WASHINGTON —
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ve Almanya, İran’la nükleer programıyla ilgili görüşmelerin ikinci turu Kazakistan’ın Almati kentinde devam edecek. Taraflar yeni görüşmelerden ne kadar umutlu?
Batı ve İsrail, İran’ın her geçen gün nükleer silah sahibi olmaya yaklaştığını söylese de Batılı yetkililer, Tahran’ın son tekliflerine olumlu yaklaşmasını umuyor.
Görüşmeciler bu hafta bir araya gelecek, ama İran ödün vermeye hazır mı?
Sorunun yanıtını Avrupa Birliği dış politika yetkilisi Catherine Ashton veriyor: “Ben her zaman temkinli iyimserim. Ancak İran’dan bir yanıt almamızın çok önemli olduğu konusunda son derece netim.”
Almati’deki görüşmelerin Şubat ayında yapılan ilk turunda, P5+1 ülkeleri İran’a yönelik uluslararası yaptırımları hafifletme işareti verdi. Tahran hükümeti bunun karşılığında nükleer silah imalinde kullanılabilecek yüksek kalite uranyum zenginleştirmeyi durdurmak zorunda.
Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry de bu teklife destek veriyor: “İran’ın yeniden uluslar topluluğuna katılma şansı olacak, dışlanmaktan kurtulacak.”
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nden Mark Fitzpatrick, İran’ın daha önce ayak direttiğini hatırlatıyor: “Umarız bu kez masaya geçen yaz sunduklarından daha gerçekçi bir şey koyarlar. O zaman azıcık ödün karşılığında her şeyi talep etmişlerdi.”
Başkan Barack Obama’nın da aralarında bulunduğu Batılı yetkililer, İran’ı fazla manevra alanı kalmadığı konusunda ikna etmeye çalışıyor: “Tüm seçenekler masada. İran’ın dünyanın en kötü silahlarına sahip olmasını önlemek için gerekli olan her şeyi yapacağız.”
İranlı temsilci Ali Aşgar Sultaniye, geçen ay Uluslararası Atom Enerji Dairesi’nin toplantısında, İran’ın daha fazla adım atabileceği yönünde işaretler vermişti: “Atom Enerji Dairesi’yle diyaloğumuzu sürdürmeye kararlıyız ve bu kararlılıktan geri adım atmadık. Ama ulusal güvenliğimizi de açık bir teminat olarak sunamayız. Hiçbir ülke böyle bir açık teminat veremez.”
Ancak son dönemde Kuzey Kore’nin Amerika’yla yaşadığı gerilim, İran’ın önümüzdeki görüşmelerde kararını etkileyebilir.
Silah Denetimi Birliği’nden Greg Thielmann, Skype üzerinden sorularımızı yanıtladı: “İran’da rejimin değişik kesimleri uyuşmaz olabilir. Zorlu müzakereci olabilirler. Ama Kuzey Kore’yle karşılaştırıldığında bu süreç çok daha akla yatkın ve kontrol altında.”
Birçok uzman İran’la görüşmelerin sürdürülmesinin umutları arttırabileceğini düşünüyor. Ama umutlar İran’ın Haziran ayındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar bekleyebilir.
Batı ve İsrail, İran’ın her geçen gün nükleer silah sahibi olmaya yaklaştığını söylese de Batılı yetkililer, Tahran’ın son tekliflerine olumlu yaklaşmasını umuyor.
Görüşmeciler bu hafta bir araya gelecek, ama İran ödün vermeye hazır mı?
Sorunun yanıtını Avrupa Birliği dış politika yetkilisi Catherine Ashton veriyor: “Ben her zaman temkinli iyimserim. Ancak İran’dan bir yanıt almamızın çok önemli olduğu konusunda son derece netim.”
Almati’deki görüşmelerin Şubat ayında yapılan ilk turunda, P5+1 ülkeleri İran’a yönelik uluslararası yaptırımları hafifletme işareti verdi. Tahran hükümeti bunun karşılığında nükleer silah imalinde kullanılabilecek yüksek kalite uranyum zenginleştirmeyi durdurmak zorunda.
Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry de bu teklife destek veriyor: “İran’ın yeniden uluslar topluluğuna katılma şansı olacak, dışlanmaktan kurtulacak.”
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nden Mark Fitzpatrick, İran’ın daha önce ayak direttiğini hatırlatıyor: “Umarız bu kez masaya geçen yaz sunduklarından daha gerçekçi bir şey koyarlar. O zaman azıcık ödün karşılığında her şeyi talep etmişlerdi.”
Başkan Barack Obama’nın da aralarında bulunduğu Batılı yetkililer, İran’ı fazla manevra alanı kalmadığı konusunda ikna etmeye çalışıyor: “Tüm seçenekler masada. İran’ın dünyanın en kötü silahlarına sahip olmasını önlemek için gerekli olan her şeyi yapacağız.”
İranlı temsilci Ali Aşgar Sultaniye, geçen ay Uluslararası Atom Enerji Dairesi’nin toplantısında, İran’ın daha fazla adım atabileceği yönünde işaretler vermişti: “Atom Enerji Dairesi’yle diyaloğumuzu sürdürmeye kararlıyız ve bu kararlılıktan geri adım atmadık. Ama ulusal güvenliğimizi de açık bir teminat olarak sunamayız. Hiçbir ülke böyle bir açık teminat veremez.”
Ancak son dönemde Kuzey Kore’nin Amerika’yla yaşadığı gerilim, İran’ın önümüzdeki görüşmelerde kararını etkileyebilir.
Silah Denetimi Birliği’nden Greg Thielmann, Skype üzerinden sorularımızı yanıtladı: “İran’da rejimin değişik kesimleri uyuşmaz olabilir. Zorlu müzakereci olabilirler. Ama Kuzey Kore’yle karşılaştırıldığında bu süreç çok daha akla yatkın ve kontrol altında.”
Birçok uzman İran’la görüşmelerin sürdürülmesinin umutları arttırabileceğini düşünüyor. Ama umutlar İran’ın Haziran ayındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar bekleyebilir.