Amerikalı yetkililer, Irak ve Suriye’de IŞİD’e karşı askeri kazanımlar elde edildiğini vurgulasa da mevcut stratejilerin yeterli olmadığı görüşü uzmanları kaygılandırıyor.
Amerika ve koalisyon ortakları, IŞİD’in savaşma kapasitesini düşürmeye devam ediyor. Ancak köktendincilik adına savaşmaya ve ölmeye hazır gençlerin IŞİD’e katılmalarını engellemek için henüz tutarlı bir strateji oluşturulamaması kaygı yaratıyor.
İngiltere eski Başbakanı Tony Blair, geçtiğimiz günlerde Washington’da katıldığı bir toplantıda, şiddet içerikli köktendincilik tehdidinin giderek arttığını, bu tehdidin dünyada birçok bölgede hissedildiğini söyledi:
”Kendini IŞİD gibi örgütlere kaptıran az sayıdaki gençten çok daha büyük ve yaygın olan bir oluşumu nasıl yenilgiye uğratırız?” sorusunu yönelten Blair, kaygıların haklı olduğu görüşünde.
Köktendincilikle ilgili sorulara yanıt arayan eski yetkililerin sayısı giderek artıyor. Tony Blair, eski CIA başkanı ve eski savunma bakanı Leon Panetta’yla birlikte merkezi Washington’da bulunan Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi bünyesinde yeni oluşturulan Şiddet İçerikli Köktendincilikle Mücadele Komisyonu’nun başkanlığını yapıyor.
Komisyonun amacı, giderek büyüyen köktendincilik tehdidiyle mücadele etmeye çalışan Batılı siyasetçilere Temmuz ayına kadar güçlü, açık ve gerçekçi bir plan sunmak.
Müslüman kimliği krizi
Tony Blair, radikal İslam’la mücadelenin askeri yönünün de çok önemli olduğunu vurguluyor. Ancak İngiltere eski başbakanına göre köktendinciliğin giderek daha da yaygınlaşmasına ön ayak olan ideolojiyle henüz etkili bir biçimde mücadele sağlanamadı.
Blair’e göre, ”Köktendinci faaliyetler, birkaç fanatiğin çok ötesinde, on binlerce kişi tarafından yürütülüyor. Köktendinci ideoloji ise milyonlarca kişi tarafından kabul görüyor.”
İngiltere eski başbakanı Blair, köktendinci ideolojiyi benimseyen bazı kişilerin şiddete karşı olduğunu, ancak şiddeti körükleyen etkenin köktendinci ideoloji olduğunu kaydediyor.
Radikal İslamcı örgütlerin, özellikle de IŞİD’in gerek Batı’da, gerekse nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olan ülkelerde kendini yalnız ve çaresiz hisseden Müslüman gençleri ağına düşürmesi, sorunu daha da derinleştiriyor.
Dış İlişkiler Konseyi’nden Farah Pandith, Müslüman gençlerin kimlik kriziyle karşı karşıya olduğunu söylüyor.
ABD’nin Müslüman Toplumlarla İlişkiler Birimi’nin eski başkanı olan Pandith, internet çağında yetişen ve kimliğini keşfetmeye çalışan gençlerin tüm yanıtları Google’da aradıklarını belirtiyor.
Öteyandan Amerikalı yetkililer, IŞİD gibi İslamcı örgütleri yenilgiye uğratmanın çok uzun süreceği uyarısını uzun süredir yaptıklarını hatırlatıyor.
Kongre’de konuşan Dışişleri Bakanı John Kerry, köktendincilik tehdidinin Ortadoğu’nun çok ötesine geçtiğini, bu tehdide sadece askeri yanıt vermenin yeterli olmayacağını vurguladı. Bakan Kerry, Amerika’nın benimsediği yaklaşımın kapsamlı ve uzun vadeli olduğunu da sözlerine ekledi.