Ankara 38 yıl aradan sonra ilk defa bir İran genelkurmay başkanını ağırlıyor. Tümgeneral Muhammed Bakıri’nin ziyareti, Irak ve Suriye konusunda ayrı düşen iki ülke Türkiye ve İran için kritik önemde.
İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın davetlisi olarak Ankara'ya geldi. 1979’dan bu yana İran’dan en üst düzey askeri ziyareti düzenleyen Bakıri’nin temasları üç gün sürecek.
İran Genelkurmay Başkanı’nın ziyareti, Tahran, Ankara ve Moskova’nın Suriye’de iç savaşı sonlandırmak için başlattıkları Astana süreciyle ilişkilendiriliyor.
Al Monitor yazarı ve siyaset uzmanı Semiz İdiz, görüşmelerde Suriye konusunun özellikle de muhaliflerin kontrolündeki İdlib’in gündeme geleceğinden emin.
İdlib’in “arı kovanı” olabileceğini belirten İdiz, bölgede iki İslamcı grubun çatıştığını hatırlatıyor. Daha ılımlı olan grubu Türkiye’nin desteklediğini belirten İdiz, diğerinin daha IŞİD etkisinde olduğunu, Beşar Esat’ın da bu durumdan yararlanabileceğini öngörüyor.
İdlib’in Türkiye sınırında yer alması, Ankara’da endişeyi arttırıyor. Eğer Suriye rejimi bölgeyi ele geçirirse, Türkiye’yi birçok radikal cihatçıyı da içeren yeni bir mülteci dalgası vurabilir. Ankara geçen hafta güvenlik gerekçesiyle İdlib sınırını kapatmıştı.
Bölgedeki Kürtlerin taleplerinin de İranlı generalin Ankara gündeminde olması bekleniyor. İran da Türkiye gibi geniş bir Kürt azınlığa sahip. Ankara ve Tahran, Iraklı Kürtlerin gelecek ay düzenlemeyi planladığı bağımsızlık referandumuna karşı.
Ankara Siyaset Forumu adlı düşünce kuruluşunun başındaki emekli büyükelçi Ünal Çeviköz, Irak ve Suriye’de yaşananların bölgesel düşmanlığı arttırdığına ve İran’ın önemli bir aktör olarak öne çıktığına dikkat çekiyor.
Çeviköz, İran’ın belirli niyetleri olduğunu ancak Irak ve Suriye konusunda Türkiye’yle aynı düşünmediğini de söylüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendini bölgedeki Sünnilerin hamisi olarak konumlandırıyor; bu nedenle de Tahran’ın Irak ve Suriye politikalarını sert bir şekilde eleştiriyor.
