Erişilebilirlik

IMF: “Küresel büyüme istikrarlı ancak Trump’ın ekonomi ve göç politikaları bunu gölgeleyebilir” 


IMF, küresel ekonominin bu yıl biraz daha hızlı büyüyeceği, enflasyonun düşmeye devam edeceği tahmininde bulundu.
IMF, küresel ekonominin bu yıl biraz daha hızlı büyüyeceği, enflasyonun düşmeye devam edeceği tahmininde bulundu.

Uluslararası Para Fonu (IMF) bu yıl dünya ekonomisinin biraz daha hızlı büyümesini ve enflasyonun düşmeye devam etmesini bekliyor. Ancak IMF, başkan seçilen Donald Trump'ın ABD vergilerini azaltma, yabancı mallara gümrük vergisi uygulama, işletmeler üzerindeki düzenlemeleri hafifletme ve ABD'de yasadışı olarak çalışan milyonlarca göçmeni sınırdışı etme vaatlerinin görünümü gölgelediği uyarısında bulundu.

Dünya Bankası da son değerlendirmesinde, küresel ekonominin savaş, korumacı ticaret politikaları ve yüksek faiz oranları karşısında büyümeye devam ettiğini, ancak bunun küresel yoksulluğa karşı yeterli düzeyde bir büyüme olmadığını kaydetti.

Dünya Bankası’nın raporunda, Türkiye ekonomisinde de bu yıl yüzde 2,6 ve gelecek yıl da yüzde 3,8 oranında büyüme beklendiği kaydedildi. Dünya Bankası Haziran 2024'teki raporunda, Türkiye ekonomisinin 2025 yılında yüzde 3,6 ve 2026 yılında ise yüzde 4,3 büyüyeceği tahmininde bulunmuştu.

Ekonomik büyümeyi ve finansal istikrarı teşvik etme ve küresel yoksulluğu azaltma hedefinde olan Washington merkezli, 191 ülkeden oluşan kredi kuruluşu IMF, dünya ekonomisinin bu yıl ve önümüzdeki yıl yüzde 3,3 büyümesini bekliyor. Küresel büyüme oranı 2024'te yüzde 3,2 olarak belirlenmişti.

Kuruluşun Cuma günü yayınladığı rapora göre, bu büyüme istikrarlı ancak etkileyici değil; dünya ekonomisi 2000'den 2019'a kadar yılda ortalama yüzde 3,7 oran ile daha hızlı büyüdü. Yavaş büyüme, COVID-19 salgını ve Rusya'nın Ukrayna'yı işgali gibi büyük küresel şokların devam eden ettiğinin işareti olarak yorumlanıyor.

COVID-19 salgınının küresel tedarik zincirlerini bozarak kıtlıklara ve fiyatların yükselmesine neden olmasının ardından yükselen küresel enflasyonun 2024'te yüzde 5,7'den bu yıl yüzde 4,2'ye ve 2026'da yüzde 3,5'e düşeceği tahmin ediliyor.

Ancak IMF'nin son Dünya Ekonomik Görünümü raporunun yayınlanmasına eşlik eden bir blog yazısında, fonun baş ekonomisti Pierre-Olivier Gourinchas, Trump'ın uygulamaya söz verdiği politikaların “yakın vadede enflasyonu yükseltebileceğini” yazdı.

Büyük vergi indirimleri ABD ekonomisini ve enflasyonu aşırı ısıtabilir. Aynı şekilde, yabancı ürünlere yönelik yüksek gümrük vergileri de en azından geçici olarak fiyatları arttırabilir ve dünyanın dört bir yanındaki ihracatçı ülkelere zarar verebilir. Toplu sınırdışılar ise restoranların, inşaat şirketlerinin ve diğer işletmelerin işçi sıkıntısı çekmesine neden olarak maliyetlerini arttırabilir ve ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilir.

Gourinchas yazısında ayrıca Trump'ın iş dünyasına yönelik düzenlemeleri azaltma planlarının “bürokrasiyi ortadan kaldırması ve inovasyonu teşvik etmesi halinde orta vadede potansiyel büyümeyi arttırabileceğini” yazdı. Ancak Gourinchas, “aşırı deregülasyonun aynı zamanda finansal güvenceleri zayıflatabileceği ve finansal kırılganlıkları arttırarak ABD ekonomisini tehlikeli bir ‘patlama ve çöküş’ yoluna sokabileceği” uyarısında bulundu.

