Erişilebilirlik

“İklim değişikliği Dicle Nehri’ni tehdit ediyor”


Yaklaşık 15 kilometrelik bölümü Diyarbakır’dan geçen Dicle Nehri’ndeki değişim çıplak gözle de görülebiliyor.
Yaklaşık 15 kilometrelik bölümü Diyarbakır’dan geçen Dicle Nehri’ndeki değişim çıplak gözle de görülebiliyor.

Son yıllarda dünyanın önemli sorunları arasına giren iklim değişikliğinin su kaynaklarını tehdit etmeye başladığı belirtiliyor. Ortadoğu’nun en önemli su kaynaklarından biri olan ve Diyarbakır’dan geçen Dicle Nehri’nin su seviyesinin önemli oranda düştüğüne dikkat çekiliyor.

15 yıldır nehir çevresini fotoğraflayan fotoğraf sanatçısı Mehmet Masum Süer, düşüşü gözlemleyebildiğini söyledi. Jeoloji Mühendisi Ali Cihat Parlak ise kişi başına düşen su miktarının 25 yılda 1600 metreküpten 1400 metreküpe düştüğünü söyledi.

“İklim değişikliği Dicle Nehri’ni tehdit ediyor”
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:02:38 0:00

Binlerce yıldır Ortadoğu’ya hayat veren Dicle Nehri, Fırat Nehri ile birlikte hem Türkiye’nin hem bölgenin en önemli su kaynaklarından biri. Ana kaynağı Elazığ’da bulunan nehir, birçok dereden de besleniyor. Türkiye’de doğan nehir Irak topraklarından geçerek, Fırat'la Şattülarap'ta birleşerek Basra Körfezi’ne dökülüyor.

Toplam uzunluğu 1900 kilometre olan nehrin 523 kilometresi Türkiye topraklarında kalıyor. Nehrin yaklaşık 15 kilometrelik bölümü Diyarbakır’dan geçiyor.

Dicle Nehri çevresinde yaşayanlar hala ilkel yöntemlerle balık avlamayı sürdürüyor.
Dicle Nehri çevresinde yaşayanlar hala ilkel yöntemlerle balık avlamayı sürdürüyor.

Resmi kayıtlarda Dicle Nehri’nin ortalama debisi 360 m³/sn olarak belirtiliyor. Bu debi Eylül ayı ortalarında 55 m³/sn ile en düşük, Şubat sonunda 2263 m³/sn ile en yüksek değerine ulaşıyor. Her ne kadar resmi kayıtlara böyle geçse de nehrin suyunun günden güne azaldığına dikkat çekiliyor.

Nüfusun ve tarımsal sulamanın artması ve barajların yapılması buna gerekçe olarak gösterilse de en büyük etkenin küresel ısınma olduğu görüşü hakim.

“Su seviyesi son 15 yılda yarım metreden fazla düştü”

Diyarbakır’ın yanından geçen Dicle Nehri’nin hayat verdiği Dicle Vadisi’nin 15 yıldan fazladır müdavimi olan fotoğraf sanatçısı Mehmet Masum Süer, haftanın birkaç gününü Dicle Nehri çevresinde geçiriyor. Süer, nehir ve çevresindeki yaban hayatı fotoğraflıyor.

Fotoğraf sanatçısı Mehmet Masum Süer, 15 yılı aşkın süredir Dicle Nehri ve çevresindeki yaban hayatının fotoğraflarını çekiyor.
Fotoğraf sanatçısı Mehmet Masum Süer, 15 yılı aşkın süredir Dicle Nehri ve çevresindeki yaban hayatının fotoğraflarını çekiyor.

Dicle Nehri ve çevresinde yaşanan değişimleri yakından gözlemleyenlerden Süer, su seviyesinde gözle görülür bir düşme olduğuna dikkat çekti.

“İlk zamanları hatırlıyorum. Etraf daha yeşil ve su daha çoktu. Su içindeki canlıları, balıkları rahatça görebiliyorduk. Suyun yüksekliği gittikçe düştü” diyen Süer, “Son 15 yılda çektiği fotoğrafları inceledim. Genelde suyun en yüksek olduğu zamanlarda bile eskiye göre yarım metreden fazla bir su seviyesinin düşmesi var” dedi.

