Uluslararası Para Fonu (IMF), Washington’da Dünya Bankası ile birlikte düzenlediği yıllık toplantılar sırasında Mali Gözlem raporunu açıkladı.
Raporda, hükümetlerin, enflasyonla mücadele ve borç kırılganlıklarıyla başa çıkmaya yardımcı olmak için bütçe açıklarını azaltması gerektiği uyarısı yapıldı. IMF raporunda, artan gıda ve enerji fiyatları karşısında sağlanan yardımların en kırılgan nüfus gruplarını hedef alması ihtiyacının da altı çizildi.
Mevcut koşullar dikkate alınarak mali politikalarda yeni düzenlemeler yapılması ihtiyacına işaret edilen raporda, istikrarlı bir orta vadeli politika çerçevesinin tanımlanmasının kritik önem taşıdığı vurgulandı.
Raporda, artan enerji ve gıda fiyatlarının hane halklarını etkilemesine karşın pandemi döneminde biriken bütçe açıklarını azaltma çabalarına devam edilmesi gerektiğinin altı çizildi.
Mali konsolidasyonun, hükümetlerin enflasyonla mücadelede aynı safta olduklarını göstermek için güçlü bir sinyal gönderdiği belirtilen raporda, ülkelerin maliye yönetimlerinin, ekonomik zorluklarla mücadele kapsamında sağlanan mali desteklerin geniş kapsamlı değil, hedefe odaklı olması, bu desteklerin en çok ihtiyaç duyanlara yönlendirilmesini sağlaması gerektiği kaydedildi.
Raporda, “Hükümetler daha dar bütçelerde faaliyet gösterirken politikalar ve programları önceliklendirmek hayati önem taşıyor. Ana öncelikler, herkesin uygun maliyetli gıda ürünlerine erişiminin olmasını garantiye almak ve düşük gelirli hane halklarını artan enflasyondan korumak” ifadesi kullanıldı.
“Borçlar düzenli bir biçimde yeniden yapılandırılmalı”
IMF raporda, artan borç seviyeleri ve mali baskıların, düşük gelirli ülkelerin daha sürdürülebilir bir yola girmesini sağlamak için “düzenli bir şekilde borçların yeniden yapılandırılması” ihtiyacını ortaya koyduğu değerlendirmesini dile getirdi.
IMF Mali İşler Direktörü Vitor Gaspar gazetecilere yaptığı açıklamada, düşük gelirli ülkelerin karşı karşıya olduğu sorunların, gıda ve enerji alanlarında yaşanan şoklar ve iklim felaketleri yüzünden daha da kötüleştiğini söyledi. Gaspar, sosyal huzursuzlukları önleyecek politikalar oluşturmanın kritik önem taşıdığını vurguladı.
“Pandemiden önce başlayan aşırı yoksulluk ve gıda güvensizliğinin derinleşmesi, geniş yelpazede bir dizi girişimle ele alınmalı” diyen Gaspar, kırılgan ülkelerin borç stoklarının düşürülmesi için daha fazla çabanın ortaya konması çağrısında bulundu.
Gaspar da, mali tedbirlerin bunlara en çok ihtiyaç duyanları kapsayacak şekilde daraltılmış bir hedef kitlesini gözetmesi gerektiği vurgusunu yaptı.
Raporda, hükümetlerin, bir yandan düşük gelirli aileleri ciddi gelir kayıplarından korumaya çalışırken, diğer yandan da izlenen para politikalarına ters düşen adımlar atılmaması arasında zor bir denge gözetme sorumluluğuyla karşı karşıya olduklarına işaret edildi.
“Küresel kamu borcu GSYH’nin yüzde 91’i seviyesinde kalacak” tahmini
Mali Gözlem raporunda, bu yıl küresel kamu borcunun gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 91’i seviyesinde kalacağı tahmini ortaya konuldu. Bu oran, bu yılki tarihi seviyenin altında ancak pandemi öncesindeki seviyelerin ise yüzde 7,5 civarı yukarısında. Bu tabloda düşük gelirli ülkeler özellikle kırılgan bir konumda. En yoksul ülkelerin yaklaşık yüzde 60’ının borç baskısı ya da riski altında olduğu belirtiliyor.
IMF Mali İşler Dairesi Direktör Yardımcısı Paolo Mauro da, sosyal huzursuzluklarla gıda ve enerji fiyatlarındaki sıçramalar arasında bağlantı olduğunun tecrübeyle görüldüğünü belirterek, “Geniş çaplı sosyal huzursuzluk riskini azaltmanın yolu, insanlara, ödedikleri vergilerin doğru şekilde harcandığı ve iyi yönetim uygulamalarına çok vurgu yapıldığı hissiyatını aşılayabilmek” diye konuştu.
G24: “COVID fırtınasından sonra sükunetin olmayacağı açık”
Bu arada IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları kapsamında, bugün gelişmekte olan ülkelerin oluşturduğu G-24’ün toplantısı yapıldı. Toplantının ardından yayınlanan sonuç bildirisinde, COVID-19 pandemisi etkisini azaltıyor olmasına karşın hala durumun toparlanmadığı, tam tersine küresel ekonomik görünümün çok sayıda krizin patlak vermesiyle daha da karanlık bir hal aldığı tespitine yer verildi.
Küresel büyümenin yavaşladığına işaret edilen bildiride, yoksulluk, açlık, su kıtlığı, yaşam maliyeti baskıları, gıda ve enerji güvensizliğinin alarm verici düzeyde arttığı, bu durumun da küresel ekonomideki mevcut zorlukları daha da derinleştirdiği ve kırılgan devletlerdeki zafiyetleri daha da kötüleştirdiği belirtildi.
G24’ün dönem başkanı Guatemala Merkez Bankası Başkanı Alvaro Gonzalez Ricci, “COVID fırtınasından sonra sükunetin olmayacağı açık” ifadesini kullandı.
Gonzales, Ukrayna’daki savaşın küresel gıda tedariğini azaltarak enflasyon sorununu daha da derinleştirdiğini, bunun da kırılgan ekonomiler ve yoksul kesimlere orantısız biçimde zarar verdiği, mali ve ekonomik baskıları ciddi düzeyde arttırdığını söyledi.
G24, IMF, Dünya Bankası ve diğer uluslararası mali kurumlara, yeterli ve zamanlı nakit desteği ve kalkınma yardımları sağlamaları çağrısında bulundu.