WASHINGTON —
Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) adlı örgüt, ülkenin en büyük petrol rafinerisinin yanı sıra aralarında ülkenin ikinci büyük kenti Musul’un da bulunduğu 12 kent ve kasabayı ele geçirdi. Örgüt ayrıca Musul’daki merkez bankası şubesinden yarım milyar dolara yakın para gasp etti.
Suriye’de mücadelesi devam eden IŞİD’in Irak’ta geniş toprakları kontrol altına alması pek çok kişiyi şaşırtsa da aslında Irak’ın kontrolü her zaman grubun baş amacıydı.
IŞİD’in amacı bir İslam devleti kurmak. Kurdukları halifeliğin Irak, Suriye ve belki de Ortadoğu’nun başka yerlerine yayılmasını istiyorlar.
Grup Ebu Musab el Zerkavi’nin liderliğini yaptığı Irak İslam Devleti’nin sona ermesinden sonra grubun içinden çıkmıştı. Ürdünlü Zerkavi 2006 yılında Amerikan bombardımanında öldü. Zerkavi’nin ölümünden sonra grup El Kaide’nin Irak kolu olarak tekrar ortaya çıktı. Grubun şimdiki lideri Ebubekir el Bağdadi 2008 yılında Irak’ta Amerikan askeri cezaevinden salıverildikten sonra Irak İslam Devleti örgütünün ismine Şam’ı da ekleyerek IŞİD’i kurdu.
Terör finansmanı uzmanı Loretta Napoleoni, örgütün adına Suriye’nin de dahil edilmesinin stratejik ve finansal bir tercih olduğunu söylüyor.
Zerkavi’ye destek veren kişilerin, el Bağdadi’ye Esat’la mücadele etmesi için kaynak sağladığını söyleyen Napoleoni, el Bağdadi’nin bu parayı alarak kendi kaynaklarını oluşturmakta kullandığını ve böylece Irak’a dönmesini sağlayacak duruma geldiğini belirtiyor.
Uzman Kuveytli, Suudi ve Katarlı olduğunu belirttiği finansörlerin gerçekte Bağdadi tarafından kullanıldığını, Bağdadi’nin Suriye’de kaçakçılık yaparak ve stratejik alanları diğer isyancılardan ele geçirerek grubunu kuvvetlendirdiğini söylüyor.
Napoleoni, Bağdadi’nin Esat’a petrol ve bazı petrol yataklarını sattığını ve bunun karşılığında önemli gelir elde ettiğini söylüyor. Bağdadi, dört yıla yakın süredir devam eden Suriye iç savaşından elde ettiği kaynakları Irak’ta Sünni bölgelere saldırmak için kullanmış. Uzman, IŞİD’in kendi ekonomisini yaratarak tamamen bağımsız hale geldiğini belirtiyor.
Örgütün sahip olduğu bu mali ve idari bağımsızlık El Kaide’yle bağlantılarını kesmesine de neden olmuş.
Brookings Enstitüsü ulusal güvenlik uzmanı Ken Pollack IŞİD’in El Kaide’den ayrılmakla kalmayıp, El Kaide’nin Irak temsilcisi bir grupla çatıştığını da ekliyor. El Kaide’nin Irak kolu, emirlerini Ayman el Zevahiri’den ve örgütün Pakistan’daki yönetiminden almaya devam ediyor. IŞİD ise bağımsız hareket ediyor. Ancak iki örgütün şeriatçı görüşleri aynı. Pollack, iki örgütün de Şiiler’le savaşma konusunda kararlı olduğunu belirtiyor.
Militanların sayısının binlerle ifade edilebileceği düşünülüyor. Birçoğu Batılı ülkelerden gelmiş ve sınır tanımayan bir halifelik kurma hayali kuruyorlar.
Bağdat ise işler bu noktaya gelmeden militanları durdurmayı umuyor.
Suriye’de mücadelesi devam eden IŞİD’in Irak’ta geniş toprakları kontrol altına alması pek çok kişiyi şaşırtsa da aslında Irak’ın kontrolü her zaman grubun baş amacıydı.
IŞİD’in amacı bir İslam devleti kurmak. Kurdukları halifeliğin Irak, Suriye ve belki de Ortadoğu’nun başka yerlerine yayılmasını istiyorlar.
Grup Ebu Musab el Zerkavi’nin liderliğini yaptığı Irak İslam Devleti’nin sona ermesinden sonra grubun içinden çıkmıştı. Ürdünlü Zerkavi 2006 yılında Amerikan bombardımanında öldü. Zerkavi’nin ölümünden sonra grup El Kaide’nin Irak kolu olarak tekrar ortaya çıktı. Grubun şimdiki lideri Ebubekir el Bağdadi 2008 yılında Irak’ta Amerikan askeri cezaevinden salıverildikten sonra Irak İslam Devleti örgütünün ismine Şam’ı da ekleyerek IŞİD’i kurdu.
Terör finansmanı uzmanı Loretta Napoleoni, örgütün adına Suriye’nin de dahil edilmesinin stratejik ve finansal bir tercih olduğunu söylüyor.
Zerkavi’ye destek veren kişilerin, el Bağdadi’ye Esat’la mücadele etmesi için kaynak sağladığını söyleyen Napoleoni, el Bağdadi’nin bu parayı alarak kendi kaynaklarını oluşturmakta kullandığını ve böylece Irak’a dönmesini sağlayacak duruma geldiğini belirtiyor.
Uzman Kuveytli, Suudi ve Katarlı olduğunu belirttiği finansörlerin gerçekte Bağdadi tarafından kullanıldığını, Bağdadi’nin Suriye’de kaçakçılık yaparak ve stratejik alanları diğer isyancılardan ele geçirerek grubunu kuvvetlendirdiğini söylüyor.
Napoleoni, Bağdadi’nin Esat’a petrol ve bazı petrol yataklarını sattığını ve bunun karşılığında önemli gelir elde ettiğini söylüyor. Bağdadi, dört yıla yakın süredir devam eden Suriye iç savaşından elde ettiği kaynakları Irak’ta Sünni bölgelere saldırmak için kullanmış. Uzman, IŞİD’in kendi ekonomisini yaratarak tamamen bağımsız hale geldiğini belirtiyor.
Örgütün sahip olduğu bu mali ve idari bağımsızlık El Kaide’yle bağlantılarını kesmesine de neden olmuş.
Brookings Enstitüsü ulusal güvenlik uzmanı Ken Pollack IŞİD’in El Kaide’den ayrılmakla kalmayıp, El Kaide’nin Irak temsilcisi bir grupla çatıştığını da ekliyor. El Kaide’nin Irak kolu, emirlerini Ayman el Zevahiri’den ve örgütün Pakistan’daki yönetiminden almaya devam ediyor. IŞİD ise bağımsız hareket ediyor. Ancak iki örgütün şeriatçı görüşleri aynı. Pollack, iki örgütün de Şiiler’le savaşma konusunda kararlı olduğunu belirtiyor.
Militanların sayısının binlerle ifade edilebileceği düşünülüyor. Birçoğu Batılı ülkelerden gelmiş ve sınır tanımayan bir halifelik kurma hayali kuruyorlar.
Bağdat ise işler bu noktaya gelmeden militanları durdurmayı umuyor.