Su seviyesindeki değişimin ölçülmeden, çıplak gözle bile tespit edilebileceğini savunan Süer, “Burada eski yıllardan beri yaşayan insanlar su seviyesinin düşüklüğünü görebiliyorlar. Zaman zaman su tutuluyor barajda veya zaman zaman su bırakılıyor. Ama bırakıldığı zaman da yine eski seviyeye, yıllar önceki seviyeye ulaşmıyor, bunu görebiliyoruz” diye konuştu.

“Küresel ısınma devam ettiği sürece kurak dönem, yağışın ve su miktarının azalması sürecektir”

Türkiye’deki su kaynaklarının planlanması, yönetimi, geliştirilmesi ve işletilmesinden sorumlu olan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nde (DSİ) yaklaşık 30 yıl jeoloji mühendisi olarak çalışan Ali Cihat Parlak da iklim değişikliğinin hem yer altı hem yer üstü sularını olumsuz etkilediğini söyledi.

Jeoloji mühendisi Ali Cihat Parlak, Dicle Nehri’nin yakından gözlemleyenlerden biri.
Jeoloji mühendisi Ali Cihat Parlak, Dicle Nehri’nin yakından gözlemleyenlerden biri.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Parlak, nüfusun da artmasıyla, iklim değişikliğinin su üzerindeki etkilerinin daha belirgin olacağını söyledi.

Parlak, “Dicle Barajı'nın, Kral Kızı Barajı'nın ve diğer bir takım yan kolları üzerinde barajların yapılmasıyla, suyun kullanımı yönünden, sulama suyu yönünden, hatta Diyarbakır içme suyu için nehir daha düzenli hale geldi. Ama su miktarında gittikçe azalmalar var. Belli dönemlerde, özellikle kurak periyod dönemlerinde, Dicle Nehri'nin kuruduğu dönemlerde var” dedi.

Süer, “Yağış olmadığı zaman, özellikle çevrede yüksek kesimlerde kar yağmadığı takdirde Dicle Nehri'nin suyu azalmakta ve debisinin azalmasına, bir takım yan etkilerinin olmasına, sulamanın azalmasına yol açıyor” şeklinde konuştu.

Suyu azalsa da hala nehirde oltayla balık avlayanlar görmek mümkün.
Suyu azalsa da hala nehirde oltayla balık avlayanlar görmek mümkün.

Bölgede kurak bir dönem yaşandığına dikkat çeken Parlak, “Yağışların daha azaldığı ve iklim değişikliğinin biraz daha farklılaştırdığı bir dönem görüyoruz. Bu da haliyle akarsuların miktarına etki ediyor” ifadesini kullandı.

“Bizim bölgede su miktarının en az olduğu dönem Ekim ve Kasım aylarıdır. En çok olduğu dönemde Mayıs ayıdır. Ama bu son zamanlarda biraz daha farklılıklar göstermeye başladı. Küresel ısınmaya bağlı olarak havaların ısınması birlikte yağışların da azalacağını gösteriyor” diyen Parlak, “Bu da kuraklığa neden olacaktır. Akarsu kaynakları azalacaktır. Yeraltı suyu azalacaktır. Bir de nüfus arttıkça da kişi başına düşen su miktarı da azalıyor. Küresel iklimin değişikliği etkisiyle de kurak periyod süresi uzayacaktır. Küresel ısınma devam ettiği sürece kurak dönem, yağışın azalması, su miktarının azalması sürecektir” dedi.

Parlak, Türkiye’nin eskiden suyu yönünden kedine yeterli bir ülke olduğuna dikkat çekerek, şu anda Türkiye’nin sıkıntılı bir döneme girdiği uyarısı yaptı.

COP29’a giderken Türkiye’nin iklim hedefleri ne kadar gerçekçi?
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:03:01 0:00

Forum

XS
SM
MD
LG