Türkiye’de okulların açılmasına artık günler kaldı. Hem öğrenciler hem öğretmenler heyecanlı. Ama bir kesim ise buruk: İhraç edilen öğretmenler. Geri dönme umutları kalmayan ihraç öğretmenler, değişik yollarla hayata tutunmaya çalışıyor. Kimisi ürettiklerini satıyor, kimisi ticaret yapıyor. Birbirlerine destek olup, ayakta durmaya çalışıyorlar.
Yenişehir İlçesinde bir kırtasiye. Okulların açılmasına az bir süre kaldığı için işler yoğun. Veliler öğrencilerinin eksiklerini gidermek için alışverişe başlamış. Kırtasiyede buruk bir heyecan var. Çünkü bu kırtasiyenin sahipleri Kanun Hükmünde Kararname’yle işinden olan öğretmenler. Onlar da iki yıl öncesine kadar, bu zamanlarda eğitim yılının başlama heyecanını yaşıyordu.
Çalıştıkları okullardan ihraç edilen öğretmenlerden bazıları, eve kapanmak yerine iş hayatına atılamaya karar verdi. Resmi olarak dört ortak olsalar da onlar, ‘burası bütün KHK’lıların’ diyor. Kırtasiyenin resmi ortaklarından biri Şiyar Kaymaz. İhraç edilen öğretmenlerden biri. Amerika’nın Sesi’ne konuşan Kaymaz, kırtasiyeyi sahiplenmiyor. Kaymaz, ”İhraç olduktan sonra bir boşluk yaşandı, özellikle öğretmen kesiminin özel sektörde çalışmasına izin verilmemesinden kaynaklı olarak, kendi üretim merkezleri ya da kendi çalışma alanlarını oluşturmak zorunda kaldı. Ya eve kapanıp sıkışacaktık ya da bir şeylerle meşgul olacaktık. Biz de öğretmenler olarak, kırtasiye açtık. Biz mümkün mertebe en ucuz olan şekilde vermeye çalışıyoruz. Burası bir KHK kurumdur. KHK’lilerin yeridir diyebiliriz.”
Dışardan bakıldığında kırtasiye ancak içeride başka ürünler de satılıyor. Kırtasiye ihraç edilenlerin ortak pazarı adeta. Kaymaz, bu durumu şöyle açıklıyor: ”Burada dayanışma var. İhraç olan arkadaşlarımızın çocuklarının kırtasiye ihtiyaçları giderilebiliyor. Bizim gibi ihraç olmuş arkadaşların ürettiği ürünler burada satılabiliyor. Mesela arkadaşımızın Pülümür’de ürettiği balı biz burada satıyoruz. Yumurta, salça ya da çiftlik açıp peynir üreten arkadaşlarımız var. Bunlar siparişlerini buradan alıyorlar. Biz üretim yapmasak ta yapan arkadaşlarımıza temin noktası sağlıyoruz.”
Kitap raflarındaki bal kavanozları dikkat çekiyor. Üzerinde, ihraç edilen bir öğretmenin ürettiği bal olduğu yazıyor. O öğretmen Hatayi Demir. 17 yıllık öğretmenken ihraç edilmiş. O da Tunceli Pülümür’deki köyüne dönerek arıcılık yapmaya başlamış.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan Demir, “Hak gaspı oldu, bunun hukuk mücadelesini veriyoruz. Ama öte yandan hayat devam ediyor. Hayatımızda bir sürü alternatifler var. Ben kadın olarak çobanlık da yapabilirim dedim. Abim arıcıydı ben de arıcılık yapmaya karar verdim. Kendi köyümüze geri döndük. Orada yaşamaya başladım ve arıcıkta ikinci yılım. Sadece buraya değil, isteyen arkadaşların evlerine götürüyorum. Koyacak yerim olmadığı için bazen arkadaşlar gelip buradan alıyorlar” diye konuştu.
Kırtasiyeye kentin dört bir yanından müşteri geliyor. Hatta, sahiplerinin ihraç olan öğretmenler olduğunu duyan başka illerdeki insanlar da, buradan sipariş veriyor. İhraç olanların umudu bu tarz yerlerle dayanışmanın artması.