47 Cumhuriyetçi Partili senatör, geçtiğimiz hafta İranlı yetkililere gönderdikleri açık mektupta, Başkan Obama’dan sonra seçilecek başkanın İran’ın nükleer programına ilişkin varılan anlaşmayı iptal edebileceğini yazdı. Ancak Dışişleri Bakanı John Kerry’ye göre altı dünya gücünün imzasını taşıyacak anlaşma, kolay kolay feshedilemez.
Mektubu imzalayan senatörlerden biri, 2016 başkanlık yarışında Cumhuriyetçi Parti’den aday adayı olmak isteyen Marco Rubio'ya göre, bu konu dış siyaset üzerine yapılan basit bir tartışmanın çok ötesinde ve bu anlaşma Amerika'nın ulusal güvenliğine, Oratadoğu'ya ve tüm dünyaya yönelik açık bir tehdit.
Dışişleri Bakanı John Kerry ile İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif’in son toplantılarında elde ettiği olumlu ilerleme, İran’ın nükleer programını kısıtlamaya yönelik müzakerelerin umut vadettiğini gösteriyor.
2016 başkanlık yarışı için adı geçen Demokrat Partili siyasetçilerden dışişleri eski bakanı Hillary Clinton, “Bu senatörler uluslararası diplomasi için bu kadar önemli bir dönemeçte ya İranlılar’a yardım etmeye ya da Amerika Başkanı’na zarar vermeye çalışıyor.” şeklinde konuşuyor.
Obama'ya göre ise, bazı senatörlerin uzlaşma istemeyen İranlılarla aynı safta yer alması çok garip.
Amerika’nın Sesi Farsça Servisi’nden Muhammed Manzarpur, İran’da 20 yıl görev yapmış bir gazeteci. Manzarpur, Dışişleri Bakanı Cevat Zarif’in İran televizyonunda senatörlerin yazdığı mektubu kınayan açıklamalar yaptığını söylüyor. Manzanpur, “Dışişleri Bakanı Zarif ve birçok İranlı,propaganda aracı olarak gördükleri mektubun amacının İran’a daha fazla baskı yapmak ve ne pahasına olursa olsun anlaşmaya zorlamak olduğunu düşünüyor.” diyor.
Senatör Tom Cotton’un mektubun Farsça çevirisini Twitter sayfasında yayınlaması da büyük tartışma yarattı. Denver Üniversitesi’nden doktora derecesi bulunan ve kusursuz İngilizce konuşan bir İranlı olan Cevat Zarif, mektubu Farsça yayınlamanın, yangına körükle gitmekten farksız olduğunu, 'İngilizcesini okuyamıyorsanız alın size Farsçası’ anlamına geldiğini belirtiyor
Ana hatlarının Mart sonuna kadar belirlenmesi planlanan anlaşma sürecinin hassas bir dönemece girdiğini belirten Muhammed Manzarpur’a göre, mektubun amacı müzakereleri engellemek.