Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 8 Nisan'da yaptığı açıklamada, çelik ve çimento dahil birçok kalemde İsrail'e yapılan ihracatın askıya alınacağını duyurmuş, Türk Hava Yolları ise önümüzdeki yıla kadar İsrail seferlerine başlamayacağını açıklamıştı. Uzmanlara göre Türkiye, bu adımları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın genel başkanı olduğu AK Parti'nin, Gazze'deki savaşa rağmen İsrail'le ticari ilişkileri sürdürme politikasına yönelik giderek artan eleştiri ve tepkilerin sonucu attı.
Kadir Has Üniversitesi'nden uluslararası ilişkiler uzmanı Soli Özel, AK Parti'yle yakın ilişkisi olan şirketlerin ya da AK Partili siyasetçilerin İsrail'le çok yakın ticari ilişkileri olduğunu, bu şirket ve kişilerin bir şekilde seçmenin İsrail'le ticarete olan tepkisine yanıt vermek durumunda kaldıklarını kaydediyor. Özel'e göre bu şirket ve kişiler bir şeyler yaptıklarını göstermek zorunda kaldı ve bunun en etkili, en gözle görülür yolu, Türk Hava Yolları'nın İsrail seferlerini askıya almasıydı.
Erdoğan'ın AK Partisi'nin şimdiye kadarki en ağır yenilgisini aldığı 31 Mart yerel seçimlerinde İslamcı kökenli Yeniden Refah Partisi, seçim kampanyasını, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı İsrail'le devam eden ticari ilişkilerden ötürü kınamaya odaklandırmıştı. Uzmanlara göre Yeniden Refah Partisi'nin genel başkanı Fatih Erbakan, Erdoğan'ın AK Partisi'nin dindar tabanına yönelik çok ciddi bir tehdit oluşturuyor.
İstanbul'daki İstinye Üniversitesi'nden din ve devlet ilişkisi uzmanı Profesör İştar Gözaydın, AK Parti için sonun yakın olduğunu, AK Parti'nin yerini Yeniden Refah Partisi'nin alacağını düşündüğünü söylüyor.
İsrailli uzmanlarsa Türkiye'nin İsrail ile olan ticari ilişkilere kısıtlama getirmesinin zamanlamasının kötü olduğunu çünkü ticaretin ve insanlar arası iletişimin diplomatik gerginlik dönemlerinde ikili bağları korumak için hayati önem taşıdığını kaydediyor.
Tel Aviv Üniversitesi bünyesindeki Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü'nden Türkiye-İsrail ilişkileri uzmanı Gallia Lindenstrauss, Türkiye-İsrail siyasi ilişkilerinin krizde olduğu dönemlerde bile ticaretin ikili bağları sürdüren öğe olduğunu kaydediyor. Lindenstrauss'a göre iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerle seyahat ve ulaşım bağlantıları sayesinde insanlar arası iletişimin devamlılığı sağlanıyordu.
2010 yılında, İsrail kuvvetlerinin Gazze'ye yardım götüren Mavi Marmara gemisine baskın düzenleyerek 10 Türk vatandaşını öldürdüğü dönemde bile Türkiye ve İsrail arasındaki tarifeli uçuşlar ve ticari ilişkiler devam etmiş ve bu krizden etkilenmemişti. Ancak uzmanlar, Gazze'deki insani krizin boyutlarının, bu sefer durumu değiştirdiği görüşünde.
Kadir Has Üniversitesi'nden Soli Özel'e göre insanlar Gazze'de olanlara canlı yayın izler gibi tanık oluyor ve yaşananların gerçekten de vicdanlara sığmadığına inanıyor. Özel, Gazze'deki yıkımın giderek kötüleşmesi üzerine İsrail ile ticarete yönelik protesto seviyesinin giderek arttığını kaydediyor.
İsrail kuvvetlerinin Gazze'nin güneyine yeni bir harekat düzenlemeye hazırlandığı bu dönemde İsrail'le ticarete yönelik protestoların artması, bunun da Erdoğan üzerindeki baskıyı güçlendirmesi bekleniyor.
Forum