Musul’u IŞİD ele geçirmeden önce çiftçi olan İbrahim Inaimy’e göre IŞİD’in tehditleri son zamanlarda artmış durumda. IŞİD’in ele geçirdiği topraklardan kaçanlar gibi İbrahim de işsiz.
“IŞİD bu kampı biliyor, cami mikrofonlarını bu bölgeden kaçmayı planlayanları öldüreceklerini söylemek için kullanıyorlar” dedi.
Yardım görevlilerine göre Musul’a 25 km uzaklıktaki Hassan Kampı’na her gün ortalama 40 ile 250 aile geliyor.
Uluslararası Göçmenlik Örgütü’ne göre Musul operasyonunun başladığı Ekim’in ortasından bu yana yaklaşık 84 bin kişi evlerini terketti.
Irak ordusu ilerledikçe birçok insan IŞİD’in hava topu ve ateşinden kaçtı.
2,5 yıl IŞİD idaresinde yaşayanların parası, yemeği kalmadığından bölgeyi hızla terkettiler.
Ancak mülteciler IŞİD geri çekildikçe birçok ailenin kaçma şansını yakalayamadığını belirtiyor. Militanlar son günlerde tehditlerini artırmış durumdalar ve ailelerin geri dönmeye zorladılar.
IŞİD’den önce taksi şoförü olan Raad, “Aileleri canlı kalkan olarak kullanıyorlar, kendileriyle gelmeyenleri öldüreceklerini söylüyorlar,” dedi.
Cep telefonları ve sakal
IŞİD kuralları altında yaşayanların cep telefonu kullanması yasak ve sakal bırakmak zorundalar.
Raad, “Irak güçleri yaklaşınca militanlar cep telefonuyla yakalananların ya da tıraş olanların kafasının kesileceğini duyurdu” diyor.
Raad, IŞİD militanlarının tıraş olanları “Obama” diye çağırdıklarını belirtiyor.
Kaçabilme beklentisi içinde olanlar kaçtıklarında IŞİD militanı olarak algılanmamak için sakalını kesiyor.
Fakat Raad gibi birçoğu, kaçana kadar cep telefonu kullanamıyor ve sakalını kesmiyor.
IŞİD ortaya çıkmadan önce Irak polisi olanlar Irak Ordusu ilerledikçe daha fazla hedef oluyor. Abdu Muhammed birçok eski meslektaşının IŞİD kente girdiğinde infaz edildiğini, diğerlerinin “iyi Müslüman olmaları” karşılığında hayatlarının bağışlandığını söylüyor.
Ancak Irak ordusunun ilerlemesiyle militanlar bütün eski polisleri öldürmeyi planladıklarını açıkladılar. Militanlar, eski polislerin IŞİD ile ilgili bilgileri Irak ordusuna vermesinden endişe ediyorlar.
