzmir'de yaşayanlar, sanayi ve endüstri kuruluşları atık atıyor ve maalesef iş son noktasına gelmiş gözüküyor. Bununla yüzleşerek çözüm için ortak çaba içinde olmalıyız” ifadelerini kullanmıştı. Tugay, balık ölümlerinin plankton denen bir mikroorganizma türünün aniden patlama şeklinde çoğalmasıyla ortaya çıktığını düşündüklerini de dile getirmişti.
Tugay, 2000 yılında değişen kanunlar ve yönetmeliklerden sonra denizler ve iç denizlerdeki görev ve sorumlulukların bakanlıklarda olduğunu da belirterek, “Bunu bahane olarak ya da sorumluluğu yıkmak için söylemiyorum ama mevzuatı herkesin bilmesi lazım. Kirletici unsur olan organize sanayi ve münferit sanayi atıklarını arıtan tesislerin yer yer yaşadığı problemlerle ilgili olarak tüm yetki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda. Gözlem dışında hiçbir yetki sahibi değiliz. Buralardan kaynaklı kirlilik olduğuna da neredeyse eminiz” diye konuşmuştu.
“Arıtma tesislerinde sorun yok”
Belediye bünyesindeki arıtma tesisleriyle ilgili bir sıkıntı olmadığını da savunan Tugay, “Herkesin odaklandığı arıtma sistemimiz var. İZSU’nun Sasalı’daki arıtma tesisi ve Narlıdere’deki arıtma tesisi, bakanlık tarafınca sürekli ve düzenli olarak kontrol edilen tesislerimizdir. Edindiğimiz bilgilere göre tesislerden şu anda kaynaklanan bir anormal durum kesinlikle yoktur. Son 5 ay içinde anormallik ya da sorun yaşamadık. Arıtma üzerinde ağır yük oluşması ve ölçümlerde anormallik olmadı” sözlerine de yer vermişti.
Tugay, geçen dönem Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinde bulunan Tunç Soyer’in de vaadi olan İzmir Körfezi'ni yeniden yüzülebilir hale getirme hedefiyle ilgiliyse, “Yüzmeyi vadedemem ama çok daha temiz bir körfez bırakacağım” demişti.
Forum