Diğer taraftan, Trump güçlü bir ABD ekonomisi devralıyor. IMF, ABD'nin bu yıl yüzde 2,7 oranında büyümesini bekliyor; bu oran kuruluşun Ekim ayında tahmin ettiği yüzde 2,2'den yarım puan daha yüksek.

ABD ekonomisinin beklenmedik derecede güçlü performansı, Atlantik Okyanusu'nun ötesindeki gelişmiş ekonomilerle keskin bir tezat oluşturuyor. IMF, Euro para birimini kullanan 20 ülkenin bu yıl toplu olarak sadece yüzde 1 büyümesini bekliyor; bu oran 2024'te belirlenen binde 8 oranından yüksek ancak Ekim ayında tahmin edilen yüzde 1,2'lik orandan daha düşük olacak.

ABD’den sonra dünyanın iki numaralı ekonomisi olan Çin'in geçen yıl yüzde 4,8 olan büyüme hızının 2025'te yüzde 4,6'ya, 2026'da ise yüzde 4,5'e gerileyeceği tahmin ediliyor.

Çin konut piyasasındaki çöküş tüketici güvenini sarsmış durumda. Gourinchas, hükümetin daha düşük faiz oranları, arttırılmış harcamalar ya da vergi kesintileriyle ekonomiyi canlandırmak için yeterince çaba göstermemesi halinde Çin'in “borç-deflasyon durgunluk tuzağı riskiyle karşı karşıya kalacağı” uyarısında bulunarak, düşen fiyatların tüketicileri harcama yapmaktan caydırdığını ve borçluların kredilerini geri ödemelerini daha pahalı hale getirdiğini söyledi.

Dünya Bankası: “Küresel ekonomi istikrarlı bir şekilde büyüyor ancak yoksulluğu azaltmaya yardımcı olacak kadar hızlı değil”

IMF tahminleri, kardeş kuruluşu Dünya Bankası'nın 2025 ve 2026 yıllarında küresel büyümeyi geçen yıl ve 2023'te olduğu gibi yüzde 2,7 olarak öngörmesinden bir gün sonra açıklandı.

Yoksul ülkelere kredi ve hibe veren banka, büyümenin düşük gelirli ülkelerdeki yoksulluğu azaltmak için yeterli olmadığı uyarısında bulundu. IMF'nin küresel büyüme tahminleri, daha hızlı büyüyen gelişmekte olan ülkelere daha fazla ağırlık verdiği için Dünya Bankası'nınkinden daha yüksek olma eğiliminde.

Dünya Bankası raporuna göre küresel ekonomi savaş, korumacı ticaret politikaları ve yüksek faiz oranları karşısında istikrarlı bir şekilde büyüyor. Ancak kuruluş, Perşembe günü küresel ekonomiye ilişkin yaptığı son değerlendirmede, bu büyümenin dünyanın en yoksullarını rahatlatacak kadar hızlı olmadığının altını çizdi.

189 üye ülkeden oluşan ve yoksul ekonomilere hibe ve düşük faizli kredi sağlayarak yoksulluğu azaltmaya hedefleyen Dünya Bankası’nın Ocak ve Haziran aylarında yayınlanan Küresel Ekonomi Beklentileri raporunun bu yılki ilk değerlendirmesinde bazı iyi haberler de var. İki yıl önce yüzde 8'in üzerinde seyreden küresel enflasyonun 2025 ve 2026 yıllarında ortalama yüzde 2,7'ye düşerek birçok merkez bankasının hedeflerine yaklaşması bekleniyor.

Gelişmekte olan ekonomiler olarak adlandırılan düşük ve orta gelirli ülkeler için büyümenin bu yıl yüzde 4,1 olması ve 2026'da biraz yavaşlayarak yüzde 4'e inmesi bekleniyor. Dünya Bankası bu yavaş büyüme hızının küresel yoksulluğu azaltmak için “yetersiz” olduğunu söylüyor.

Dünya Bankası, gelişmekte olan ülkelerde büyümenin yıllardır yavaşladığını belirtiyor. 2000'li yıllarda yıllık ortalama yüzde 5,9 olan güçlü büyüme, 2010'larda yüzde 5,1'e; 2020'lerde ise yüzde 3,5'e kadar düşmüş durumda. Çin ve Hindistan hariç, bu ülkeler kişi başına düşen ekonomik büyümede dünyanın zengin ülkelerinin gerisinde kalıyor.

