İngiltere’de Türkler’in yoğun olarak yaşadığı ve çalıştığı başkent Londra’daki Harringay semti, ülkede Corona’ya rağmen süren yaşamın gözlemlenebileceği en canlı merkezlerden biri.
VOA Türkçe Londra Muhabiri Barış Çimen’in kameraya kaydettiği görüntülerde, kısıtlamaların en ciddi uygulandığı üçüncü karantinada dahi hayatın sanki normal akışındaymış gibi sürdüğü görülüyor.
Mutasyonlu Corona’nın ve hızlı bir şekilde 100 bin sınırını aşan ölümlerin Türk göçmenler arasında nasıl etkiler yarattığını ve neler yaptıklarını öğrenmek için yaptığımız röportajlarda, İngiltere’nin genelinin dışında farklı bir tablo ortaya çıktı.
Mart ayında zatürree şikayetiyle ambulansla hastaneye kaldırıldığını anlatan restoran şefi Oruç Mesut, “insanlar bu virüsü şakaya alıyor” diyerek ölümle yaşam arasında gidip geldiği zor anları paylaştı.
Karantina kapsamı dışında kaldığı için iş yeri sadece paket servisine açık Gaziantep baklavacısı Mehmet Demirbaş iki kez Corona olduğunu ve ateşlenen çocuğuna yapılan test sonrası da virüsün tüm aileye bulaştığının anlaşıldığını anlattı. Kendisinin hafif atlatmasına rağmen eşinin hiç de o kadar şanslı olmadığını, hastalık sırasında yaşadığı zorluklardan örnekler vererek paylaşan Demirbaş, virüsü ikinci kez dükkana gelen müşteriden kaptığını söyledi.
O sırada okul çağındaki iki kızıyla baklava almaya gelen bir müşteri, Corona yüzünden 9 aydır annesini dahi ziyaret edemediğinden yakındı. Büyük kızı diş randevusu nedeniyle hazır dışarı çıkmışken epey uzun bir süre sonra baklavacıya uğrama fırsatı yakaladığını söyledi. Küçük kızı ise kısıtlamalar nedeniyle aylardır kapalı olan okulunu özlediğini ama öğretmenlerini, arkadaşlarını bilgisayar üzerinden de olsa görebilmekten memnun olduğunu anlattı.
Trafiğin normal akışında devam ettiği, iki katlı kırmızı otobüslerin duraklardan yolcular alıp indirdiği Green Lanes caddesinde elinde bisikleti, arkadaşlarıyla sohbet ederken VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan müzisyen Cabbar Boziye, Corona virüsünden korunmadığını söyledi. Boziye, uzun süre Hindistan’da yaşadığı için virüslerle mücadelede zaten deneyim sahibi olduğunu ileri sürerek hastalığı geçirmiş olduğunu sandığını belirtti.
Önder Genç adlı Ankara Anlaşmalı grafik tasarımcısı ise Corona’yı ayakta atlattığını anlatırken İngiltere Sağlık Sistemi NHS’in kendisi gibi hastalığı hafif geçirenlere yaklaşımından örnekler verdi. Corona’ya kıyasla gripte bile izolasyon dışında uygulanabilecek tedaviler ve ilaçlar olmasına şaşırdığını anlattı.
70 yaşlarında Yusuf Sert adlı göçmen, ilaç almaya geldiği eczanenin önünde VOA Türkçe muhabiri Barış Çimen’e çevresinde çok kişinin Corona‘dan öldüğünü anlattı. Kaçınılmaz gördüğü hastalıkta kendisinin hafif ama eşinin zor geçen tedavi sürecinden bahsetti.
Yusuf Sert şimdi kayıtlı olduğu sağlık ocağındaki aile hekiminden gelen ve aşı sırasının kendisine geldiğini belirten mektubun heyecanını yaşıyor.
Türkiye’de Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğrenci olduğunu söyleyen Serhat Saygan ise meslekte ve yabancı dilde deneyim kazanmak için geldiği İngiltere’de bir test merkezinde göreve başladığını anlattı. Mutasyonla birlikte Coronalı hastalarda farkedilir bir artış olduğunu anlatan genç tıp öğrencisi, “Aslında basit önlemlerle hastalıktan korunmak mümkün” dedi.
Öte yandan İngiltere’nin hükümet politikalarına yön veren bilimsel danışma kurulu, mutasyonlu Corona virüsünün yüzde 70 daha bulaşıcı ve yüzde 30 daha öldürücü olduğunu açıklamıştı. Halka da kısıtlamaları çok daha ciddiye almaları konusunda uyarılar yayınlandı.
Röportajın sonunda caddede kırmızı ışıkta bekleyen araçlarının içinden VOA Türkçe kamerasına seslenen iki göçmen ise Corona’ya inanmadıklarını ifade ettiler ama yine de herkese bir tavsiyede bulundular: “Maske takın”.