Bu ülkelerin ekonomileri durgun yatırımlar, yüksek borç seviyeleri, iklim değişikliğinin artan maliyetleri ve ihracatlarına zarar veren artan korumacı politikalar nedeniyle sekteye uğramış durumda. Bunların hiçbiri yakın zamanda ortadan kalkacak gibi görünmüyor.

Dünya Bankası baş ekonomisti Indermit Gill raporda, “Önümüzdeki 25 yıl, gelişmekte olan ekonomiler için son 25 yıldan daha zorlu geçecek” dedi.

Dünyanın en yoksul ülkeleri, yani kişi başına düşen yıllık gelirleri 1145 doların altında olan ülkeler, özellikle Gazze ve Sudan gibi yerlerde “artan çatışma ve şiddet nedeniyle” 2024 yılında sadece yüzde 3,6 oranında büyüdü.

Raporun açıklanmasından önce gazetecilere konuşan Gill, “Avrupa'da, Ortadoğu'da ve Afrika'da topyekûn savaş var” dedi ve şu ifadeleri ekledi: “Çatışmalar en kötü ekonomi katilleridir.”

Banka, düşük gelirli ülkelerin büyümesinin bu yıl yüzde 5,7'ye; 2026'da ise yüzde 5,9'a yükselmesini beklerken, bunun bazı yerlerdeki çatışmaların hafiflemesine bağlı olduğunu belirtti.

Dünya Bankası, dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD‘nin ekonomik görünümünü yukarı çekti. Banka, ABD'nin gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYİH) bu yıl yüzde 2,3 oranında artmasını bekliyor. Bu oran 2024 yılındaki yüzde 2,8'lik orandan daha düşük ancak bankanın Haziran ayında bu yıl için öngördüğü yüzde 1,8'lik orandan daha yüksek.

Amerikan ekonomisi yüksek faiz oranlarına rağmen gelişmeyi başardı. ABD'nin büyümesi güçlü tüketici harcamaları, işgücü açığını azaltan göçmen akını ve verimlilikteki gelişmelerle desteklendi.

Buna karşın Avrupa,son derece yavaş bir hızla genişliyor. Dünya Bankası, Euro para birimini kullanan 20 ülke için Haziran ayında yüzde 1,4 olarak öngördüğü GSYİH büyüme tahminini bu yıl yüzde 1'e düşürdü. Banka, kısmen yüksek enerji fiyatlarının maliyetini yansıtan “anemik” tüketici harcamaları, iş yatırımları ve imalat faaliyetlerini gerekçe gösterdi.

Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin'in geçen yıl yüzde 4,9 olan büyüme hızının 2025'te yüzde 4,5'e, 2026'da ise yüzde 4'e düşmesi bekleniyor. Çin'in emlak piyasası çökerek tüketicilerin moralini bozdu ve harcamalarını dizginlemelerine neden oldu. Ancak Çin'in ihracatı, fabrikalara ve altyapıya yaptığı yatırımlar güçlü seyrediyor.

Bu arada, dünyanın en hızlı büyüyen büyük ekonomisi olarak Çin'in yerini alan Hindistan'ın hem bu yıl hem de gelecek yıl yüzde 6,7 oranında büyümesi bekleniyor. Kırsal bölgelerde, tarımsal üretimdeki toparlanma tüketici harcamalarını artırdı; ancak enflasyon ve yavaş kredi büyümesi şehirlerde alışveriş yapanların cesaretini kırdı.

Dünya Bankası'nın tahminleri ticaret ya da bütçe politikalarında önemli bir değişiklik olmayacağını varsayıyor.

Ancak ABD’de başkanlık görevini devralmaya hazırlanan Donald Trump büyük vaatlerde bulunuyor: vergileri düşürmek, yabancı mallara yüksek gümrük vergileri uygulamak, ülkede yasadışı olarak çalışan milyonlarca göçmeni sınırdışı etmek. Tüm bu politikalar ABD enflasyonunu yükseltebilir ve küresel ticareti sekteye uğratabilir. Banka, ABD ekonomi politikasının görünümünün “belirsiz olduğunu, bunun sonucunda ABD ve küresel büyüme ve enflasyon üzerindeki etkilerin belirsizlikle gölgelendiğini” söyledi.

Forum

XS
SM
MD
LG